Dubaililer avizelerin üzerine yattı

Dubaililer avizelerin üzerine yattı

Dubai Krallığı'na, Dolmabahçe ve Topkapı Sarayı'nda bulunan altın işlemeli avizelerden yapan Türk şirketi, 165 bin dolar alacağını tahsil edemeyince iflasın eşiğine geldi.

Dubaililer avizelerin üzerine yattı
16px
24px
12.12.2006 12:04
ABONE OLgoogle

Alacaklarının ödenmemesi yüzünden darboğaza giren ve 17 personelini işten çıkaran imalathane sahibi, Bahçelievler'de bulunan işyerini kapatıp, daha küçük bir imalathanede eşi ve iki çocuğuyla ayakta kalmaya çalışıyor.

Dubai Kraliyet ailesine ait saraya takılmak üzere 45 parça altın işlemeli avize yapan Türk şirketi, batma aşamasına geldi. Dubai'yi yöneten ailenin en önde gelen isimlerinden olan 85 yaşındaki kraliyet ailesi mensubu Sheika Sheika Bint Saeed Al Maktoum'un yeni sarayı için altın işlemeli avize yaptırmak isteyen saray mimarları, Bahçelievler de avize imalatı yapan "Turkuaz Sanatsal Aydınlatma" isimle şirketle temasa geçti. Şirketin işle ilgili 165 bin 915 Dolar istemesi ve projenin beğenilmesi üzerine 2 Nisan 2005 tarihinde anlaşma imzalandı. Anlaşmadaki gibi tüm ürünleri Dubai'ye giderek montajını da yapan Türk şirketi, parasını bir türlü alamadı. Türkiye'nin Dubai Büyükelçiliği ve Ticari Ateşesi ile görüşen şirket, buradan sonuç alamadı. Birleşik Arap Emirlikleri Başkonsolosluğu'na dilekçe ile başvuruda bulunulması da sonuç getirmeyince ekonomik darboğaza giren şirket, iflasın eşiğine geldi. 17 personelini çıkaran ve başka bir yere taşınan şirket sahibi İsmail Taş, iki çocuğu ve hanımı ile kalan 107 milyar lira borcunu ödemeye çalışıyor.

İşi yapmak için teklifin karşı taraftan geldiğini belirten İsmail Taş, " 'Ürünleri size yaptırmak istiyoruz' diye mimar geldi. Akreditif açıldı. Yanlış söylemiyorsam banka Commercion of Dubai Bank'dı. Akreditifi İş Bankası'na açmışlar, onlar da müşterisi olmadığımız için bizi bulmakta zorluk çekmiş. Daha sonra biz akreditifi Şeker Bank'a aldırdık. Ben tabi çok büyük bir rakam olduğu için banka teyidi istedim. Teyid gelince 3 ay içinde malı yaptım. Faturasını kestik, gümrüklemesini yaptık. Avize taktığımız saray, Sheika'nın kendi sarayı. Dubai'ye indik, mimar karşıladı, kalacağımız otele onlar götürdü bizi. 14 gün boyunca her gün saraya gidiyorduk. 14. gün akşam, çalışan arkadaşları gönderdik. 2 gün sonra evrakların alınması kontroller yapılacak ve belge verilecekti. 'Siz gidin hesabınıza paranız yatacaktır' dediler, bizde geldik. Bankaya sorduk '15 gün müsade edin' dediler. 15 gün daha istediler yine yatmadı. Karşı bankaya soruyorlar. 'Evraklar henüz bizde duruyor, müşteri almadı' diyorlar. Henüz bir yılı geçti para ödenmedi. Gümrükten, Sheika'nın malı diye banka evraklarını sormadan, ürünleri teslim etmişler. Tabi ben bunu geri geldiğimde 'Param niye ödenmedi?' diye sorunca anlıyorum. Bana 'Sizin mallarınız çekilmemiş evraklarınız burada' diye cevap verdiler. Asıl paranın ödenmemesinin sebebi de sanırım bu." diye konuştu.

"İHRACATÇILAR BİRLİĞİ'NE GÖNDERDİĞİM DİLEKÇE VE DOSYA KAYBOLDU"

Türkiye'nin Dubai Büyükelçiliği'ni arayarak sorununu ilettiğini ve İhracatçılar Birliği aracığılığıyla başvuru yapmak istediklerini belirten İsmail Taş, İstanbal Maden ve Metal İhracatçıları Birliği'ne Temmuz 2005'de yaptığı başvurunun dosyasının kayıplara karıştığını söylüyor. Taş, "Büyükelçilikten Ticari Ateşeyi aradım. 'İhracatçılar Birliği'ne dilekçe yazın dökümanları verin' dediler. Biz dilekçeyi yazdık. Dökümanları altına ekledik. Henüz bu dosyanın nerde olduğu bile belli değil. Bu dosyanın ticari ateşeye verilmesi lazım. Ticari Ateşe de bizim dosyamızı eline alacak, Sheika'ya gidecek. 'Neden ödenmedi ya da beğenmediğiniz bir şey mi var?' diye sorması lazım. Daha sora Birleşik Arap Emirlikleri'nin Konsolosluğu'na bir yazı yazdım. Birleşik Arap Emirlikleri 'biz karışamayız' diye cevap verdi. 'Ya nasıl karışamazsınız bu kişi basit bir vatandaş değil koskoca Sheika' dedim. 'Asıl onun için hiç karışamayız' diye cevap verdiler." şeklinde konuştu.

 "ŞEKERBANK'I DAVA ETTİK DAHA SONRA SHEİKA'YA MAHKEMEYE VERECEĞİZ"

Prosedür gereği önce bankayı mahkemeye vermeleri gerektiğini, bankanın suçsuzluğunun anlaşılmasından sonra karşı tarafı Uluslararası Ticaret Mahkemesi'ne şikayet edeceklerini aktaran Taş, " İki ay sonra Şekerbank'ı dava ettik. Dava şu anda Yargıtay'da. Eğer Şekerbank'ı mahkemeye veridiğimiz davayı kaybedersek Uluslararası Ticaret Mahkemesi'ne gideceğiz. Önce banka sonra karşı tarafı şikayet edecekmişiz. Eğer devlet de yardım etmezse kibrit çakıp gitmemiz gerekiyor." diye serzenişte bulundu.

Şu anda önceki mali durumlarına göre çok kötü durumda olduklarını belirten Taş, "Bahçelievlerdeki dükkanı kapatmak zorunda kaldık. Telefonlarımızın parasını bile veremedik. Kiramızı veremedik. Ondan dolayı işyerimizi değiştirmek zorunda kaldık. Orası şehir merkeziydi Bahçelievler, burası oraya göre nerdeyse dağ başı sayılır." diye konuştu.

 "YAPILAN AVİZELER TAMAMEN ALTIN İŞLEMELİ"

Dubai Şeyhliği'nin sarayına yaptıkları avizelerin benzerlerinin Dolmabahçe, Topkapı ve Çırağan Sarayı gibi Osmanlı'nın en şaşalı saraylarında bulunan avizelerin benzeri olduğunu aktaran İsmail Taş, yapılan ürünlerin tamamında altın suyu ile el işlemesinin kullanılıdığını ifade etti. Taş, "Bu avizelerden Dolmabahçe, Topkapı, Çırağan Saraylarında var. Çok uzun süre dayanıyor. Çok gösterişli. Çok kullanışlı. Kullanışlı olma özelliği ışığın verdiği bir zarar var insana o zararı yok ediyor. Cam üzerine elle altın ve cam boyaları ile işlemeler yapıyorsunuz. Tamamen altın ve renk işlemeli yaptık. Bunu nasıl yapacağı da sözleşmede tek tek belirtilmişti. Sözleşmede hangi desenler belirlenmişse onlar yapıldı. 'Ayet yazılacak' dendi ki, daha önce hiç ayet yazmamıştık. 'Hat şeklinde yazılsın o da altınla yazılsın' dendi. Metal aksamları altınla kaplanıyor. İleride oksitlenme durumu olmasın diye. Ürün pahalı bir ürün. Aynı teklifi Fransa'dan bir firma 630 bin dolar istiyor, biz 165 bin dolar istiyoruz. Beğenildi. Ama parası ödenmedi. Niye ödenmedi ben bilmiyorum."

"İNTİHARIN EŞİĞİNE GELDİM"

Parasına alamadığı için çok zor durumda kaldığını ve alacaklıların yüzüne bakamadığını aktaran İsmail Taş, bir ara intiharı bile düşündüğünü dile getirdi. İntiharın eşiğinden büyük alacaklıların anlayışı sayesinde vazgeçtiğini belirten Taş, "İntiharın eşiğine kadar geldim. Gerçekten çok büyük borcum bulunan insanlar, çok fazla üzerime gelmediler. Çok büyük alacaklı olan birkaç tanesi, eğer bana destek olmasaydı intihar edebilirdim. O anda kurtuluş mu değil mi hesap edemiyorsunuz. İnsanların yüzüne nasıl bakacağım onu düşünüyorsunuz. O çok zorunuza gidiyor. Eşinize dostunuza selam veremiyorsunuz. Onlar, benim büyük borçlu olduğum insanlar gelip 'toparla kendini' dedikten sonra her birine bu dosyalardan verdim. Ödeyebildiğimiz kadar öderiz. Ödeyemediğimizi dava sonrasında öderiz. Ben bu davayı kazanırsam içinden bir kuruş para almam hepsini onlara aktaracağım." dedi. 

İstanbul/Cihan
 

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde