Dolar
38,4257
0,03%
Euro
43,6657
-0,23%
Sterlin
51,2202
0,03%
Bitcoin
3.583.810
0,00%
BİST-100
9.490,9
1,92%
Gram Altın
4.136,846
0,02%
Gümüş
33,52
-0,22%
Faiz
48,25
0,00%

Biberin markası olursa..

Aldığınız biberin acılık derecesini biliyor musunuz? Türkiye’nin en acı biberini en yakın zamanda Metro’da bulabileceksiniz. Test ettim acı, tatmanızı hiç tavsiye etmem.

09.12.2005 12:20
Haberi paylaşın
Biberin markası olursa..
16px
32px
Biberin markası olursa...

‘Kontrollü tarım’, ‘gıda izlenebilirliği’ kavramlarını bundan böyle daha sık duyacağız. Sadece müzakere sürecindeki görüşmelerde veya ihracat uygulamalarında değil, marketten manavdan meyve sebze alırken de aynı kavramlar müşteri tepkilerimiz arasında yer alacak.

Daha açık ifadeyle; bir ürünün tohumundan ekimine, bakımından tezgaha gelinceye kadar süreçteki her şeyin kontrol altında olmasını ve bilinmesini kastediyor bu kavramlar. Ürünü aldığınızda okutacağınız barkot, size meyvenin yedi ceddi ile, gıda değerlerini hatta çiftçinin adına kadar her şeyi verebilecek. Dahası Rusya ile sinek tartışması, Avrupa ile aflatoksin krizi de olmayacak.

Bu uygulamayı araştırma geliştirme olarak pek çok çiftçi ve resmî birimler yapıyordu. İlk defa Metro Group en geniş kapsamda uygulamaya geçti. Antalya’da meyve sebze platformu oluşturan Metro Group, ilk sonuçlarını aldı ve beklenenin üzerinde ilgi gördü.

Konuyu iki sene önce ilk ben gündeme taşımıştım. Türkiye için bir ufuk projesi olduğu için önemsiyorum. Alara’nın kiraz, elma, kara incirde yaptığının sebzede yapılıyor olması; benzer projeleri de hayata geçirecek. Sözleşmeli tarım konusunda patateste, elmada, mısırda uygulamalar var. Antalya’daki platformun farkı, üreticiden tüketiciye zincirinin halkalarında en kısa yola ulaşılmasıdır.

Başlığa biberi çıkardım. Domates, salatalık, kabak ve patlıcan da öne çıkabilirdi. Şimdilik en fazla üretilenler bunlar. Platformun çalışması ve sistemin uygulanmasıyla ne gibi farklılıklar olacağını düşünebilirsiniz.

Aldığınız biberin acılık derecesini biliyor musunuz? Türkiye’nin en acı biberini en yakın zamanda Metro’da bulabileceksiniz. Test ettim acı, tatmanızı hiç tavsiye etmem. Veya acılık değerinin ne olduğunu alırken görebileceksiniz. Kontrollü tarımın özelliği bu. Dolmalık, çarliston, sivri biberlerinin dışında Macar, Şili biberi de geliyor. Dahası kebapçılar için kabuğu ince, eti kalın yeni biberleri de bu kategoriye koyabilirsiniz.

Domates söz konusu olursa; bu özellikler aromalı, etli veya yemeklik olarak değişik özellikleri barkottan okuyarak seçebileceksiniz. Mesela şu anda aromalı ve sulu iki ayrı kavun cinsi deneme üretimi yapılıyor.

Bir diğer özellik de şu: Çiftçi genelde çabuk sonuç almak ve fazlasını elde etmek için kontrolsüz ilaç ve hormon kullanıyor. Metro’nun platformunda haftalık kontroller olduğu için zorunlu giderler çoğu kez azalıyor. Geçen yıl 6 bin YTL dönüm başı harcama yapan bir çiftçinin masrafının 2 bin YTL’ye kadar indiğine dair örnekler var.

Haliyle ilaç, gübre ve hormon gibi zirai kalıntılarla ilgili sorunlar da böylece engelleniyor. Bir başka nokta da, artık çoğu çiftçinin duyarlı olmaya çalıştığı arı ve böcekle tozlanması konusunda da en ileri uygulamalar yer bulabiliyor. Mesela Bombus arıları bu projede kullanılıyor. Hem daha fazla verim alınıyor hem de hormon konusunda önyargılı tüketiciye daha sağlıklı ürün sunuluyor.

Bir diğer nokta da, EURAPGAP yani ‘iyi tarım uygulamaları’ sertifikasına sahip olunmasıyla, sadece Türkiye’deki mağazalara değil Avrupa’daki mağazalara da gönderilebilecek standartta bir ürün elde edilmiş oluyor.

Dünyada gidilen nokta şu: Meyve ve sebze, markasıyla istenecek. Üzerindeki barkottan özellikleri vitamin, şeker değerlerine kadar okuyabileceğiz. Süreçteki bütün noktalar kontrol edilecek. İşte Metro’nun veya diğer benzer uygulamaların avantajı bu. Dahası çiftçi