Anayasa Mahkemesi'nden 'alacaklının parasını faize ezdirmeyin' kararı
Anayasa Mahkemesi, mülkiyet hakkının korunması açısından tarihi bir karara imza attı. Alacağın geç ödenmesi halinde uygulanan faiz oranının hiperenflasyon karşısında çok düşük kaldığını belirten AYM, Meclis'e faizi artırmak üzere düzenleme yapılması önerisinde bulundu.

Anayasa Mahkemesi, alacağın enflasyon karşısında uğradığı değer kaybının tazmin edilmemesinin hak ihlali olduğuna hükmetti. Mülkiyet ve etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar veren Mahkeme, faiz oranlarının değer kaybını karşılamadığını belirtti. Munzam zarar davalarının da yeterli koruma sağlamadığına dikkat çekildi.
Anayasa Mahkemesi, alacakların enflasyon karşısında uğradığı değer kaybının tazmin edilmemesi nedeniyle mülkiyet hakkı ve etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Caner Şafak’ın bireysel başvurusu üzerine verilen ve pilot karar niteliği taşıyan bu karar, iç hukukta benzer nitelikteki uyuşmazlıklara yönelik kapsamlı bir düzenleme ihtiyacını gündeme getirdi. Başvurucu Caner Şafak, 2010 yılında özel bir bankaya karşı açtığı icra takibi sonucu asıl alacağı 48 bin 854 TL olarak belirlenen bir borcun, itiraz süreçleri ve yargılamaların ardından 2020 yılında 119 bin 114 TL olarak ödendiğini belirtti. Ancak geçen 10 yıllık sürede yasal faizin, alacağın özellikle hiperenflasyon karşısındaki değer kaybını karşılamadığına dikkat çekti. Bu gerekçeyle açtığı 100 bin TL’lik “munzam zarar” davası, tüketici mahkemesi ve sonrasında istinaf ile temyiz mercilerince reddedildi.
ETKİLİ HUKUK YOLU YOK
Anayasa Mahkemesi, mülkiyet hakkı ile bağlantılı olarak Anayasa’nın 40. maddesinde düzenlenen etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Mahkeme, devletin sadece kamu borçlarında değil, özel hukuk kişilerinin alacaklarında da adil dengeyi sağlama yükümlülüğü bulunduğunu vurguladı.
TBMM'YE YENİ KANUN ÖNERİSİ
Kararda, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un, enflasyon karşısında alacakların gerçek değerini koruma konusunda yetersiz kaldığı belirterek, TBMM'ye bu konuda düzenleme yapması konusunda öneride bulundu. Mevzuattaki faiz oranlarının, yıllık enflasyonun altında kaldığı ve bu nedenle “değer kaybını telafi etme kapasitesine sahip olmadığı” ifade edildi.
Kararda, Türk Borçlar Kanunu’nun 122. maddesine dayalı olarak açılan munzam zarar davalarının da etkin çözüm sunmadığına dikkat çekildi. Mahkeme, bu tür davalarda yüksek mahkemelerce geliştirilen içtihatların “istikrarsız” ve “belirsiz” olduğu, enflasyonun tek başına zararı ispat için yeterli görülmediği durumlarda alacaklının korumasız kaldığını vurguladı.
EMSAL KARAR EKLENDİ
AYM, daha önce kamudan olan alacakların geç ödenmesine ilişkin verdiği ANO İnşaat ve Ticaret Ltd. Şti. kararını emsal olarak kullandı. Yüksek Mahkeme, alacağın geç ödenmesi nedeniyle enflasyon karşısında aşırı ve olağan dışı değer kaybına uğratılması, ödenen faiz tutarına rağmen alacağın değer kaybetmeye devam etmesi ve mahkemelerin somut ispat zorunluluğu nedeniyle başvurucunun zararının giderilememesi durumunda, mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermişti.
AYM ayrıca kararında yıl yıl enflasyon oranlarına da yer vererek değer kaybının büyüklüğüne işaret etti. İşte AYM kararında yer verilen enflasyon oranları:
PİLOT KARAR NEDİR?
Anayasa Mahkemesi, bu kararında “pilot karar” usulüne başvurdu. Bu yöntemle, benzer hak ihlallerine yol açabilecek yapısal sorunun çözümü için yasama ve yargı organlarına sorumluluk yüklendi. Bu tür davalarda enflasyon etkisinin hukuk düzeninde açık ve etkili şekilde giderilmesini sağlayacak bir mekanizma oluşturulması istenmiş oldu. AYM kararı Resmi Gazete'de yayımlandı.
patronlardunyasi.com