7. Uluslararası Meze Festivali, Akra Antalya’da gastronomi dünyasını buluşturdu

Elif Yıldız HARMANKAYA

Her sene ekim ayında merakla beklenen bu etkinlik, bu kez hava koşulları nedeniyle kapalı alanda gerçekleşti. Salondan içeri girer girmez masaların renkliliği, yemeklerin lezzeti, Akdeniz’in sıcaklığı insanı hemen havaya sokuyor.

Amacına en çok ulaşan etkinliklerden biri olduğunu düşünüyorum.

ASMANİ'DE BAŞLAYAN LEZZETLİ YOLCULUK

İlk gece, Akdeniz ile Beydağları’nın etkileyici manzarasına karşı konumlanan restoranda, gurme lezzetler Şef Baykaner Gönen’in sunumuyla misafirlerle buluştu.

"MEZE TALKS" İLE YEMEK KÜLTÜRÜNÜN PEŞİNDE

Meze kültürünün inceliklerinin paylaşıldığı festival, 24 Ekim’de “Meze Talks” ile açıldı. İki güne yayılan bu etkinlik dizisi, hem alanında uzman isimleri buluşturdu hem de atölyelerle gastronomi sırlarını misafirlerle paylaştı.

Lakerda atölyesinden fermantasyonun tarihsel yolculuğuna, gastronominin dijital mecralardaki yansımalarından kaybolmaya yüz tutan lezzetlere kadar uzanan oturumlar özellikle gastronomi öğrencilerinden yoğun ilgi gördü.

Moderatörlüğünü Ebru Koralı’nın yaptığı ve Akdeniz Üniversitesi Gastronomi Bölümü öğrencilerinin büyük ilgi gösterdiği panelde, yemek kültürü araştırmacısı ve yazarı Nilhan Aras’ı dinledik.

Aras, “Tuzlanmış Balık Öyküleri” başlıklı sunumunda tuzlanmış balığın tarihsel yolculuğunu, gıdayı uzun ömürlü kılmanın yöntemlerini ve Anadolu kültüründeki tüm kullanım biçimlerini anlattı.

Ardından Doç. Dr. Ahmet Uhri, fermantasyonun kültür tarihini yine keyifli bir anlatımla aktardı.

Günün son panelinde Aylin Örnek, Sinop lakerda geleneğini yaşatan bir usta olarak iyi lakerda yapmanın inceliklerini anlattı.

İŞİN MUTFAĞINA YAKINDAN BAKIŞ

Festivalin ikinci günü Doç. Dr. Elif Gözler Çamur’un konuşmacı olduğu “LikyaSofrasında Roma Tadında” başlıklı oturumla başladı.

Ardından Şef Tolga Atalay ve Ebru Koralı moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda, şef ve içerik üreticisi Ferhat Bora ile içki ve puro kültürü uzmanı Çağdaş Arman Bulut, “Takipçi Sayısından Çok Fazlası” başlıklı sohbetleriyle gastronomi ve içerik üretiminin perde arkasını anlattılar. Bu panele öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Birçoğu gastronomi alanında yalnızca mutfakta değil, içerik üretimi, bar ve baristalık gibi konularda da uzmanlaşmak istiyor. Yeni neslin gastronomiyi artık yalnızca bir meslek değil, kendini ifade etmenin yaratıcı bir yolu olarak görmesi dikkat çekici.

TÜRK VE DÜNYA MUTFAĞINDAN KATILIMCILAR

Festivalin ikinci akşamında Türkiye’den ve dünyadan 17 restoranın hazırladığı mezeler lezzet tutkunlarının beğenisine sunuldu.

Katılımcılar arasında:

7 Mehmet (Antalya), Asma Yaprağı (Alaçatı), Hodan (İstanbul), Lokanta Feriye (İstanbul), Millocal (Nevşehir), Kurul Bitez (Bodrum), Tola (Bursa), TheLifeCo Restaurant (Antalya) ve Güzelburç Antakya Restoran (Hatay);

Yurt dışından ise Ai Giorgis (Yunanistan), Niazi’s (KKTC), Londri (Rusya), Umarfisch Meze (Viyana) ve Gandarias Jatetxea (İspanya) yer aldı.

HAYATIN TATLI TESADÜFLERİ

Bu seneki festival benim için hoş bir sürprizle geldi. Uzun yıllar birlikte çalıştığım değerli gazeteci Doğaner Gönen ile karşılaştım. Meğer Akra Antalya Executive Chef – Baykaner Gönen’in kardeşiymiş!

Festival sonrası Kuzey Ege’de emekliliğin tadını çıkaran Doğaner ve Şef Baykaner’in, Isparta’da 1800’lerden beri açık olan Hacıbenlioğlu Tandır’da yedikleri etten, Ali Bey Dondurmacısı’ndaki helvalı dondurmadan bahsederkenki coşkuları dönüş yoluna geçmek zorunda kalan beni hem o tatlardan hem de o sohbetten mahrum bıraktı.

Ama aklım kalmadı desem yalan olur.

Isparta’ya en kısa zamanda gidilecek, orası kesin…

Ağzımızın tadının, sofralarımızın bereketinin hiç bozulmadığı nice festivallere!

patronlardunyasi.com