Babacan: AB ile bütünleşme medeniyetleri geliştirir
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Türkiye'nin AB ile bütünleşmesinin, bölge ve dünya barışı ile medeniyetlerin bundan sonraki evriminin sıhhatli bir şekilde gelişmesi için büyük önem taşıdığını söyledi.

Dünya Bankası Enstitüsü tarafından Ankara'da düzenlenen “AB Müzakerelerine Göre Uyarlanan İdari Yapılar” konulu konferansta konuşan Babacan, AB ile bütünleşmiş bir Türkiye'nin, aynı zamanda Avrupa'nın 6'ncı büyük ekonomisi olacağına işaret etti. Türkiye'nin, AB içinde bölge için istikrar unsuru olacağını ve bölgenin uzun vadeli barışı için de son derece büyük önem taşıyacağını ifade eden Babacan, “Türkiye, AB'ye dahil olduktan sonra, AB'nin istikrarına ve uzun vadeli güvenliğine çok büyük katkı sağlayacaktır” diye konuştu
Babacan, AB'nin, Türkiye ile birlikte, temsil ettiği kitleler, kültürler ve sahip olduğu çeşitlilik açısından değerlendirildiğinde, gerçek anlamda küresel güç olacağını ve çevre ülkelerdeki, özellikle de Asya'daki algılanmasının köklü şekilde değişeceğini kaydetti.
Son zamanlarda ortaya çıkan karikatür krizi gibi “tatsız” olayların, kendilerini, “Doğu ile Batı arasında birbirini anlama çabalarında önümüzdeki süreçle ilgili daha dikkatli düşünmeye” sevk edeceğini söyleyen Babacan, “Medeniyetlerin buluşması, medeniyetlerin ittifakı, medeniyetlerin barışı gibi kavramlar ve bu konudaki çalışmalar, artık tüm dünya için çok daha önem taşıyacaktır. Önümüzde zor, ama imkansız olmayan husus, dini, kültürel ve medeniyet farklılıklarını bir arada yaşatacak bir ortamın AB'de oluşturulmasıdır” dedi.
Babacan, AB projesinin İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra en önemli barış projesi olduğuna dikkati çekerek, AB'nin, ortak değerler etrafında bütünleşmeyi, farklılıkların barış içinde bir arada yaşamasını, farlılıkların zenginlik olarak algılanmasını, farklıklarla övünmeyi, “Bu bizim çeşitliliğimiz, zenginliğimiz” diyebilmeyi ve evrensel değerler etrafında bütünleşebilmeyi öngördüğünü kaydetti.
Devlet Bakanı Babacan, “Türkiye'nin AB ile bütünleşmesi, bölge barışı ve dünya barışı, medeniyetlerin bundan sonraki evriminin sıhhatli bir şekilde gelişmesi için büyük önem taşımaktadır. Bu konunun farklılıklar üzerinden, ortak değerler üzerinden ele alınması bütün dünya için çok önemli” diye konuştu.
TÜRKİYE'NİN AB YOLCULUĞU
Türkiye'nin Kopenhag kriterlerini yeterince karşılamış ve fiilen katılım sürecine başlamış bir ülke olduğuna işaret eden Babacan, Türkiye'de müzakerelerin 3 ana hatta yürütüldüğünü söyledi.
Bu hatlardan ilkinin Kopenhag siyasi kriterlerinin uygulamalarının iyileştirilmesi, siyasi reformların derinleştirilmesi ve rafine edilmesi olduğunu belirten Babacan, diğer hatlarından Türkiye'nin kendi kural ve kurumlarının AB'nin kural ve kurumlarıyla uyumlu hale getirilmesi ve sivil toplum diyaloğunun, yani iletişimin geliştirilmesi olduğunu söyledi.
Babacan, Reform İzleme Grubu'nun, uygulamada ortaya çıkabilecek sorunların tespit edilmesi ve tekrarlanmaması için tedbirler alınması, AB İletişim Grubu'nun, AB ülkeleriyle ilişkilerin sürekli gündemde tutulması; İzleme ve Yönlendirme Komitesi'nin ise tüm sürecin izlenmesi ve yönlendirilmesi konusunda çalışmalarını aktif şekilde sürdürdüğünü ifade etti.
Çalışmaların en yoğun ve kapsamlı kısmının AB müktesebatının üstlenilmesi olduğuna işaret eden Babacan, 35 ayrı fasılda başlayan taramaların 2006'da tamamlanmış olacağını belirterek, sivil toplum kuruluşlarının sürece katılımının önemine de değindi.
“Biz bu yapılanmada yepyeni bir AB birimi kurmadık” diyen Babacan, heyetlerin Türkiye'deki kamu kurumlarında, konu üzerinde çalışan, “elini taşın altına koyan” kişilerden oluştuğunu söyledi.
Tekstil sektörünün köklü kuruluşlarından Akın Tekstil, geçen hafta konkordatoya başvurdu. İş dünyasını şaşırtan bu kararın arkasından bir ‘aile’ krizi çıktı. Krizin tarafları ise şirketin kurucusu Rüştü Akın’ın oğlu Ragıp Akın ile diğer kurucu Ali Haydar Akın’ın kızları Feyza Çolakoğlu ve Henza Çolakoğlu. Konkordatodan mahkeme koridorlarına yansıyan gelişmeleri ve krizin perde arkasını yazdım. Bugünkü yazıda şirketin kuruluş hikayesini, ortakları ve bu noktaya nasıl geldiğini anlattım. İkinci yazıda Yönetim Kurulu Başkanı Ragıp Akın’ın anlattıklarını aktaracağım…
#Akın Tekstilİngiltere’nin vatandaşlarına Türkiye’ye gitmeyin uyarısı yapmasının ardından, Almanya da tavsiyesini yeniledi. Turizmciler, Türkiye’ye en çok turist gönderen bu iki ülkenin uyarısının sektörü olumsuz etkileyeceği görüşünde.