ATO'dan 'Kıyı'm Kanunu'na tepki
ATO Sinan Aygün, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nın hazırladığı, Kıyı Kanunu'nda değişiklik yapılmasını öngören yasa tasarısı taslağına tepki göstererek, "Bunun adı Kıyı Kanunu değil Kıyım Kanunudur" dedi.

Ankara Ticaret Odası Başkanı (ATO) Aygün, kıyılarda köprü, hava meydanı, karayolu, demiryolu, gar, otopark, lokanta ve çay bahçesi gibi tesisler yapılmasına olanak sağlayan taslağın, "kıyıları yatırımcılara açmak, halka kapatmak" anlamına geldiğini söyledi.
Kıyıları yerli ve yabancı yatırımcılara açan ve sahil şeridini daraltan taslağın, "yağma ve betonlaşma" ile sonuçlanacağını belirten Aygün, "Bu taslak, betonlaşma ve yağma taslağıdır. Taslak yasalaşırsa, deniz, göl ve akarsu kıyılarımız yağmalanacaktır" dedi.
Yasa taslağıyla, yatırımcılara "imar planı hazırlama yetkisi" verilmesini de eleştiren Aygün, şunları söyledi: "Taslağa göre, yatırımcı imar planını hazırlayıp İl Özel İdaresi'ne verecek. İl Özel İdaresi de görüşünü bildirecek ve plan Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'na gönderilecek. Bakanlık planı onaylayacak. Yatırımcıyı ise Maliye Bakanlığı seçecek."
Aygün, taslaktaki "İl Özel İdaresi ve belediyelerce bu planların uygulanması mecburidir" ifadesinin, bazı çevrelere rant sağlanacağı kuşkusunu kuvvetlendirdiğini söyledi.
Belediyelerin en önemli yetkilerinden biri olan "imar yetkisi"nin ellerinden alındığını kaydeden Aygün, "Hükümet bir yandan yerel yönetimleri güçlendiyorum diyor, bir yandan da belediyenin en önemli yetkisini yatırımcıya devrediyor. Böyle bir uygulamanın dünyada örneği yok" diye konuştu.
Taslağın, kıyılardaki kaçak yapılaşmalara da "gizli af" getirdiğini anlatan Aygün, "Sahil şeridi, kaçak yapıları dışarıda bırakacak şekilde daraltılıyor. Belli ki birileri kamunun sırtından zengin edilmek isteniyor" dedi.
Aygün, şöyle devam etti: "Mevcut yasalara ve Anayasamıza göre, kıyılar Yağma Hasan'ın böreği değil kamunun malıdır. Yani 72 milyona aittir. Özel mülkiyete açılamaz. Devletin bu mallar üzerindeki hakkı, mülkiyet hakkı değildir. Dolayısıyla dilediği gibi tasarrufta bulunamaz. O kıyılarda doğmamış çocuğun da hakkı vardır."
Taslağa göre yatırımcının kamulaştırma da yaptırtabileceğini söyleyen Aygün, "Kamulaştırma, özel sektör yatırımı için yapılıyorsa bedelini yatırımcı ödeyecek. Bu bir tür özel kamulaştırma anlamına geliyor ki keyfi ve yanlış uygulamalara kapı açar"
Taslağın, denizlere dolgu yapılması ve dolgu alanlarının mülkiyete açılmasına olanak sağladığını vurgulayan Aygün, bu yöntemin deprem kuşağında yer alan Türkiye için büyük riskler taşıdığını kaydetti.
Doğal güzellilklerin yol olacağı endişesini de dile getiren Aygün, "Kıyılarımız zaten beton yığınına dönüştü. Kalanını da betonlaşmaya ve yağmaya açarsanız, elimizde birşey kalmayacak. Orta ve uzun vadede bu işten turizm de zarar görür" diye konuştu.
Aygün, AK Parti'nin seçim beyannamesinde "Turizmin Geliştirilmesi" başlığı altında, "merkezden planlama ve yönetme anlayışı nedeniyle kıyı şeritlerinde yanlış uygulamalar yapıldığı" ifadesine yer verildiğini hatırlatarak, sözkonusu taslağın tüm yetkiyi merkeze verdiğine dikkati çekti.
Ankara/Cihan