ABD'de yaşayan ve sosyal medyada Tanner Leatherstein adıyla tanınan Volkan Yılmaz, 'pahalı her zaman en iyisi değildir' sözünü göstermek için dünyanın en pahalı ürünlerini kesiyor hatta yakıyor.

Sosyal medyada Tanner Leatherstein adıyla tanınan Volkan Yılmaz,  dünyanın en lüks markalarına ait çantaları keserek yaptığı paylaşımlarla milyonlarca takipçiye ulaştı. Onun bu sıradışı çalışması New York Times’a konu oldu. Dallas’ta yaşayan Yılmaz’ın amacı ise izleyicilere malzemelerin ve işçiliğin gerçek kalitesini ve ardından ürünün yapım maliyetinin ne kadara olduğunu ayrıntılı olarak göstermek. 

İşte o New York Times'daki röportajında Yılmaz, Luis Vuitton'un imzalı LV logosuyla kaplı büyük beyaz deri bir çantayı kestiğini, Christian Louboutin'in kendine özgü kırmızı tabanı, siyah bir stilettodan İngiliz anahtarı kullanılarak yüksek sesle söktüğünü ya da 2 bin 200 dolarlık bir Prada'yı neden bu hale getirdiğini anlatıyor.  Tanner Leatherstein olarak TikTok'da 950 binden daha fazla takipçisi olan Yılmaz, aşırı pahalı eşyaları doğramasıyla sosyal medya platformunun yanı sıra YouTube ve Instagram'da da büyük bir takipçi kitlesinin ilgisini çekti. Bunun nedenini ise, izleyicilere malzemelerin ve işçiliğin gerçek kalitesini göstermek ve ardından ürünün yapım maliyetinin ne kadara mal olacağını ayrıntılı olarak göstermek olduğunu söylüyor. 

FİYAT ARTIŞLARI HALA BİR ÇOK İNSANI ŞOK EDİYOR

Yılmaz, "Birçok durumda, benim tahminlerim fiyat etiketinin onda biri kadar çıkıyor. Lüks sektörünü destekleyen fiyat artışları hala bir çok insanı şok ediyor." derken bu platformda parçaladığı ürünler için ne kadar harcadığını ve insanların deri ürünler alırken nelere dikkat etmeleri gerektiğini de anlatıyor. İşte o merak uyandıran röportajdan önemli noktalar....

YEŞİL KARTLA AMERİKA'YA GELDİ
 
"Ailemin Türkiye'de bir tabakhanesi vardı, dolayısıyla ben de bu işin içine doğdum. 11 yaşlarındayken ilk deri ceketimi yapmak için beş koyun derisini tabakladım. İstanbul'da üniversitedeyken tabakhanede çalıştım, ardından deri ithalatı ve ihracatını öğrenmek için Çin'e, oradan da Türkmenistan'a gittim.

2009'da ABD yeşil kart piyangosunu kazandım ve Chicago'ya taşındım. Illinois Üniversitesi'nde MBA yaparken taksi şoförlüğü yaptım, ardından yönetim danışmanı olarak çalıştım ve bu bana içten içe ölüyormuşum gibi hissettirdi. Hâlâ deri konusunda takıntılıydım, bu yüzden Pegai adında kendi deri markamı kurdum, YouTube'dan kendime tasarım yönünü öğrettim ve geçimimi sağlamak için Uber'de işlere yön verdim. 2019 yılında işler yoluna girdikten sonra Dallas'a taşındım.

 

BÖYLE BİR İLGİ BEKLEMİYORDUM

Arkadaşlarım ve hatta arkadaşlarımın arkadaşları her zaman deri alımlarını kontrol etmemi istediler. Kalite hakkında ne düşünüyorum? Çok mu fazla para ödediler? Bu bana, insanların derinin nasıl tedarik edildiği veya kullanıldığı konusunda aslında pek bir şey bilmediğini ve lüks deri ürünlerdeki işaretlemeler konusunda şüpheci olduklarını fark etmemi sağladı. Ben de onların sorularına cevap verecek videolar hazırlamaya başladım. Bu şekilde patlamalarını beklemiyordum.

PAHALIYSA KESİN İYİDİR MİTİNİ YIKIYOR

Çantaları incelemeye başladığımda, fiyatın aslında deri veya kullanılan malzemelerle ilgili olmadığını, çoğunlukla etiketle ilişkili statüyle ilgili olduğunu göstermek istedim. Pek çok kişi otomatik olarak pahalıysa iyi olması gerektiğini varsayar.

İLK KESTİĞİ LOUİS VUİTTON ÇANTA

İlk kestiğim bir Louis Vuitton evrak çantasıydı. Louis Vuitton dünyanın en ünlü deri markalarından biri ancak birçok kişi ikonik LV monogram malzemesinin aslında tuval olduğunu bilmiyor. Viral hale gelen ilk video Chanel'in 1.200 dolarlık küçük bir cüzdanıydı. O andan itibaren, farklı markaların öne çıkarılmasına yönelik talepler aralıksız devam ediyor.

Bir çantayı keserken ne arıyorsunuz? sorusuna ise, "Tabii ki deri kalitesi. Nasıl bronzlaşmış. Kaplamayı çıkarmak için aseton kullanıyorum ve deriye ne kadar plastik makyaj uygulandığını görebiliyorum. Hangi tabaklama işleminin kullanıldığını değerlendirmek için deriyi yakıyorum. Daha sonra dikişe, donanıma ve yapıya yansıyan işçiliğe bakıyorum. Yaptığım işin büyük bir kısmı markanın iddialarını değerlendirmek. Bir çanta dışarıdan güzel görünebilir, ancak onu açıp içine baktığınızda başka bir hikaye anlatır."

Seyircileriniz kim sorusuna ise Yılmaz şu yanıtı veriyor; "Kesinlikle lüks markalardan nefret eden, fiyatlandırmanın bir aldatmaca olduğunu ve bunlara para ödeyenlerin aptal olduğunu düşünen bir demografi var. Bir de pahalı ürünleri doğramanın eğlence değerini seven insanlar var. Ancak birçok kişi lüksü sevdikleri ve kaliteli ürünleri daha iyi anlamak istedikleri için videoları izliyor. Lüks ya da vintage alışverişlerini gözleri açık değerlendirmek istiyorlar."

patronlardunyasi.com