Baykal, Lübnan'a asker göndermeye karşı
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Lübnan'da bir inanç ve etnik çatışmanın söz konusu olduğunu ve Türkiye'nin her türlü çatışmadan uzak durmasının yararı gereği olduğunu belirterek..
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Lübnan'da bir inanç ve etnik çatışmanın söz konusu olduğunu ve Türkiye'nin her türlü çatışmadan uzak durmasının yararı gereği olduğunu belirterek, 'Bu çatışmalar bizi çok tehlikeli girdaplara sürükleyebilir' dedi.
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ali Tuygan ve Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu Dairesi Genel Müdürü Bozkurt Aran, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı parti genel merkezinde ziyaret etti. Basına kapalı olarak gerçekleşen ve yaklaşık bir saat süren görüşmenin ardından Bakan Gül partiden ayrılırken Baykal, gazetecilere açıklamalarda bulundu.
BM'nin kararı sonrası gelişmelerin iyi takip edilmesi gerektiğini belirten Baykal, BM kararıyla barış gücü askerleri ve Beyrut'taki Lübnan silahlı kuvvetlerinin dışında hiç bir silahlı gücün bulunmamasını sağlama görevinin uluslararası barış gücüne verildiğini ve kurulacak barış gücünün de Lübnan'daki Hizbullah milisleri ile çatışmasının öngörüldüğünü söyledi. 'Böyle bir görev tanımı içerisinde Türkiye'nin bulunmasını talep etmek, bence çok haklı bir talep değildir. Türkiye'nin böyle bir misyonla Ortadoğu'daki çatışmaya dahil edilmesini kabul etmek, ülke yararları bakımından çok tartışmalı bir durum olur' diyen Baykal, şunları kaydetti: 'Yani biz kendi sınırlarımızda güvenliği sağladık da, kendi içimizdeki terör örgütü ile mücadeleyi başarıya ulaştırdık da, şimdi bu bölgenin en karmaşık konusu olan İsrail-Filistin ihtilafının uzantısı olarak ortaya çıkan Lübnan'daki Hizbullah'ı etkisizleştirme konusunda uluslararası bir çerçeve dahilinde bile olsa bir görev üstlenmeye mi sıra geldi ?'
'TÜRKİYE ATEŞ ÇEMBERİNE DAHİL OLMAMALI'
Türkiye'nin BM başta olmak üzere uluslararası camiayla dayanışma içerisinde olacağını, uluslararası hukukun işletilmesi için elinden geleni yapacağını ifade eden Baykal, ancak Lübnan'da yaşanan durumun farklı olduğuna işaret etti. Baykal, Türkiye'nin bir ateş çemberine dahil olmaması gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Böyle bir tablo içerisinde Türkiye'nin bir sorumluluk üstlenmek durumunda kalması, Türkiye'nin Ortadoğu'daki ateş çemberine, bir anlamda karışması sonucunu doğurabilir. Bizim bu konuda olağanüstü bir dikkat içerisinde olmamız lazım. Ortadoğu'daki çatışmanın bir unsuru, bir tarafı haline gelmemeye özen göstermemiz lazım. Barışı koruma niteliğinde olmayan, barışı kurma amacını öngören, bunun için çatışmayı göze alan bir oluşumun içinde Türkiye'yi kolayca bulundurmaktan kaçınmamız lazım. Burada çatışma bir inanç ve etnik çatışma söz konusudur. Türkiye'nin her türlü çatışmadan uzak durması, yararı gereğidir ama inanç ve etnik çatışmalardan özellikle Türkiye'nin uzak durma mecburiyeti vardır. Bu çatışmalar, bizi çok tehlikeli girdaplara sürükleyebilir.'
Hükümetin bu konuda 'çok rahat, çok kolay ve dikkatsiz bir tavır sergilediğini' ileri süren Baykal, 'Başbakan, Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora ile bir telefon görüşmesi yaptı, ertesi gün Sinyora Türkiye'nin uluslararası güce katılacağını açıkladı. Öyle anlaşılıyor ki Türkiye, böyle bir barış gücüne katılacağı izlenimini Lübnan'a ve uluslararası kamuoyuna vermiş' diye konuştu. Konunun bütün detayları ile değerlendirilmesinin gerektiğini vurgulayan Baykal, 'Bu kadar erken, kamuoyunda bu konu konuşulmadan, parlamento toplanmadan ve siyasi partiler, ülkenin çeşitli güvenlik kuruluşları kendi aralarında bir değerlendirme yapmadan Başbakan'ın tek taraflı bir kararla Lübnan Başbakanı'na 'Türkiye müdahaleye hazır, uluslararası güçte yer alacak' demiş olmasını, çok basiretsiz bir yaklaşım olarak görüyorum' dedi.
Hizbullah'ın resmi açıklamalarında, silahlarını kimseye vermeyeceğini açıkça ilan ettiğini