Bebekler hakkında bilmedikleriniz...
Bir süreden beri ‘Bebeklerin beyinlerinin içinde neler oluyor?’ sorusunun yanıtını arayan bilim dünyası, sonunda araştırmalarının sonucunu almaya başladı. Aslında bebekler sandığımızdan çok daha karmaşık duygulara sahip.

4 aylık bebeklerin olaylardan sonuç çıkarmak gibi bir beceriye sahip oldukları anlaşıldı. Görsel algılamaları güçlü olduğu için karşısındakinin yüzündeki ve mimiklerindeki en küçük değişiklikleri bile fark edebiliyorlar.
Bir süreden beri ‘Bebeklerin beyinlerinin içinde neler oluyor?’ sorusunun yanıtını arayan bilim dünyası, sonunda araştırmalarının sonucunu almaya başladı. Aslında bebekler sandığımızdan çok daha karmaşık duygulara sahip. İstek, empati, kıskançlık gibi hisler besleyebiliyor, hatta yabancı bir lisanı bile kolaylıkla öğrenebiliyorlar... Bu yeni bulgular ışığında artık doktorlar bebeklerin yalnızca fiziksel gelişimini takip etmekle yetinmiyor, çevreleri ile kurdukları ilişkileri ve verdikleri tepkileri de yakın takibe alıyorlar. Amaç, hem çocukların sağlıklı gelişimini sağlamak hem de otizm ve psikolojik kökenli rahatsızlıklarda erken tedaviye başlamak.
Bebekler etraflarında gördüklerini taklit ederler ve ancak temel bazı duygusal belirtiler gösterirler; neşe, üzüntü, öfke gibi... Son zamanlara kadar bebeklerin duyguları ile ilgili bilinenler bunlardan ibaretti. Ancak bugün bilim dünyası bize çok farklı bir pencere açıyor. Bebeklerin beyinleri üzerinde yapılan incelemeler ve onların neler düşündüklerini anlama çabası, çok küçük bebeklerin bile duygusal ve zeka kapasitelerinin sanılanın çok üzerinde olduğunu ortaya koyuyor.
Bebekler daha ilk sözcükleri ağızlarından çıkmadan ya da ilk adımlarını atmadan kıskançlık, empati, korku gibi karmaşık duygular yaşayabiliyorlar. Bunun da ötesinde bugüne kadar bilinenden çok daha sofistike bir zekaya sahipler. Örneğin 4 aylık bebeklerin olaylardan sonuç çıkarmak gibi bir beceriye sahip oldukları anlaşıldı. Görsel algılamaları güçlü olduğu için karşısındakinin yüzündeki ve mimiklerindeki en küçük değişiklikleri bile fark edebiliyorlar.
ABD’de tüm bu yeni bilgilerle donanan çocuk doktorları, minik hastalarının muayene ve rutin kontrollerinde artık fiziksel gelişimin yanı sıra duygusal zeka ve gelişimi de ön planda tutuyorlar. Çünkü araştırmalar, güçlü bir duygusal gelişimin çocuğun gelecekteki sağlığı açısından son derece önemli olduğunu ortaya koyuyor. Bazı duygusal evrelerden geçmeyen bebekler, konuşma ve okuma konusunda zorluk çekerken okul yaşamlarında da güçlüklerle karşılaşabiliyorlar.
PARMAĞI İLE EŞYALARI GÖSTERİYOR MU?
Bilim dünyası, şu aralar bebeklerin 3 aydan itibaren duygusal tepkilerini ölçerek gelecekte ortaya çıkabilecek depresyon, endişe, öğrenme güçlüğü hatta otizm gibi çeşitli psikolojik rahatsızlıkların ilk belirtilerini anlamaya çalışıyor.
Amerikan Pediatri Akademisi Çocukluk Öncesi Bölümü Başkanı Dr. Chet Johnson, ‘Artık ailelere, bebek emekliyor mu, oturmaya başladı mı gibi fiziksel gelişimle ilgili soruların yanı sıra kendisine bakan kişilerle nasıl iletişim kurduğu ve etrafındaki dünyayı nasıl algıladığına ilişkin sorular da yöneltiyoruz’ diyor. Örneğin eşyaları parmağı ile göstermeye başladı mı? Yabancı bir insan gördüğünde nasıl tepki veriyor?
Empati, yani kendini karşısındakinin yerine koyma, bebeklerin ilk tanıdığı duygulardan biri. Bir bebeğin yanına ağlayan bir bebek geldiği zaman ötekinin de hemen ağlamaya başlaması bu yüzden. Ancak bu tepki de bebekler büyüdükçe değişime uğruyor. Örneğin 6 aydan sonra bebek yanında ağlayan başka bebeğe ağlayarak tepki vermek yerine surat asıyor. 13-15 ay arasında ise kontrolü ele alarak, oyuncak uzatma gibi, ağlayan bebeği oyalayacak formüller geliştiriyor. Daha da ilginci eğer odada her iki anne de bulunuyorsa kendi annelerini yardıma çağırıyorlar.