Akın, Rekabet Kurulu'na kızgın
HAMDİ AKIN; BANA HEDEFİMİ SORUYORLAR. BENİM HEDEFİMİ RK İLE DANIŞTAY BELİRLİYOR.

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) tarafından düzenlenen 'Ulusal Girişimcilik Kongresi' katılan Akın, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Akfen Grubu'nun da yer aldığı ortak girişim grubunun 613,5 milyon dolar vererek ihalesini kazandığı araç muayene istasyonları ile ilgili özelleştirmenin yargı sürecine, en yüksek teklif verdikleri limanlar konusundaki ihalelerin de Rekabet Kurulu'na takıldığını hatırlatan gazetecilerin, bu konudaki soruları üzerine, Akın, liman ve araç muayene istasyonları konusunda 'bloke' olduklarını savundu. Akın, şunları kaydetti:
'(Bana bundan sonraki hedefleriniz nedir?) diye sordukları zaman ben çok net bir şey söylüyorum, benim hedeflerimi Rekabet Kurulu'yla Danıştay belirliyor. Yani ben belirlemiyorum ki benim hedeflerimi, belirleyemiyorum daha doğrusu, belirliyorum da uygulayamıyorum. Bu gibi hadiseler, benim hedeflerimi şekillendiriyor, yönlendiriyor. Şimdi 1,5-2 senedir biz yatıyoruz. Niye yatıyoruz? Çünkü elimizde 3 tane sonuçlandırmamız gereken iş var. Bu işleri sonuçlandırıp, bunlara start vereceğiz ki diğer işlere de bakabilelim. Bu işlere start veremediğimiz için bloke olmuş vaziyette bekliyoruz. Yani istediğiniz kadar girişimci olun. Ne kadar girişimci olursanız olun, bir yere kadar geliyorsunuz, o noktada durmak zorundasınız, ondan sonrası başka noktaya doğru gider, bir anda altüst olursunuz. Belki de benim daha
evvel durmam gerekirdi, işte ancak burada durabildik.'
'KİME KARŞI BÖLGESEL GÜÇ OLURUM?'
Rekabet Kurulu'nun yaklaşımını uygun bulmadığını, grup olarak olumsuz etkilendiklerini dile getiren Akın, şöyle devam etti:
'Düşünün, bir yanda Mersin Limanı, bir yanda İskenderun Limanı. Bana diyor ki; (Mersin Limanı'nı işletiyorsan İskenderun Limanı'nı işletemezsin. Neden, ne alaka... İşte (sen orada) diyor, (bölgesel güç olursun) diyor. Bölgesel güç olurum, peki kime karşı bölgesel güç olurum be kardeşim, neye karşı bölgesel güç olurum? Yani sen beni bölüp de, (Mersin Limanı'nı 2'ye bölün öyle verin) diyor, bakın (İzmir Limanı'nı 2'ye bölün öyle verin) diyor. Böyle bir şey olur mu? Yani diyor ki, (Limanda Türkiye'nin 5 tane KOBİ'si olsun) diyor, (Bir tane büyük şirketi olmasın) diyor Rekabet Kurulu. (KOBİ'leri olsun) diyor. Türkiye, zaten KOBİ'den geçemiyor.
Türkiye'nin büyük şirketleri satın alan şirketlere ihtiyacı var, satılan şirketlere değil. Satın alan şirketler yaratmamız lazım diyorum. Onun için de Mersin Limanı'nı alan adam İskenderun Limanı'nı da alsın ki orada büyük bir varlık yaratsın, o varlıkla gitsin Pire Limanı'yla İskenderiye Limanı'yla rekabet etsin. Yani ben kimle
rekabet edeceğim allah aşkına. Böyle bir mantıkla iş yapılabilir mi? Yapılamaz...'
Akın, 'TAV İstanbul'u aldı, Ankara'yı almasın, Ankara'yı, İzmir'i başkası alsın, 5 tane havaalanı şirketi olsun' anlayışıyla ne gerekli personel ve bilgi birikiminin ne de altyapının sağlanamayacağını ifade ederek, oysa ABD'nin yıllarca tekellerini, tröstlerini yaratıp, ondan sonra rekabet hukukuna girdiğini anlattı.
Türkiye'nin daha dünya ölçeğinde bir firmasının olmadığını, bu nedenle rekabet hukukunun Avrupa ve ABD'deki gibi uygulanmasını uygun bulmadığını savunan Akın, 'Ben bu rekabet hukukunu kesinlikle tasvip etmiyorum.Rekabet hukuku ne yapar; tekelci zihniyet varsa bunun fiyatını araştırır cezasını keser, gerekirse gider fabrikayı kapatır. Eğer tüketici aleyhine fiyat oluşturuyorsa...' görüşünü kaydetti.