Songül Hatısaru'nun röportaıjı
Röportaj yapan bazı yabancı yayınların kendisinden, "Boğaz'ın paşası" diye söz ettiği Zorlu Holding'in patronu Ahmet Nazif Zorlu'ya, Petkim ihalesinden hemen sonra, Abdülhamit Demir adlı gençten, sert üslupla yazılmış bir e-posta geldi:
"Sayın Nafiz Zorlu Bey, neden karayolları arazisine o kadar parayı saymanıza rağmen daha önemli ve bir milli kuruluşumuz olan Petkim'de çok düşük kaldınız? Sizin için bu şirketlerin ülkemiz şirketlerinin elinde olması mı önemli yoksa bir arazi üzerindeki alışveriş merkezleri mi? Tekrar soruyorum, boş arazi üzerinde anlamsız bir beton yığını mı dikmek daha kârlı ve önemli, yoksa çok önemli bir tesisimizin yabancılara yem yapılması mı?"
'Gelmediler, işsiz kaldın'
Zorlu, üniversite mezunu, işsiz bir gençten gelen bu e-posta'ya çok üzülmüş. Yöneticilerinin 'gerek yok' demelerine karşın, 'bağlayın, konuşacağım' diyerek Abdülhamit Demir'i bizzat aramış:
"Ben Ahmet Nazif Zorlu deyince çok şaşırdı. Beklemiyor. Dedim ki, işsizmişsin ama bir işin olduğunu varsayalım. Sana yeni bir iş daha gösterdiler. Ama ederini çok yükseğe çıkardılar. Alabilirsin ama düşüp bir tarafını da kırabilirsin. Kasada paramız var. Ama yanımızda 27 bin kişi çalışıyor. Yan sanayisiyle birlikte 70 bin kişi bizden ekmek yiyorsa hali hazırdaki işleri sıkıntıya sokma pahasına alır mıydın? Kaldı ki Karayolları da hizmet sektörü işi olacak, burada da binlerce kişi çalışacak. Sonra neden yabancı da gelmesin? O gelmesin, bu gelmesin dedik, bak sen işsiz kaldın. Bana hak verdi."
Abdülhamit Demir, Zorlu'nun yanıtından sonra yeni bir e-posta göndererek, elini sıkmak istediğini belirtmiş. Zorlu, "Çağıracağım, görüşeceğiz. Belki iş de veririz" dedi.
Helikopterle arsa turu
Zorlu, geçen hafta sonu özel helikopteriyle beni ve Ekonomi Müdürümüz İbrahim Ekinci'yi önce Karayolları arsasına götürdü.Üzerinde uçtuğumuz arsaya ciddi para ödediniz. Bu parayı nasıl çıkaracaksınız?
Ben buraya hayallerin alamayacağı bir şey yapacağım. Dubaili yapıyor, ben neden yapmayayım. Yeşil alanıyla, alışveriş merkeziyle, otel, spor salonları, müze, elektronik kütüphanesi, rezidansları, oteliyle dünya çapında bir şey olacak. Amerikalılar geliyor, alışveriş merkezini birlikte yapalım diyorlar, Avrupalılar geliyor, otele markamızı verelim diyorlar. Burası 96 dönüm. Yaklaşık 80 dönümü yeşil alan olarak düzenlenecek. Dünya standartlarında bir park yapacağız.
14 proje hazırlandı. Bağımsız jüri en iyisini seçecek. Projelere 100 bin dolarlar veriyoruz. Para önemli değil. İkinci kattan Boğazı, 5. kattan Karadeniz'i gören bir arazi. 600 milyon dolar para koyacağız buraya.
Kent estetiğini koruyan, insanların "A bakın böyle de oluyormuş" diyeceği bir kompleks olacak. Bu şehir bunu hak ediyor. Levent'teki yere otelin, alışveriş merkezinin kralını yapacağım. Zorlu Center'a Zincirlikuyu istasyonundan özel metro uzatmayı da düşünüyoruz.
Avcılar'daki holding merkezini buraya mı taşıyacaksınız?
Holdingimiz değerli, ama burası biraz fazla lüks olur bir holding merkezi için. Holdingi muhtemelen, rezidans ve iş merkezi yapmayı planladığımız Levent'te satın aldığımız Deva'nın arazisine taşıyabiliriz.
Farklı işlere girdiniz. Elmalarla, armutları ayrı sepetlere koyma stratejisi mi?
Tamamen öyle. Yılda 6 milyar dolar ciro üreten bir grup haline geldik. Türkiye'nin varlık fiyatları artıyor. Bugün pahalı dediğiniz Levent'teki arsa 5 yıl sonra belki çok ucuz olacak. Sağlığa giriyoruz, enerjide büyüyoruz.
Banka satışından arta kalan parayı enerjiye mi yatıracak sınız?
Zorlu Enerji'nin işleri büyüyor. Son olarak Trakya'nın doğalgaz dağıtımını aldık biliyorsunuz. Rusya'da 1 milyar dolarlık enerji işi aldık. Bunun 250 milyon dolarlık bölümü tamamlandı. Dağıtım ihalesi açıldığında da mutlaka iddiamızı koyacağız. Birlikte girelim diyen yabancılar da geliyor. Vestel'de işler nasıl gidiyor?
Burada 9 fabrikamız var. İkinci çamaşır fabrikasını kuruyoruz. Televizyonda yeni dijital teknolojilere geçtik. LCD ve plazma fabrikası yıllık 4.5 milyon adet üretim kapasitesiyle Avrupa pazarındaki en önemli oyunculardan birisi oldu.
Toplam 650 bin metrekare kapalı alana sahip olan Vestel City Avrupa'nın en büyük üretim üssü. Vestel City'nin yıllık üretim kapasitesi 35 milyon adedi aşıyor. Avrupa'nın elektronik üretiminin yüzde 30'unu, beyaz eşya üretiminin yüzde 11'ini biz yapıyoruz.
Vestel, geçen yıl 2.8 milyar dolar ihracat yaptı. Bu yıl ihracat 3 milyar doları geçecek. Geçen yıl Vestel City'de Avrupa'nın tek laptop üretim tesisini yıllık 500 bin üretim kapasitesiyle kurduk. Intel'in teknolojik desteğiyle hayata geçirilen laptop fabrikasında anakart tasarımı ve üretimini Türk mühendisler gerçekleştirdi. Bu bilgisayarlar el iziyle çalışabiliyor. İsterseniz sizden başka kimse açamıyor.
Dövizin seviyesi sizi zorlamıyor mu?
Malımızı üretiyoruz, satıyoruz. Ama bir ihracatçı olarak işler yolunda diyemiyoruz. YTL'nin değer kazanmasından herkes ağlıyor. Lira ocakta yüzde 10 değer kazandı, yüzde 10'da çalışana zam verdik. Etti yüzde 20. 27 bin kişi çalışıyor. Bu ekstradan her ay 4- 5 milyon dolar ek maliyet demektir. Çinli'den ilerideyiz. Ayda 1.5 milyonun üzerinde televizyon yapabiliyoruz. Ama sanayici 1.400 kurundan mal almış, malın parasını 1.26'dan bozuyor. Yüzde 10 kayıp var. Vestel'in borsadaki piyasa değeri inşaat değeri bile değil. Yatırımcı kârlılığa bakıyor. Yatırımları borçla yapsaydık, bu döviz kuruyla altından kalkamazdık.
'Yurtdışında kuruşum yok'
Avcılardaki bina ne olacak?
Orayı Avrupa çapında bir sağlık projesi için düşünüyoruz. Türkiye'nin özel hastaneciliğe ihtiyacı var. Uzmanlaşmış farklı bir hastanecilik formatı düşünüyoruz. Arkadaşlar üzerinde çalışıyor, şu aşamada başka bir şey söylemem doğru olmaz.
Hayatı Geceyarısı Ekspresi film müziğiyle anlatıldı
Boğaz'daki Karayolları arsasını almasından sonra Zorlu'ya bir Fransız televizyon kuruluşundan röportaj teklifi geldi. Zorlu bu teklifi kabul etti. Fransız televizyoncuların çektikleri belgeselde Zorlu, "Türkiye'nin paşası" olarak nitelendirildi. Zorlu, Fransız gazetecilerle macerayı şöyle anlatıyor:
"Gazeteci arkadaşlar bir hafta boyunca benimle yaşadılar, evimde kaldılar. Helikopterle önce İstanbul'u gezdik. 'İstanbul, Türkiye hakkında ne biliyorsunuz?' dedim. Daha önce hiç gelmedikleri bir ülkeyle ilgili bütün algıları Geceyarısı Ekspresi filmiyle oluşmuş. Haliyle çok olumsuz konuşuyorlardı.
Bunun üzerine işi gücü bıraktık. Antalya'dan Göcek'e kadar tam bir hafta boyunca Türkiye'yi bu ülkenin güzelliklerini gösterdik. Yaşadıkları şoku, algılarının altüst oluşunu adım adım izledim. Dönüşte benim hayatımı anlatan bir program hazırladılar. İstanbul'un, Göcek'in güzelliklerini gösteren bu programı gösterirken Geceyarısı Ekspresi'nin film müziğini kullanmışlar. Çok hoşuma gitti tabii, turizmimizi bir zamanlar ciddi şekilde etkilemiş filmin müziğiyle gerçek Türkiye'yi gösterdiler. Bu ülke doğru pazarlanır, tarihi yarımada ön plana çıkarılabilirse yılda 50 milyar dolar turizm geliri elde etmek işten bile olmaz"
Milliyet