Celal Toprak'ın yazısı
İbrahim Bodur'u iyi tanırım. Benim için efsane bir işadamıdır...Gazeteciliğe ilk başladığım yıllarda İstanbul Sanayi Odası'nı (İSO) yakından takip ettim.
İşte o yıllarda İbrahim Bodur efsane başkan olarak İSO Meclis kürsüsüne çıktığında iş dünyası, Ankara'daki siyaset odakları ne söyleyeceğine dikkat kesilir, söyledikleri günlerce tartışılırdı. İbrahim Bodur'un söyledikleri kadar yaptıkları da önemliydi.
Çanakkale'de kurduğu fabrikada insanları köydeki evinden koparmamış, köylere servis koyarak farklı bir yöntem uygulamıştı.
Akılda en fazla kalan bu uygulamasının bir başka örneği bugüne kadar gerçekleştirilemedi. İşte o efsane başkan aynı zamanda çok iyi bir baba oldu ve Türk iş dünyasına Zeynep Bodur'u armağan etti.
Şimdi işlerin başında Zeynep Bodur (Okyay) var. Bu arada yanlış anlaşılmasın son kararları yine İbrahim Bodur vermeye devam ediyor.
Ama iş akışını yönetmek tamamen Zeynep Bodur'a emanet edilmiş durumda.
Zeynep Bodur babasının devrettiği bayrağı daha yukarı çekmek için gece gündüz çalışıyor.
İhracatta başarılı işlere imza atıyor. Kale Grubu'nun iş yönetiminde yeni ufuklara yelken açmasının önünü açıyor.
Ama bizce en önemlisi tasarım konusunda attığı adımlar... Bu konuda hepimizden bir adım önde. Dünya ile yarışmaya çalışıyor.
Son olarak İstanbul Teknik Üniversitesi'nin (İTÜ) düzenlediği Tasarım Kongresi'ne tam destek verme kararı aldı.
Aslında İTÜ'nün düzenlediği bu Kongre'ye verilen destek çocuklarımızın geleceğine verilen destek anlamına geliyor.
Sanayide tasarım kültürünün oluşturulması Türkiye'nin rekabet gücünü artıracak önemli bir unsur olarak görülüyor.
Üstelik tasarımı iyi kullanmak katma değeri yüksek ürünleri dünya pazarlarına satmak anlamına geliyor.
Bu nedenle eğer dünyadaki gelişme Türkiye'ye düşük maliyet stratejisini değiştirmeyi dayatıyorsa yeni çıkış ürün farklılaştırma olabilir.
Ürün farklılaştırmanın yolu da sadece ve sadece tasarımdan geçiyor.
İşte Zeynep Bodur için tasarım bu yüzden önemli ve bu yüzden İTO etkinliğine destek veriyor. Dahası var. Zeynep Bodur fikir üretmek, farkındalık yaratmak için tasarıma ve dolayısıyla da insan kaynağına yönelmek gerektiğini söylüyor.
Tıpkı babası gibi söylediklerini de uyguluyor. Türkiye'de AR-GE yatırımlarına binde 5 kaynak ayrılıyor. Oysa Kale Grubu'nda bu oran yüzde 2'yi buluyor.
Kale Grubu tıpkı Avrupa ortalamasında olduğu gibi cirosunun yüzde 2'sini AR-GE'ye ayırmış durumda.
100'e yakın eleman Kale Grubu'nda AR-GE çalışmaları yapıyor. Yeni buluşlar, farklılıklar yaratmaya çalışıyorlar. Geleceğimiz için...
Bu arada Tasarım Kongresi'nin bugün Lütfi Kırdar'daki iki etkinliğine dikkat çekmek istiyorum. Sabah Zeynep Bodur, Oğuz Satıcı, Tanıl Küçük'ün konuşmacı olduğu Sanayi Bakanı Ali Coşkun'un da katıldığı açılış oturumunda ilginç saptamalar gündeme gelecek.
Öğleden sonra i