'Avrupa kadar Çin'de önemli'
14 MAYIS'TA ÇİN'E GİTMEYE HAZIRLANAN TÜSİAD, ÇİN'DEKİ POTANSİYELE DİKKAT ÇEKTİ.

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkan Yardımcısı Aldo Kaslowski aynı zamanda 2001 yılında kurulan TÜSİAD International'ın da başkanlığını yürütüyor. Kaslowski'nin kökeni İtalya'ya dayanan ailesi 1878 yılından beri Türkiye'de yaşıyor. 1965'ten itibaren de Organik Holding çatısı altında kimya sektörünün üretim alanında faaliyet gösteriyor. Birkaç yıl öncesine kadar üretimi sadece Türkiye'de yapan Organik Kimya, 40 ülkeye ihracat yapıyor. Türkiye'nin AB dışında Çin'e de bakması gerektiğinin altını çizen Kaslowski,
TÜSİAD olarak bu ülkeyi yakından incelediklerini ifade ediyor.
Organik kimya şirketinizin yeni atılımları var mı?
Müşteriye yönelik sınai kimyasal maddeler üretiyoruz. Talebe göre molekülleri uyguluyoruz. Teknolojiyi geliştirmek için önemli bir Ar-Ge merkezimiz var. Büyümeye devam ediyoruz. Yakında Hollanda'da bir yatırımımız olacak.
2001 krizinden Türk şirketleri ne ders aldı?
2001 krizi tarihe geçecek bir krizdi. Şirketlerimizin değerinin yarısından fazlası gitti. İster büyük isterse orta büyük şirketler büyük bir darbe yediler. O zaman Sabancı Holding'in Yönetim Kurulu'nda da bulunuyordum. Ama iş alemimiz her şeye rağmen oldukça sağlam gözüküyor.
Gümrük Birliği'nin Türkiye için sakıncalı olduğu noktalar var mı?
1996'da Türkiye AB ile Gümrük Birliği imzaladı. Çoğumuz olmasa da bazı şirketler bundan endişeliydi. Bir günde gümrüklerimizi nasıl sıfırlarız dediler. İkna ettik. Sonuçta TÜSİAD'ın da emeğiyle girdik. Hiç de bir problem olmadı. Çok daha rekabetçi olduk. Çok daha teknolojik konulara girerek optimizasyon yaptık. Başka çaremiz yoktu. AB'e üye olmadan bu işi becerebildiğimizi ispatladık. O performans 3 Ekim kararlarında önemli bir rol oynamıştır.
AB gözüyle Türkiye'nin imajı nasıl?
Biz kendimizi doğru dürüst anlatamadık. Yanlış tanıyorlar. AB'nin değerleri bize faydalı. Bugün sorunları var ama büyük bir bilgi birikimi olan yerdir. Oraya girmek gerekir. Aslında AB ile aynı dili de konuşabiliyoruz. Türk gençleri elle tutulabilir çözümler istiyor. Lobi faaliyetleri onları çok ilgilendirmiyor. Keşke daha önce yapsaydık.
Türkiye'nin mi AB nin mi birbirine daha fazla ihtiyacı var?
Spekülatif konuşmak istemiyorum. Bir gerçek var ki ikisinin de birbirine ihtiyacı var. Tamamlayıcı unsurları var. Sıralayacağım noktalar bazen AB için endişe sebebi olabiliyor. Mesela nüfusumuz. Büyük nüfusumuza iyi noktadan bakılmalı. Genç bir ekonomi demek. AB yaşlanıyor. Ayrıca Türkiye AB'nin tanımadığı Avrasya bölgesinde kilit bir ülke. AB'nin 5 yıl sonraki en büyük alternatif enerji koridoru Türkiye'den geçecek. Dünyanın büyümesi için enerji şart. Sürdürülebilir büyüme ancak enerjiden geçer.
Türk şirketleri dışarıda yeterince fırsat bulabiliyor mu?
TÜSİAD olarak biz Avrupa pazarından başladık. İmaj meselemiz var. Avrupa pazarı kolay bir pazar değil. İşsizlik ve büyüme krizi var. Maastricht Kriterleri derken daha Lizbon Ajandası yakalanamıyor. Son yıllarda genç müteşebbis Türk firmaları iyi performans gösterdi.
Sadece Avrupa'ya bakmak yeterli mi?
Hayır, başka yerlere de bakmak gerekli. Türkiye fazlasıyla AB'ye endekslenmiş. Ama