Patronlar


Toygun ATİLLA 

Türkiye’nin son 70 yılına bakınca bazı isimler yalnızca başarıyı değil, bir dönemin ruhunu da anlatır. Bana göre, Zeki Başeskioğlu o isimlerden biriydi. Kendisi ile yollarım hiç kesişmedi ama bir işadamından çok daha fazlasıydı; Türkiye’nin “çağdaşlıkla tanışan kumaşının” terzisiydi.

MELANKOLİK ISTANBUL SABAHINDA ÜZEN HABER 

Melonkolik bir İstanbul sabahına yağmurun çatıya yansıyan sesleriyle uyandım. 

Gözümü açar açmaz www.patronlardunyasi.com a girdiğimde ilk haber Zeki Triko’nun sahibi Zeki Başeskioğlu’nun hayatını kaybettiğiydi. 

ESKİ TÜRKİYE FİLM ŞERİDİ GİBİ ÖNÜMDEN GEÇTİ

Bir anda film şeridi gibi gözlerimin önünden yıllar geçti. 

Sizleri bilmem ama Zeki Triko benim için eski Türkiye’yi anımsatan önemli bir semboldü. Kimbilir belki de ilk gençlik yıllarımıza ait bir markaydı, belki ondan… 

Neyse… 

Zeki Başeskioğlu, 1930 yılında Antalya Akseki’de doğdu. Genç yaşta İzmir’e geldi. Şapka ve çorap satarak başladığı ticaret hayatında, el emeğiyle kumaşla dost oldu.

1958’de ise bir marka yarattı. O markanın adı  Zeki Triko’ydu… 

SADECE MAYO DEĞİL MEDENİYET İFADESİ DİKTİ 

O yıllarda Türkiye’de plaj giyimi diye bir sektör bile yoktu.Ama Zeki Başeskioğlu kadınların özgüvenini, cesaretini, güneşle barışını kumaşa işledi. Mayo, onun elinde bir giysi olmaktan çıkıp bir medeniyet ifadesine dönüştü.

1969 yılında Almanya’ya yaptığı ihracat, Türk hazır giyiminde dönüm noktası oldu. Aynı yıl dünyaca ünlü model Jean Shrimpton’ı Türkiye’ye getirerek, ilk kez bir Türk markasının uluslararası yüzle çalışmasını sağladı.

DÜNYACA ÜNLÜ MODELLERLE ÇALIŞTI

O dönemde bu, bir ticari hamleden çok bir kültürel meydan okumaydı. Takip eden yıllarda markanın kampanyalarında Cindy Crawford, Claudia Schiffer, Naomi Campbell, Heidi Klum, Adriana Lima, Alessandra Ambrosio gibi modeller yer aldı.

Naomi Campbell ve Zeki Başeskioğlu.

Zeki Triko artık yalnızca Türkiye’de değil, Paris, Milano, Tokyo ve Londra fuarlarında da konuşulan bir markaydı.

GENÇLİĞİMİZİN MARKASI 

Yazıya başladığımda söylemiştim ya, gençlik yıllarıma ait bir markaydu Zeki Triko. 

80'li yılların sonu 90’ların başıydı. 

Gençtik. İstanbul’daki nadir diskolardan biri Stüdyo 54’tü. Biz de hafa sonları oraya gider, kurtlarımızı dökerdik. 

ETİLER GİRİŞİNDEKİ DEV PANO

O yıllarda Etiler girişine bir dev pano asıldı. Üzerinde bikinili bir model ve tek bir kelime yazıyordu: Zeki Triko.

O fotoğraf, Türkiye’nin kendi bedenine, kendi çağdaşlığına ve kendi özgüvenine bakma anıydı. Kimileri için ahlaksızlıktı, kimileri için özgürlük.

Ama herkes için unutulmazdı.

O panoyla birlikte, Türkiye’nin “plaj kültürü” kavramı literatüre girdi.

TÜRK TEKSTİLİNİN VİTRİNİ 

Zeki Triko, Türk tekstilinin vitriniydi. İhracatı 20’den fazla ülkeye ulaştı. Zeki Triko’nun koleksiyonlarının başka bir anlamı daha vardı. 

Türk modasının sadece ucuz işgücüyle değil, tasarımla da anılabileceğini kanıtlıyordu. 

VE ÇÖKÜŞ BAŞLIYOR 

Ama 1990’ların sonunda tablo değişmeye başladı. Başeskioğlu markayı hâlâ kendi elleriyle yönetiyordu.

Kurumsallaşma eksikliği, değişen moda trendlerine uyumsuzluk, dijitalleşmeyi geç fark etmek markayı yavaşça yordu. Bir dönemin vitrini, zamanla vitrin tozuna dönüştü.

Kulislerde, markanın kârının çoğunun “prestij yatırımlarına” harcandığı, markanın ise finansal olarak küçülmeye başladığı konuşuluyordu.

Başeskioğlu’nun Etiler ve Bodrum’daki lüks yaşamı, o dönemde “imajı koruma pahasına finansal risk” olarak yorumlandı.

Yine de o, üretimi Türkiye dışına taşımadı; Çin rekabetine karşı direndi. Ekonomik olarak ağır bir bedel ödedi ama vicdanen doğru bildiğini yaptı.

2019–2021 arasında Zeki Triko’nun isim hakkı, Başeskioğlu’nun yakın çevresine devredildi.

İCRADAN SATILIK 

Kulislerde “ticari koruma” olarak anılan bu hamle, zamanla bir marka mülkiyeti karmaşasına dönüştü. Gazeteler o dönemde “Triko gitti, Zeki kaldı” manşetiyle markanın icra sürecine girdiğini yazdı.

Sonunda, bir dönemin Türk modasının gururu olan marka icradan satıldı.

KİĞILI TESADÜFÜ 

Zeki Başeskioğlu’nun ölüm haberi Türk tekstilinin dev isimlerinden Abdullah Kiğılı’nın, “Türk tekstilinin can çekiştiğini” açıklamasından bir kaç gün sonra geldi. 

Dedim ya, Zeki Başeskioğlu ile hiç tanışmadım. Ama onun yarattığı Zeki Triko markası bana hep gençliğimin Türkiyesi’ni çağrıştırdı. 

ESKİ TÜRKİYE’NİN MARKASI CESARETİN SİMGESİ 

Zeki Triko’nun hikayesi benim için modern Türkiye’nin kısa özeti gibiydi. 

Hayal kuran, hızla büyüyen, bir dönem dünyaya öykünen ama bazen kendi sistemine yenilen bir ülkenin hikayesi.

Bir yanda Akseki’nin mütevazı dikiş tezgâhı, diğer yanda Etiler’in dev panosu. Bir yanda Paris defileleri, diğer yanda icra ilanları.

Ama bu hikâyenin asıl değeri, onun bir dönemin cesaretini simgelemesiydi.  Zeki Başeskioğlu’nun kumaşı, aslında bir çağın aynasıydı.

İLGİLİ HABER

Türkiye'nin önde gelen moda ve mayo markalarından Zeki Triko'nun kurucusu Zeki Başeskioğlu hayatını kaybetti

patronlardunyasi.com