Erdemir'i nasıl finanse etti?
OYAK'IN DAVA AÇTIĞI METİN MÜNİR, ERDEMİR'İN 3 MİLYAR DOLARI NASIL ÖDEDİĞİNİ YAZDI.

Metin Münir'in yazısı
OYAK, Erdemir'i nasıl finanse etti?
OYAK, geçen şubat ayında 3 milyar dolara yakın para ödeyerek Erdemir'in yüzde 49 hissesini özelleştirmeden satın aldı.
Finansmanın tamamının ayrıntıları konusunda ne borsaya tam bilgi verildi, ne de OYAK'ın web sitesinde kapsamlı herhangi bir açıklama var.
OYAK Genel Müdürü Coşkun Ulusoy, piyasaya finansmanın özsermaye ve dış kaynaklardan karşılanacağını deklare etti. Borç, teknik deyimiyle, non-recourse yani OYAK'a rücu edilmezdir. OYAK'ın herhangi bir şirketi kredinin kefili olarak teminat vermemiştir.
İşte Ulusoy'un 3 Mart'taki basın toplantısında söyledikleri: "Finansmanı kendi iç kaynaklarımızdan ve dış kaynaklarımızdan temin ettik, bunları temin ederken de hiçbir şirketimizin garantisini vermedik, hiçbir şirketimizi ipotek etmedik, OYAK'ın güzel imzasını koyduk ve aldık."
İtibara dayalı kredi
Dava dilekçesinde OYAK'ın aynı iddiaları yenilendi: "Bu finansman paketi için kurumumuzun herhangi bir iştiraki teminat olarak gösterilmemiştir. Kredi sadece imza karşılığı, kurumumuzun itibarına dayalı olarak verilmiştir."
Araştırmalarım her iki beyanın da gerçekleri tam yansıtmadığını gösteriyor.
OYAK, Erdemir'i satın almak için Ataer Holding adlı bir şirket kurdu. Özelleştirmeden Erdemir hisselerini bu şirket aldı.
Ödemeyi yapmak için kullanılan finansman üç kalemden oluşuyor. Bunlardan ikisi kredi, yaklaşık 500 milyon dolarlık bölümü ise OYAK'ın kendi kaynaklarından koyduğu sermayedir.
Birinci kredi kısmen, ikincisi tamamen OYAK'a rücu edilebilir mahiyettedir.
Bunun böyle olduğunu geçen yılın aralık ayında, yani Ulusoy'un basın toplantısından neredeyse üç ay önce, kredinin 1,620 milyarlık birinci tranşının tamamlanması vesilesiyle sendikasyon koordinatörü Bayerische Hypo- und Vereinsbank (HVB) açıkladı.
Hisseler rehnedildi
Bankanın Endüstriler Başkanı Marc Thuemecke ve Borç Sendikasyonları Direktörü Constantin von Moltke tarafından yapılan açıklamada, "Alacaklılar bir derecede OYAK'a rücu edebilir" denildi.
Alacaklılar ABN Ambro, Akbank, CALYON, Citigroup, Fortis, Garanti Bankası, HVB ve İş Bankası'dır.
Yabancı bir kreditörden aldığım bilgiye göre, bu krediye karşılık OYAK, Ataer Holding'in elindeki bütün Erdemir hisselerini rehnetti. Ek olarak OYAK'ın on yıl boyunca her sene 200 milyon dolarlık kefaleti var. Diğer bir anlatımla, eğer Ataer Holding borcun servisini yapamazsa OYAK on yıl süreyle yılda 200 milyon doları geçmemek üzere borç ödemesine destek olacak.
İkinci kredi tranşı hakkında OYAK piyasaya bir açıklama yapmadı. Israrlı sorularıma OYAK'tan cevap alamadım.
Güvenilir kaynaklar bu kredinin ABN Ambro ve Citigroup'tan alınan 960 milyon dolarlık, iki yıl vadeli bir köprü finansmanı olduğunu söylüyorlar. Kredi Ataer Holding değil OYAK tarafından alındı. OYAK'ın riskidir. Tamamı OYAK full recourse'tur, yani OYAK'a rücu edilebilir.
Kefalet vermek olağan
OYAK'ın bu krediyle ilgili ağız sıkılığına anlam vermek kolay değil. Türk şirketlerinin bankalardan aldıkları kredilere karşılık kefalet vermeleri olağandır. Nitekim Koç, Tüpraş kredisi için teminat olarak finansörlerine Arçelik ve Migros hisselerini verdi. Bunlar grubun tartışmasız en değerli şirketleridir. Koç, bunu açıklamakta hiçbir beis görmedi, çünkü uygulama ne anormaldir, ne ayıptır, ne de herhangi bir finansal zaaf tezahürüdür.
OYAK'ın ağız sıkılığı Moody's derecelendirme şirketinin geçen aralıkta OYAK'ın sınıflandırılması vesilesiyle yaptığı açıklamayla daha da esrarengiz bir hal alıyor.
Moody's OYAK'a B1 derecesi verdi. OYAK'a neden bu dereceyi layık gördüğünü açıklarken saydığı nedenler arasında şu iki unsur da vardı: Şirketin "borçtan ari" olması ve