Dolar
38,447
0,25%
Euro
43,7126
0,11%
Sterlin
51,3461
0,33%
Bitcoin
3.636.709
0,36%
BİST-100
9.389,89
-0,45%
Gram Altın
4.059,161
-0,83%
Gümüş
32,92
-0,55%
Faiz
48,39
-0,10%

Bayram harçlığıyla ayakkabı alan patroniçe

Takvimler 1977 yılını gösterirken Sabancı ailesi, bir bayram sabahı büyükbabanın evinde toplanır. Demet Sabancı'nın unutamadığı olay...

14.10.2013 08:24
Bayram harçlığıyla ayakkabı alan patroniçe
16px
32px

 İş hayatına Sabancı tekstilde başlayan Demet Sabancı Çetindoğan, girişimciliğe 1999 yılında eşi Cengiz Çetindoğan ile birlikte kurduğu perakende tekstil firması DEMSA ile adım attı.

Başarılı iş kadını portresi çizen Çetindoğan, bugün uluslararası arenada da Türkiye’yi temsil etmek için yoğun çaba harcıyor. Zira ona göre tekstilde markalı bir ürün üretmenin yanı sıra dünyada lobicilik faaliyetlerinde de aktif olmak önemli.

Ne yazık ki Türkiye bugüne kadar bu konuda olması gerektiği yere ulaşmış değil. Çetindoğan, Türk tekstil sektörüne dair değerlendirmede bulunuyor ve bugün üretim noktasında çok iyi noktada olduğunu söylüyor. Devletin markalı ekonomide yol almak için verdiği Turqualite desteğinin önemine vurgu yapıyor. “Ama istediğimiz seviyeye gelmemiz için bütün bunlar yeterli değil.” diyor ve ekliyor: “Tekstilde marka olabilmek için hem maddi bir güce hem de zamana ihtiyaç var. Bizler güzel şeyler yapıyoruz ama kendimizi anlatamıyoruz. Bunun için yurtdışında lobi faaliyetlerinin olması gerekiyor. Bizim eksik kaldığımız bir yanımız lobicilik. Kendimizi daha fazla lanse edecek yurtdışında etkinlikler yapmamız gerekiyor.” “Uluslararası arenada tekstil markamız nelerdir?” sorusuna cevabı net oluyor: “Hüseyin Çağlayan geliyor aklıma. Türkiye’yi gerçekten çok güzel temsil ediyor. Birçok üst düzeyde marka Hüseyin Bey’i çok iyi tanıyor. Güzel bir marka oluşturdu.”

Türk ekonomisinin ikinci çeyrekte beklentileri aşarak yüzde 4,4 büyümesi, Avrupa’da duran üretimin aksine üreten bir ülke olması, Çetindoğan’a göre bugün bulunduğumuz iyi resmin bir kanıtı ama yeterli değil. Özellikle dünyanın 16. büyük ekonomisiyken 2023 yılında yönünü 10. büyük ekonomi olmaya çeviren bir ülke için atılması gereken daha çok adım var. Ona göre Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın kadın istihdamını teşvik için gerçekleştirdiği çalışmalar bu yolda atılan iyi bir adım. Zira kadın istihdamının hem sayısal hem de niteliksel olarak artırılması önemli. Üç çocuk sahibi olan Çetindoğan, kadınların özel hayatlarını kolaylaştıracak ve daha rahat çalışmalarını sağlayacak koşulların oluşturulmasının işveren için de avantajlar sağlayacağını ifade ediyor ve ekliyor: “Aslında ben cinsiyet ayrımı yapmak istemiyorum. İş hayatında aslında kadın-erkek hepimiz aynı zorluklarla karşılaşıyoruz. Ama biz kadınların evde biraz daha fazla sorumluluklarımız var.”

Türkiye’de lüks tüketimse hızlı bir şekilde artıyor. Uluslararası Perakende Gelişim Endeksi rakamlarına göre 2013 yılında Türkiye lüks tüketimde dünyada 6. sırada yer alıyor. Türkiye, dünya markaları tarafından lüks tüketiminde önemli pazarlardan biri olarak görülüyor. Kanyon, İstinye Park, Zorlu gibi AVM’ler dünyaca ünlü lüks markaları bünyesinde barındırıyor. Demsa bünyesinde bulunan Harvey Nichols bünyesinde bulundurduğu 600’den fazla giyim, ayakkabı, aksesuar, çocuk giyim, kozmetik, ev dekorasyon markası ile bir anlamda Türkiye’deki lüks tüketicisine hizmet veriyor. “Türkiye’de lüks ürün tüketen kesim önceden yurtdışından alışveriş yapardı.” diyen Çetindoğan, artık dünyaca ünlü markaların Türkiye’ye gelmesiyle bu eğilimin değiştiğini belirtiyor. Özellikle taksit imkânının olmasının Türkiye’deki lüks tüketimin artışında önemli bir avantaj olduğunu söyleyen Çetindoğan, çocukluk günlerine geri dönüp bir bayram hatırasını da paylaşıyor.

HARÇLIKLARIYLA ALDIĞI AYAKKABIYI UNUTAMIYOR

Takvimler 1977 yılını gösterirken Sabancı ailesi, bir bayram sabahı büyükbabanın evinde toplanır. Demet Sabancı, o yıllarda 12 yaşlarındadır. Aile kalabalıktır ve verilen harçlıklar da hiç az değildir. Devamını Demet Sabancı anlatıyor: “O yıllarda bizim bir tane ayakkabımız olurdu, o da okula gittiğimiz ayakkabıydı. Bense biraz daha şık ve genç kız ayakkabısı sayılabilecek bir ayakkabı almak istiyordum. Bayramda topladığım harçlıkla o zaman siyah bir ayakkabı beğendim. Her gün giydiğimiz ayakkabılardan biraz daha farklı ve süslüydü. Annemle birlikte gittik ve o ayakkabıyı satın aldık. Bu, benim kendi paramla aldığım ilk üründü ve çok hoşuma gitmişti.”

Rahime Sezgin/Zaman

editörün seçtikleri
Maaşlı işini bırakıp batmakta olan şirketi 250 bin dolara satın aldı, 14 yıl sonra 750 milyon dolara sattı
Maaşlı işini bırakıp batmakta olan şirketi 250 bin dolara satın aldı, 14 yıl sonra 750 milyon dolara sattı#ABD