Çevre için 70 milyar dolarlık yatırıma ihtiyaç var
Bakan Babacan, Çevre ve Orman Bakanlığının son hesaplarına göre Türkiye'nin sadece çevre ile ilgili 70 milyar avroluk yatırıma ihtiyacı olduğunu söyledi.
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Çevre ve Orman Bakanlığının son hesaplarına göre Türkiye'nin sadece çevre ile ilgili 70 milyar avroluk yatırıma ihtiyacı bulunduğunu, bunun 51 milyar avroluk kısmının Çevre Bakanlığının su ve atık su alanındaki yatırımları olarak görüldüğünü kaydetti.
Denizbank ile ana hissedarı Dexia'nın katkılarıyla ''4. Uluslararası Kamu ve Yerel Yönetim Finansmanı Kongresi'' İstanbul'da başladı. Kongrenin açılışında konuşan Babacan, Türkiye'de son 4 yıldır kaydedilen ekonomik gelişmelere değinerek, hızla büyüyen ekonomide özel sektörün alt yapı için gerçekleştirdiği yatırımların da hızla arttığını kaydetti.
Babacan, altyapı yatırımlarının artmasının ekonomik trendle yakından ilgili olduğunu dile gererek, Türkiye'de kentlerdeki yatırımın henüz nüfus artışına paralel olmadığını, ciddi bir altyapı yatırımına ihtiyaç bulunduğunu söyledi. AB'ye tam üyelik için çevre ile ilgili bir çok yatırımın yapılması gerektiğine dikkat çeken Babacan, şöyle devam etti:
''Çevre ile ilgili AB'ye 20 yıllık bir yol haritası verdik. Çevre Bakanlığımızın son hesaplarına göre Türkiye'nin sadece çevre ile ilgili 70 milyar avroluk yatırıma ihtiyacı var. Bunun bir kısmını özel sektör, bir kısmını kamu, yerel yönetimler yapacak. 51 milyar avroluk kısmı Çevre Bakanlığının su ve atık su alanındaki yatırımları olarak görülüyor. Maalesef pek çok belediye mali ya da teknik açıdan bu yatırımları yapacak kapasiteye sahip değil. Bunun farkındayız. Kapsamlı bir yerel yönetim reformunu basamak basamak uyguluyoruz.''
Ali Babacan, 2005'te yeni bir belediye kanunu yürürlüğe girdiğini belirterek, belediyenin gelirleriyle ilgili yasanın da Meclis gündeminde olduğunu, ancak çok kapsamlı olmasından dolayı seçim döneminden önce yetişmesinin zor göründüğünü ifade etti. Söz konusu yasanın en geç 2008 ile beraber çıkmasının beklediklerini kaydeden Babacan, yasanın kamu gelirlerinin nasıl ve ne kadar harcayacağı gibi konularda artık yerinden yönetim araştırmasın bir tezahürü olduğunu ifade etti.
İLLER BANKASI DAHA ÇOK KALKINMA BANKASI GİBİ ÇALIŞACAK
Bakan Babacan, İller Bankasının yeniden yapılandırılmasını öngören bir yasanın Meclis gündeminde olduğunu aktararak, bu düzenleme ile İller Bankasının ağırlıklı olarak yatırım bankacılığı yapan bir kuruluş haline getirmeyi amaçladıklarını, daha çok bir kalkınma bankası gibi çalışmasının sağlanacağını vurguladı.
Belediyelerin mali yapısına ilişkin düzenlemelere de değinen Babacan, eski dönemlerden kalan borçların yeniden yapılandırılmasının önemli ölçüde tamamlandığını, tüm yerel yönetimlerin kamudan ve birbirleriyle olan bütün borçlarının, alacaklarının netleştirildiğini, standart bir hesaplama metoduyla borçların güncellendiğini ve bir ödeme takvimi belirlendiğini kaydetti. Ali Babacan, ''2 bin 400 belediye ile yeniden yapılandırma anlaşması imzalandı. 10 yıllarca birikmiş, arap saçına dönmüş hesap kitap borç, alacak meselesi tertemiz bir şekle getirildi. Adeta kilitlenmiş olan borç alacak yapısı belli bir plana oturtuldu. Bir miktarda da tahsilat yapıldı'' şeklinde konuştu.
AVRUPA YATIRIM BANKASINDAN BÜRO...
AB sürecinde de altyapı yatırımları için hibeler ve desteklerin söz konusu olduğuna işaret eden Babacan, Avrupa Yatırım Bankasının yeni aldığı bir kararla Ankara ve İstanbul'da büro açacağını, belli bir işlem hacmini yakaladıktan sonra da kalıcı olarak yerleşeceğini söyledi. Babacan, şöyle deva etti:
''Bunu bize sordular; (Türkiye'de bir yer açsak değer mi?) Biz de; (mutlaka gelin potansiyel büyük. Sizin için özel sektör ve kamuda çok ciddi iş imkanları olacak) dedik. Sordular; (İstanbul mu, Ankara mı?). Dedik; (her ikisi de...) Ankara'daki büro kamuya bakar ama özel sektörle işiniz varsa İstanbul'da... Eş zamanlı olarak bunu açmaya karar verdiler. Çok yakında bunun resmi açılışı da yapılacak.''
''ANKARA CENDERE GİBİ ÇOK SIKIYOR''
Bakan Babacan, kamu ve özel sektör işbirliği modellerinin Türkiye'de henüz pek kullanılmadığını ancak çok büyük potansiyel olduğunu vurgulayarak, hükümetin böyle modellerin geliştirilmesinde üzerine düşeni yerine getireceğini söyledi. Mali disipline ne kadar önem verilirse Türkiye'nin önündeki finansman alternatiflerinin de o derece artacağını ve maliyetlerin düşeceğini belirten Babacan, şunları kaydetti:
''Yapılan çalışmalar, (biz kendimizi acaba nasıl olur da bu mali disiplin çerçevesinin dışına atarız, nasıl olur da, Ankara bizi cendere çok sıkıyor, nasıl olur da kendimizi cenderenin dışına atarız, nasıl rahat rahat, bol bol para harcayabiliriz) yaklaşımı ile olursa çalışmalar yine belli bir noktaya kadar gider, orada tıkanır. Ben bunu açıkça ifade etmek istiyorum.'' Babacan, özel sektör projelere çekilirken yerel yönetimlerin hem riski hem de getiriyi paylaşacağını, bunu yaparken de yıllarca geciken hizmetlerin bir an önce gerçekleştirilmeye başlanacağını ifade etti.
Bakan Babacan, bu çalışmalarda mutlaka mali disiplin, ekonomik programın temel unsurları ve iyi niyetin hakim olması gerektiğini belirterek, ''Bazen bu yeni model arayışlarında, (acaba bunu genel yapının dışına nasıl atarız) yaklaşımlarını hissediyorum, görüyorum. Ekonomik programın temel ilkelerinden taviz vermemiz mümkün değil'' diye konuştu. Makro ekonomik dengeleri sapasağlam yürütmedikçe yerel yönetimlerin iyileştirilmeleriyle Türkiye'nin belli noktalara götürülemeyeceğine işaret eden Babacan, önce makro ekonomik istikrarın, sonra da istikrarlı zemin üzerinde neler yapılabileceği anlayışının olması gerektiğini vurguladı.