Cumhurbaşkanı Erdoğan, İtalya dönüşü uçakta konuştu: Trump ile ilk fırsatta yüz yüze görüşeceğiz
İtalya ziyaretinin ardından dönüş uçağında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Trump ile ilk fırsatta yüz yüze görüşme gerçekleştireceklerini ifade eden Erdoğan, iki ülke arasındaki ilişkileri köklü ve derin olarak nitelendirerek "Konuşacağımız çok konu, atacağımız çok adım var" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ile gerçekleştirdiği resmi görüşmelerin ardından Türkiye’ye dönüş yolunda uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İlk olarak İtalya ziyaretine dair genel değerlendirmelerde bulunan Erdoğan şunları söyledi:
"Türkiye-İtalya Dördüncü Hükümetler Arası Zirve Toplantısı vesilesiyle gerçekleştirdiğimiz ziyareti tamamlamış bulunuyoruz. İtalya Başbakanı Sayın Georgia Meloni'yle birlikte eş başkanlığını yaptığımız zirvede, ilgili bakanlarımızın da iştirakiyle hem ikili ilişkilerimizi hem de bölgesel ve küresel meseleleri istişare etme fırsatı bulduk. İş birliğimizi farklı alanlarda derinleştirme yönünde önemli kararlar aldık. İş Forumu'nun kapanışını Sayın Meloni'yle birlikte gerçekleştirdik."
"Foruma her iki ülkeden çok sayıda iş insanı katıldı. Forum vesilesiyle firmalarımız ve İtalyan şirketleri arasında muhtelif iş birliği alanlarında 10’dan fazla mutabakat ve anlaşma imzalandı. Forum kapsamında ayrıca savunma sanayi firmalarımızın katılımıyla bir etkinlik de düzenlendi. Son yıllarda somut projelerle güçlenen savunma sanayi iş birliğimizi yeni ortaklıklarla daha da ilerletmek arzusundayız. Nitekim son dönemde İtalyan firmalarıyla iş birliğini derinleştiren Baykar firmamız, bu süreci Leonardo'yla imzaladıkları protokolle devam ettirdi."
"Sayın Meloni'yle görüşmemizde ikili ticaretimizi 30 milyar dolardan 40 milyar dolara yükseltme hedefini belirledik. Gerek bakanlarımızın gerek iş çevrelerimizin görüşmeleri neticesinde inanıyorum ki kısa zamanda bu hedefi de yakalayacağız. Ayrıca zirve vesilesiyle ikili iş birliğimizi daha da güçlendirecek 11 belge imzaladık ve zirve bildirisini kabul ettik."
"Ziyaretim kapsamında İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella’yla da yararlı bir görüşme gerçekleştirdik. İkili münasebetlerimizin derinleştirilmesi hususunda atılacak adımları ve bölgesel gelişmeleri kendileriyle de değerlendirme fırsatımız oldu. Cumhurbaşkanı Mattarella'yı ve Sayın Meloni'yi ülkemize davet ettim. Ayrıca Papa Fransuva'nın vefatı nedeniyle Vatikan'a taziye ziyaretinde bulundum ve Papalık Makam Vekili Kevin Joseph Farrell’le görüştüm."
"İtalya Cumhurbaşkanı ve Başbakanıyla görüşmelerimizde Avrupa Birliği üyelik sürecimize desteğini istikrarlı şekilde ortaya koyan İtalya'nın, bu istikamette somut katkılarını beklediğimizi kendilerine ifade ettim. Avrupa Güvenlik Mimarisi'nin yoğun şekilde tartışıldığı bir dönemde Türkiye'nin Avrupa'nın ekonomik ve askeri güvenliği bakımından kritik önemini görüşmelerimizde vurguladık. Bu konularda yakın eş güdüm içinde çalışmalarımızı sürdürme konusunda mutabık kaldık."
"Ukrayna bağlamında sahada ve diplomasi masasında yaşanan son gelişmeleri de ele aldık. Akdeniz ve Orta Doğu'da barış, güvenlik ve refahın sağlanabilmesinin ancak İsrail-Filistin meselesinin iki devletli nihai bir çözüme kavuşmasıyla mümkün olabileceğini tekraren vurguladık. Gazze'de ateşkese dönülmesi, Filistin devletinin tanınması ve insani felaketin ortadan kaldırılması için İtalya'nın desteğinin daha güçlü şekilde gösterilmesi beklentimizi ifade ettik. Suriye'de ve Libya'da istikrar ve barışın temin edilmesi için yapılabilecekleri de değerlendirdik. Suriye'nin terör unsurlarından temizlenmesi, devlet kurumlarının güçlendirilmesi, yaptırımların sona erdirilerek yeniden inşa faaliyetlerine hız verilmesi konularında, görüş alışverişinde bulunduk. Görüşmelerimizin ve aldığımız kararların hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a uçakta sorulan sorular ve Erdoğan'ın verdiği cevaplardan öne çıkanlar ise şu şekilde oldu:
"İTALYA İLE KARŞILIKLI TİCARET HACMİMİZİ 30 MİLYAR DOLARDAN 40 MİLYAR DOLARA ÇIKARTMAK İSTİYORUZ"
Sayın Cumhurbaşkanım, az önce de belirttiniz, İtalya'yla Türkiye arasındaki ticaret hacmini 30 milyar dolardan 40 milyar dolara çıkarma öngörüsü var. Bir de İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin Batılı ülkelere yönelik “Afrika'yı sömürüyorlar” şeklinde eleştirileri mevcut. Sizin önderliğinizde Türkiye'nin Afrika'da çok etkili bir pozisyonu bulunuyor. İtalya ile Afrika’da iş birliği yapılabilir mi? Özellikle savunma alanında neler yapılabilir? Ayrıca Türkiye ile İtalya arasındaki ticaret hacmiyle ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?
İtalya'nın özellikle Afrika'ya yönelik müşterek adım atma konusunda bize teklifi bulunuyor. Bizce iş birliği yapılmaması için hiçbir sebep yok. Rahatlıkla İtalya'yla böyle bir adımı atabiliriz. Bu teklife sıcak baktığımızı ben de görüşmemizde Sayın Meloni'ye ifade ettim. Nitekim şu anda Afrika'dan beklentiler var. Afrika konusunda bizim yaklaşımımız bellidir. Afrika’yla ticaret, yatırım, insani yardım ve diplomasi gibi pek çok alanda tarihi adımlar attık. Biz Afrika ülkeleri ile göz hizasında ve “kazan-kazan” esaslı bir ilişki kurduk ve bunu da genişletiyoruz. Bu yaklaşımımızı paylaşan Batılı ülkelerle de Afrika kıtasında iş birliği zeminimizi genişletmekten memnuniyet duyarız. Bu doğrultuda ikili ve üçlü iş birliklerine, ortaklıklara her zaman sıcak bakıyoruz. İtalya ile karşılıklı ticaret hacmimizi 30 milyar dolardan 40 milyar dolara çıkarabilecek güç, her iki tarafta da var. İtalya ile ilişkilerimiz geçmişten bu yana gayet olumlu bir seyir izliyor. Tarihi bağlarımız, aynı denizi paylaşmamız, köklü iş birliğimiz, ortak çıkarlarımız ve benzer düşündüğümüz konuların çokluğu, ilişkileri geliştirmekte elimizi güçlendiriyor. Bu nedenle ayakları yere basan, sağlam hedefler koyuyor ve onlara ulaşmak için gayret gösteriyoruz. Ticaret başta olmak üzere birçok alanda Türkiye ve İtalya arasındaki dayanışmanın artırılması temel hedefimizdir.
"YUNANİSTAN İLE DE İLİŞKİLERİ GELİŞTİRME GAYRETİ İÇERİSİNDEYİZ"
Sayın Cumhurbaşkanım Türkiye'yle İtalya arasındaki iyi ilişkiler, bu ilişkilerin savunma sanayiine yansımasını siz biraz önce konuşmanızda bahsettiniz. Fakat Baykar'ın her adımında mesela Yunanistan gidiyor, “Aman Türkiye'yle bu iş birliğini yapmayın” diyor. Şimdi Yunanistan İtalya'dan iki tane firkateyn alacak. Siz görüşmenizde bu konuyu gündeme getirdiniz mi? Bizim İtalya'yla daha farklı alanlarda, denizcilikte, havacılıkta veya füze teknolojisinde, savunma sanayiinde iş birliğini geliştirmek konusunda bir perspektifimiz var mı efendim?
İtalya ile Türkiye arasında güçlü bir iş birliği ve ortak projeler geliştirme potansiyeli var. İtalya ile iş birliği alanlarımızdan biri de savunma sanayiidir. Bu konuda gerek bizim firmalarımızın oradaki yatırımları gerek İtalyan şirketlerin coğrafi ve kültürel yakınlığın da etkisiyle Türkiye’ye ilgisinin artması iki ülkenin de çıkarınadır. Sadece savunma sanayii değil, havacılık, uzay gibi yüksek teknoloji odaklı sektörlerde de iş birliği fırsatlarını değerlendiriyoruz. Savunma sanayii son zamanlarda Avrupa ülkelerinin odaklandığı bir alan. Biz yıllardır bu konuda çok önemli adımlar attık ve belirli bir mesafe de aldık. İlerleyişimizi sürdürüyoruz. Geliştirdiğimiz silah sistemleri, hava, kara ve deniz mühimmat ve araç-gereç dünya tarafından büyük bir ilgiyle takip ediliyor. İtalya’da savunma sanayinde tecrübeye sahip bir ülke. Karşılıklı olarak teknoloji transferi Türkiye’nin yerli savunma sanayini güçlendireceği gibi İtalya’ya da yeni bir bakış ve enerji sağlayacaktır. Bu alanda İtalya gibi önemli bir ülke ile yapacağımız dayanışma, ülkelerimizin alacağı mesafeyi artırır. Bizim bu konudaki görüşümüz, yüzde 100 yerli ve milli savunma sanayii hedefimize ulaşmak. Yunanistan ile de iş birliğini, iyi komşuluk, dostluk ve müttefiklik temelinde ilişkileri geliştirmenin gayreti içerisindeyiz.
"TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİ İLE İLGİLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATIMIZ ÇALIŞMALARINI SÜRDÜRÜYOR"
Sayın Cumhurbaşkanım 'Terörsüz Türkiye' konusunda önemli süreçten geçiliyor. Önümüzdeki günlerde terör örgütü PKK'nın kendini feshedeceği ve silahları bırakacağı yönünde açıklama yapması bekleniyor. Bu yönde haberler var. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz? Artık Türkiye PKK terörü konusunda sona geldi mi?
Bu konuda istihbarat teşkilatımız çalışmalarını devam ettiriyor. Bildiğiniz gibi Sırrı Süreyya Önder DEM heyetinin içerisindeydi. Allah şifalar versin. Bu işi, biliyorsunuz, Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanlığımız yürütüyor ve İbrahim Kalın Bey bu konuda çalışmalara öncülük yapıyor. Hedefimiz Türkiye’nin birliğini, bütünlüğünü, kardeşliğini dinamitlemeye çalışan terör belasından artık tamamen kurtulmak ve geleceğe yürümektir. Biz, terörle mücadelede önemli başarılar elde ettik. Demokratikleşme konusunda, en ileri adımları attık. Terörün artık tamamen ortadan kaldırılması ve yeni bir dönemin kapılarının açılması için de Cumhur İttifakı olarak güçlü, kararlı bir irade ortaya koyduk. Artık terör örgütü de çıkmaz yola girdiğini anlamalı ve kendilerine yapılan çağrının gereğini yerine getirmelidir. Bu süreçteki en büyük motivasyonumuz evlatlarımıza terörsüz bir Türkiye, terörsüz bir ülke bırakmak. Biz motivasyonumuzu koruyoruz. Sivil siyasetin güçlendiği, huzurun kökleştiği, kaynaklarımızın geleceğe, teknolojiye, kalkınmaya ayrılacağı bir Türkiye için çalışıyoruz. Türkiye’de tefrikaya artık yer olmadığını dost-düşman görecek, milletimizin toplu vuran sinesini hiçbir topun sindiremeyeceğini anlayacaklardır. Daha önce de söyledim: Terörsüz Türkiye, bir al-ver süreci değil, bir kardeşlik iklimidir. Milletimizin onlarca yıllık özlemidir.
"RUSYA İLE UKRAYNA ARASINDAKİ SAVAŞ HERKESE KAYBETTİRDİ"
Rusya 8-10 Mayıs tarihleri arasında tam ateşkes ilan edeceğini duyurdu. Geçtiğimiz günlerde Trump'la Zelenskiy'nin Vatikan'daki görüşmesinin akabinde sormak istiyorum bu soruyu. Rusya-Ukrayna barışında gelinen süreci nasıl yorumluyorsunuz?
Temennimiz odur ki bu ateşkesi biraz daha geliştirelim, genişletelim. İnşallah, bu geçici ateşkes, devamında kalıcı barışa bir kapı aralar. Biz zaten en başından beri Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın adil ve kalıcı bir barışla sona erebileceğini söylüyoruz. Bu konuda umudumuzu hiç kaybetmedik. Zaman zaman çatışmaların şiddetlendiği anlarda bile, tarafları bir masa etrafında topladık ve barış için müzakereyi önerdik. Böylesi zamanlar provokasyonlara ve müdahalelere açıktır. Bu nedenle süreci zehirlemek isteyenlere fırsat vermeden, Rusya da Ukrayna da samimi bir şekilde barışı dillendirmeli ve artık bu savaş bitmelidir. Bu savaş, sadece iki ülke için değil, küresel güvenlik açısından da oldukça önemli. Çünkü bu savaş herkese kaybettirmiştir. En çok da Rusya ve Ukrayna kaybetmiştir. Adil bir barışın ise asla kaybedeni olmaz. Barış sürecinin uzun vadede başarılı olabilmesi için her iki tarafın karşılıklı güven oluşturması önemli. Türkiye olarak barışa katkı sağlamaya ve destek vermeye devam edeceğiz.
"DOSTUM TRUMP'LA İKİLİ İLİŞKİLERİMİZDE ÇOK FARKLI BİR İVME KAZANDIRACAĞIMIZA İNANIYORUM"
Sayın Cumhurbaşkanımız bu masada konuşulan özellikle dış politika ile ilgili her mesele aslında sizin Amerikan Başkanı Sayın Trump'la yapacağınız görüşmede büyük ölçüde gündeme gelecek başlıklar aslında. Yüz yüze görüşmeye ilişkin bir tarih belli oldu mu acaba? Trump'ın Mayıs ayı içinde 3 Körfez ülkesini ziyaret edeceği ve sonra buna Türkiye'yi de ekleyeceğine dair iddialar konuşulmuştu. Bunu sormak istiyorum. Ayrıca Sayın Trump'ın göreve geldikten sonra sizin şahsınız ve Türkiye ile ilgili kullandığı olumlu ifadeler ışığında Türk-Amerikan ilişkilerinin gelişimi, fırsatlar, riskler neler?
Sayın Trump ile ilk fırsatta yüz yüze görüşmemizi yapacağız. Telefon görüşmemiz oldukça samimiydi, verimliydi ve dostaneydi. İki ülke ilişkileri köklü ve derindir. Konuşacağımız çok konu, atacağımız çok adım var. Bu nedenle, Türkiye ile ABD ilişkilerinin seyrine yön verecek görüşmemiz için, bakanlıklarımız çalışmalarını sürdürüyor. Bunun zamanlaması da o çalışmalar kapsamında ele alınıyor. Sayın Trump ile zaman zaman telefon diplomasisi şeklinde temaslarımız oluyor. Dostum Trump’la yeni dönemde ikili ilişkilerimize çok farklı bir ivme kazandıracağımıza inanıyorum. Kendisinin Rusya-Ukrayna başta olmak üzere barış vizyonunu da destekliyoruz. Türkiye’nin hassasiyetlerini gözeten tavrını memnuniyetle karşılıyoruz. Suriye konusunda da iki lider olarak birbirimizi anladığımızı görüyoruz. Farklı düşündüğümüz alanlarda da makul bir zeminde uzlaşma arayışlarımız da elbette ki sürecektir. Farklı çevrelerce risk olarak görünen konuları da diyalogla, diplomasiyle aşabileceğimize inanan iki lideriz.
patronlardunyasi.com