Doğu Karadeniz'in üç limanında metal kirliliği orta ila yüksek ekolojik risk düzeyinde bulundu
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesinden araştırmacılar, Artvin Hopa, Rize Fındıklı ve Trabzon Yoroz limanlarında yürüttükleri çalışmada, bakır, kurşun, çinko ve arsenik birikiminin "orta ila yüksek ekolojik risk" düzeyinde bulunduğunu, özellikle Hopa Limanı'nda ağır metal yoğunluğunun fazla olduğunu saptadı.

Karadeniz'e kıyısı olan Türkiye, Bulgaristan, Gürcistan, Romanya, Rusya ve Ukrayna tarafından 1996'da imzalanan "Karadeniz'in Kirliliğe Karşı Korunması ve İyileştirilmesi Stratejik Eylem Planı" doğrultusunda, planın imzalandığı 31 Ekim "Uluslararası Karadeniz Günü" olarak kabul ediliyor.
Her yıl düzenlenen etkinliklerde, karadan, gemi faaliyetlerinden ve atmosferik taşınımlardan kaynaklanan kirliliğe işaret ediliyor, Karadeniz'in ekosistemini koruma bilincinin güçlendirilmesi hedefleniyor.

Bu çerçevede bilim insanları, son yıllarda artan çevresel baskılardan biri olan Karadeniz'deki ağır metal birikimini inceleyerek, kirliliğin deniz ekosistemi üzerindeki etkilerini bilimsel verilerle ortaya koymak için kapsamlı çalışmalar gerçekleştirdi.
KTÜ Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Kadir Seyhan, Doç. Dr. Koray Özşeker, Doç. Dr. Ömerhan Dürrani ve Doç. Dr. Şebnem Atasaral tarafından yapılan ve sonuçları "Regional Studies in Marine Science (Deniz Bilimlerinde Bölgesel Çalışmalar)" dergisinde yayımlanan araştırma, Avrupa Birliği'nin HORIZON 2020 DOORS Projesi kapsamında desteklendi.
Hopa, Fındıklı ve Yoroz limanlarındaki 27 istasyondan 2022 sonbaharında deniz sediman örnekleri alan bilim insanları, bu örneklerdeki bakır, kurşun, çinko, nikel, kobalt, krom ve arsenik yoğunluklarını ölçtü.

Araştırmada kullanılan Jeoakkümülasyon İndeksi (Igeo), Sediment Zenginleşme Faktörü (SEF) ve Ekolojik Risk İndeksi (RI) gibi göstergeler, Hopa'da kirliliğin "yüksek", Fındıklı'da "orta", Yoroz'da ise "düşük-orta" seviyede olduğunu ortaya koydu.
Tüm limanlar arasında en yüksek kirlilik seviyelerine sahip olduğu belirlenen Hopa'daki analizlerde, 1 gram çamurda 149,3 mikrogram bakır, 94,7 mikrogram kurşun, 159 mikrogram çinko, 27,5 mikrogram nikel, 18,1 mikrogram kobalt, 29 mikrogram krom ve 23,2 mikrogram arsenik tespit edildi.
Araştırmacılar, Hopa'daki yüksek metal birikiminin, sanayi faaliyetleri, yoğun gemi trafiği, Çoruh Nehri taşınımları ve bölgedeki maden yatakları nedeniyle oluştuğunu belirtti.
EN DÜŞÜK METAL BİRİKİMİ YOROZ'DA
Fındıklı Limanı'nda kirlilik düzeyleri Hopa'ya kıyasla daha düşük olsa da özellikle kurşun ve arsenik değerleri yüksek çıktı. Alınan örneklerde 1 gram deniz çamurunda 110,7 mikrogram bakır, 67,5 mikrogram kurşun, 131,1 mikrogram çinko, 22,4 mikrogram nikel, 16,7 mikrogram kobalt, 24,1 mikrogram krom ve 18,9 mikrogram arsenik ölçüldü. Araştırmada, Fındıklı Limanı'nda ekolojik riskin "orta düzeyde" bulunduğu, kirliliğin kaynağının tarımsal akış, yerleşim alanları ve liman faaliyetleri olduğu kaydedildi.
Yoroz Limanı ise üç bölge arasında en düşük metal birikimine sahip alan oldu. Buradaki sedimanlarda 1 gram çamurda 65,4 mikrogram bakır, 54,4 mikrogram kurşun, 106,4 mikrogram çinko, 22,3 mikrogram nikel, 17,3 mikrogram kobalt, 15,6 mikrogram krom ve 10,2 mikrogram arsenik tespit edildi. Bakır, kurşun ve çinko değerlerinin doğal arka plan seviyelerinin üzerinde olduğu, dolayısıyla bölgenin de "düşük-orta düzeyde kirlilik riski" taşıdığı bildirildi.
Araştırmada, metal birikiminin ekosistem sağlığının yanı sıra bölge ekonomisi açısından risk oluşturduğu belirtildi. Balıkçılıkla geçinen kıyı topluluklarının gıda güvenliğinin tehlikeye girebileceği ifade edilen araştırmada, her üç bölgede bakır, kurşun, çinko ve arsenik birikiminin "orta ila yüksek ekolojik risk" düzeyinde olduğu saptandı.

"DOĞU KARADENİZ'DE AVLANAN HAMSİLERİN YÜZDE 40'I BU LİMANLARDAN KARAYA ÇIKARILIYOR"
Araştırma sonuçlarına ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan KTÜ Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Denizcilik İşletmeleri Yönetimi Bölümü Denizcilik Ekonomisi ve Politikası Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kadir Seyhan, araştırma grubu olarak yıllardır Doğu Karadeniz Bölgesi'ndeki limanların yer seçimleri ve kirlilik düzeyleri üzerine çalışmalar yürüttüklerini söyledi.
Son araştırmaları için seçtikleri üç noktanın, Doğu Karadeniz'de avlanan hamsilerin yaklaşık yüzde 40'ının karaya çıkarıldığı limanlar olduğunu belirten Seyhan, "Bu limanlarda hem kirliliği hem de limanların taşkınlar sonucu ne kadar sürede dolduğunu inceledik." dedi.
İklim değişikliğinin etkisiyle bölgede kısa sürede düşen aşırı yağışların taşkınlara yol açtığını anlatan Seyhan, derelerin taşıdığı sediman miktarı arttığı için limanların beklenenden daha hızlı dolduğunu ve bu durumun, mavi büyümeyi olumsuz etkileyebileceğini dile getirdi.
Seyhan, analizlerde, Ekolojik Risk İndeksi'nin özellikle Hopa'da "orta ila yüksek düzeyde ekolojik risk" seviyesini gösterdiğine dikkati çekerek, "Bu bulgular, deniz ekosistemini korumak ve bölgenin sosyoekonomik istikrarını sağlamak için sürekli izleme ve etkili kirlilik kontrol önlemlerinin acilen uygulanması gerektiğini ortaya koyuyor." diye konuştu.
Seyhan, elde ettikleri verilere ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
"Düşük seviyeler ekosistem açısından tolere edilebilir ve bu sınırlara 'eşik değeri' diyoruz ancak bu sınırların üzerindeki konsantrasyonlar, deniz canlılarına zarar verebilecek düzeydedir. Hopa Limanı'nda ağır metal yoğunlukları fazla. Kurşun, bakır ve arsenik değerleri eşik değerin üzerinde. Özellikle bakır, bu sınırın çok üzerindeyken, kurşun ve arsenik tolere edilebilir değerin üstünde. Metallerin limanlar arasında dağılımında genel olarak büyük farklılıklar yok. Diğer Karadeniz limanlarıyla karşılaştırıldığında Hopa'nın dikkatle izlenmesi gerekiyor."
ATIK ALIM TESİSLERİNİN ÖNEMİ
Kirliliği önlemenin temel ilkesinin "Kirletme, temiz tut." olduğuna işaret eden Seyhan, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği'ne uyulması ve resmi kurumların bu süreci etkin biçimde takip etmesi gerektiğini vurguladı.
Seyhan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Liman ve kıyılarda atık alım tesislerinin kurulması konusunda daha hevesli davranılmalı. Türkiye'de atık alım tesisleri olan 200'ün üzerinde liman var ancak bazıları kapasite veya donanım açısından yetersiz. Bu nedenle modernizasyon ve kapasite artışı gerekiyor. Atık tesisleri bulunmayan limanlarda ise bu uygulamaların hızla hayata geçirilmesi artık bir gereklilik."
patronlardunyasi.com















