2025 Türkiye ekonomisinde hem krizli hem de otomobil, konut, e-ticaret satışlarında rekorların kırıldığı bir yıl oldu
Türkiye 2025’i bitirirken ekonomik tablo iki ayrı yüzüyle karşımıza çıkıyor. Bir yanda yüksek enflasyon, artan yaşam maliyetleri, daralan alım gücü…Diğer yanda otomotivde, konutta ve e-ticarette kırılan satış rekorları… Çelişki gibi görünen bu yapı aslında Türkiye’nin tüketim ekonomisinin yeni kodlarını anlatıyor.

Toygun ATİLLA
Bu hafta haberleri takip ederken ardı ardına gelen "rekorlara" dikkat kesildim. Önce otomobil, sonra konuttaki satış rekorları ardından da e-ticaretteki tüketici rekorları. Gayri ihtiyari "Hani kimsede para yoktu" diye sormadan kendimi alamadım :) Şimdi gelin önce otomotiv pazarı ile başlayalım durumu incelemeye...
OTOMOBİLDE KASIM BEREKETİ
2025 Kasım’ında otomotiv pazarı 132 bin 984 adet satışla tüm zamanların Kasım rekorunu kırdı. Yılın 11 ayında toplam satış 1 milyon 176 bin adede ulaştı; yıl sonu beklentisi 1.2 milyon olarak açıklandı.
Otomobil satışlarında yıllık artış: %10,9, Hafif ticari araçta artış: %7 civarındaydı. Elektrikli araç satışları sadece Kasım'da 17 bin 892 adetti.
Fiyatları soracak olursanız, 2023’e göre 2 katına dayanmış. Talep ise buna rağmen dip değil zirve yapmış durumda.
Bunun sanırım görünen tek açıklaması, Türkiye’de otomobil alımı artık bir ulaşım ihtiyacı değil; “Enflasyona karşı kendini koruma refleksi.” “Param erimesin, alıp kenara koyayım” mantığı piyasayı sürüklüyor. Bu matematiği başka türlü çözemiyorum.

KONUT SATIŞLARI UÇTU
Şimdi gelelim konuttaki duruma...
TÜİK verilerine göre: 2025 Ocak–Ekim konut satışları: 1 milyon 293 bin 33 adet... Yıllık artış oranı: %16,2
İpotekli konut satışlarında artış: %64, İkinci el satışlar: %18,8 artışla 895 bin 526 adet
Üstelik bu sadece konut. Bir de işin arsa, tarla, ticari taşınmaz kısmı var. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü verisi diyor ki: 2025 Ocak–Kasım toplam gayrimenkul satışı: 2 milyon 874 bin 237 adet. Bu tüm zamanların rekoru...
Yani herkes “kira ödeyemiyorum” derken… Türkiye aynı anda tarihin en çok gayrimenkul alan ülkelerinden birine dönüşüyor. Akıl almaz değil mi?
Bunun da uzmanların değerlendirmelerinden yaptığım okumalardan anladığım, konutun halen gözde bir yatırım aracı olduğu gerçeği. Döviz ve enflasyon belirsizliğinde, “tuğla” hâlâ güvenli liman gibi gözüküyor. Hem de böylesine yüksek faiz ortamında bile...

E-TİCARETTE EFSANE KASIM VERİLERİ
Sizinle paylaşacağım son "rekor" ise Hepsiburada’nın açıkladığı Efsane Kasım raporu verileri...
Buna göre, siparişler geçen yıla göre %16 arttı, dakikada 532 ürün satıldı, 300 bin kişi platformdan ilk kez alışveriş yaptı, en çok satılan ürünler, telefon, küçük ev aletleri, laptop, altın bilezik, televizyon oldu.
Otomobil, konut ve e-ticaretteki "rekorları" gördünüz. Türkiye’de insanlar şikâyet ediyor evet… Black Friday gelince sepette kolaçan edilen ürün sayısı rekor kırıyor. Tıpkı, otomobil ve konut satışlarında olduğu gibi...

Türkiye’de bugün Reel hayatın ekonomisi ile tüketim ekonomisi yan yana yürüyor.
Reel hayat ekonomisinde, gıda enflasyonu halen yüksek, kiralar zorlayıcı, maaşlar enflasyon karşısında eriyor. Tüketim ekonomisinde ise durum, "Bugün almazsam yarın daha pahalı", yatırım amaçlı konut ve otomobil alımı, enflasyona karşı mal/hizmet stoklama refleksi, kampanya dönemlerinin yarattığı canlılık ve kredi kartı ekonomisinin genişlemesi şeklinde yürüyor.
Birbirine zıt gibi gözükse de aslında bu iki ekonomi birbirini besliyor. Çünkü, Türkiye'de tüketim artık bir zorunluluktan çıkıp, ekonomik savunma mekanizmasına dönüşmüş durumda.
Onun için "Geçinemiyorum" diyen de çok, "Satışlar patladı" diyen de...
Ez cümle, Türkiye hem yüksek enflasyonu hem de yüksek tüketim performansını gösteren bir pazar. Çelişkilerimizle, paradokslarımızla ekonomistlerin bile anlamakta güçlük çektiği eğlenceli bir ülkeyiz vesselam.
patronlardunyasi.com















