Denize erişim lüks haline geldi: Ege ve Akdeniz’de marinaların yetersizliği koyları kapıyor
Ege’de denize erişim zora girdi... Marinalar dolup taşarken tekneler koyların ortasına demir atıyor, vatandaşın yüzme hakkı kısıtlanıyor. Bodrum Belediyesi’nin yenilenebilir enerjiyle çalışan yüzer arıtma platformu ise çözüm için örnek teşkil ediyor.

Milliyet'ten Eren Aka Ege'deki tekne kirliliği ile ilgili "Ege’nin koyları istila altında" başlıklı yazı kaleme aldı.
İşte Aka'nın yazısının ilgili bölümü:
Son haftalarda Ege’den çok şikâyet geliyor. Koylarda yüzmeye giden herkes aynı şeyi söylüyor: “Zaten teknesi var, biraz açılsa biz de rahatça yüzeceğiz.” Ama yok! Marinalar tıka basa dolmuş taşmış, fiyatlar uçmuş.
Yer bulamayan tekneler, koyların tam ortasına demir atıyor. Sonuç: O güzelim koylar vatandaşa kapanıyor.
Denize girmek, huzurla yüzmek, kıyıda vakit geçirmek lükse dönüşüyor. Halkın denize erişim hakkı, özel teknelerin gölgesinde kayboluyor. Bir de işin pis tarafı var. Marina hizmeti alamayan bu tekneler, sintine suyunu -yani yağlı, kirli, atık dolu suyunu- doğrudan koylara boşaltıyor. Bu, sadece görüntü kirliliği değil, denizin ekosistemine de ağır bir darbe. Bunun denetimi şart.
YÜZER ARITMA
İşte tam bu noktada iyi bir örnek geliyor: Bodrum Belediyesi, dünyada bir ilke imza atarak deniz suyunu güneş ve rüzgâr enerjisiyle arıtarak temiz suya dönüştüren yüzer bir platform kurdu. Günde 20 ton su üretiyor.
Yılda 7 bin ton su tasarrufu, 500 ton karbon emisyonu azaltılması hedefliyor. Tamamen yenilenebilir enerjiyle çalışıyor. Hem suyu kurtarıyor hem havayı. Ege ve Akdeniz’de marinalar konusunda da böyle vizyoner adımlar atılmalı.
Uygun fiyatlı, düzenli marinalar yapılırsa hem deniz trafiği rahatlar hem de vatandaşın denize erişim hakkı korunur. Çünkü denize erişim ayrıcalık değil, haktır.
patronlardunyasi.com