Dolar
42,6082
0,02%
Euro
50,0698
0,45%
Sterlin
57,1673
0,22%
Bitcoin
3.849.637
-2,34%
BİST-100
11.283,43
0,80%
Gram Altın
5.773,505
-0,38%
Gümüş
62,2
0,63%
Faiz
38,13
-0,34%

Bir gazete sayfasındaki iki Türkiye fotoğrafı, yasa dışı bahis ve hızlı kazanç kültürünün çelişkisi

Bugün bir gazete sayfasında iki Türkiye'nin fotoğrafını gördüm. Yukarıda sayfanın manşetinde "yasa dışı bahise savaş açan devlet" aşağıdaki alt sütunda ise, "hızlı kazancın yasal yüzünü büyüten piyasa" vardı

11.12.2025 07:09Güncelleme: 11.12.2025 07:24
Bir gazete sayfasındaki iki Türkiye fotoğrafı, yasa dışı bahis ve hızlı kazanç kültürünün çelişkisi
16px
32px

 Toygun ATİLLA

BİR HABER BİR REKLAM

Her sabah güne tüm gazeteleri okuyarak başlarım. Bugün de öyle yaptım. Bir gazetenin spor sayfasında gördüğüm haber ve reklam ise bana bir Türkiye fotoğrafı sundu.

Öyle bir fotoğraftı ki, bir ülkenin çelişkisini anlamak için yüzlerce sayfa rapor okumaya gerek yoktu, o tek gazete sayfası benim için çok anlamlıydı.

Sayfanın en tepesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Yasa dışı bahsi bitirin" sözleri sayfanın en altında ise yasal bir bahis sitesinin "Kazı kazan oyunları başladı. 10 Milyon TL büyük ödül" reklamı vardı.

Öncelikle söylemeliyim ki, sayfanın en altındaki reklam tamamen yasal bir şans oyunu şirketine ait. Dolayısı ile hukuken hiçbir sorun yok. Hem reklamı yayınlayan gazete açısından hem de reklamı veren şans oyunu şirketi açısından.

AYNI KÜLTÜRÜN İKİ VERSİYONU

Ancak,

Bence fotoğrafı tam olarak çarpıcı kılan ise tam olarak bu...

Bu sayfada iki Türkiye vardı. Yukarıda suçla mücadele eden devlet, aşağıda aynı kültürün yasal versiyonunu büyüten piyasa...

Yasal olan ile yasadışı olanın hukuki farkı net olsa da kültürel etkisi giderek aynılaşan bir ülke fotoğrafıydı bana çağrıştırdığı...

YAŞANANLAR SEBEP Mİ SONUÇ MU?

Sonrasında gazetelerdeki diğer haberlere takıldım. Son haftalarda manşetler hiç değişmiyordu. Bahis operasyonları, şike iddiaları, kumar masalarındaki, bahis sitelerindeki futbolcular, uyuşturucu kullanan ünlüler, narkotik ekran yüzleri...

Düşündüm...

Bunlar münferit olaylar mı, yoksa daha büyük bir çöküşün parçaları mı?

Bu yaşananlar, sebep mi yoksa sonuç mu? Yoksa hem sebep hem sonucu aynı anda mı yaşıyoruz...

Türkiye'nin son yıllarda yaşadığı ekonomik daralma, geçim sıkıntısı, gelir adaletsizliği, umutsuzluk... Tüm bunların yaşadıklarımızla ilgisi var mıydı?

Böylesi bir ortamda, toplumun önemli bir kısmının "hızlı para" fikrine yatkın hale gelmesi, illegal bahisin patlamasına, legal şans oyunlarının büyümesine ve kumar kültürünün normalleşmesine sebebiyet vermiş olması belki de doğal bir süreci beraberinde getirmişti.

Gazetedeki o sayfa tam da bu yüzden benim için son derece sembolik bir haldeydi.

Yukarıda, yasa dışı bahise açılan savaş aşağıda ise hızlı kazanmanın legal yüzü vardı. Sistemin çelişkisi bir sayfada buluşmuştu.

Peki son zamanlarda yaşadığımız bu suç bombardımanı enflasyonunun dijital çağla ilişkisi var mı acaba demekten kendimi alamıyorum.

Bu uzun bir tartışma, ayrı bir yazı konusu. Buraya şimdilik nokta koyarak eski zamanlara gidiyorum.

Çünkü, dünün doğruları ile bugünün yanlışlarını anlamamız gerekiyor.

Çünkü, bir ülke sadece sorunlarıyla değil kaybettiği değerleri ile de tanımlanır.

Bugün ismi bahis skandallarına karışan futbolcuların, spor yorumcularının, narkotik operasyonlarında gözaltına alınan ünlülerin, ekran yüzlerinin, anchormanlerin  isimlerini vermeyeceğim. Hem masumiyet karinesinden ötürü hem de zaten gazetelerde, tv ekranlarında her gün bu isimleri duyuyorsunuz. Bir daha bu isimleri tekrar etmenin kimseye faydası olmayacağını düşünüyorum.

ESKİ SPORCULAR ESKİ GAZETECİLER

Ama gelin görün ki, bu ülke Atatürk'ün "Ben sporcunun zeki, çevik hem de aynı zamanda ahlaklısını severim" dediği gibi nice isimler yetiştirdi.

Bu topraklardan, forma sevgisini parayla ölçmeyen, rakibini yerden kaldıran bir zarafetin sembolü Lefter Küçükandonyadis, maaşını değil alt yapıdan çıkan bir gencin geleceğini önemseyen bir futbol aklı Gündüz Kılıç, gol attığında bile rakibine saygıyı unutmayan bir spor kültürünün simge ismi Metin Oktay geçti...

Bu ülkede basının vicdanlı kalemleri de vardı. Manşetleri kamu yararı için atan, belge olmadan yazmayan, fikir üretirken bile araştırmayı meslek duruşu olarak ortaya koyan gazeteciler vardı.

Aynı ahlakta spor yazarları da vardı. Bir tribün kavgası değil, kültür aktarımının parçasıydı onlar.

Bugün ise infuencerlaşmış gazeteciler, bağırmadan konuşamayan yorumcular, manipülatif ekran yüzlerinin olduğu, gürültüsü çok, derinliği az bir dönemin içinden geçiyoruz.

Bir zamanlar sporcusunun karakteri, gazetecinin vicdanı ile olduğu Türkiye, bugün sporcusunun hızlı para, gazetecisinin reyting, şöhret peşinde olduğu bir ülkedeyiz.

İşte bir gazete sayfasında gördüğüm Türkiye'den bakın nerelere geldik.

Bir yarısında suçla mücadele eden, diğer yarısında aynı kültürü yasalından büyüten bir ülke vardı.

Bu gördüklerimiz bir çöküşün başlangıcı mı yoksa yıllardır adım adım büyüyen çöküşün fotoğrafı mıydı ?

patronlardunyasi.com