Başbakan Tayyip Erdoğan'a bir dönem en yakın isimlerden olan Cüneyd Zapsu, yaptığı yazılı açıklamayla AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK)'ndaki görevinden ayrıldığını açıklarken kulislerde, “Uzun süredir ayrılmak istiyordu” söylentileri yankılanıyor
AKP'nin ilk iktidar döneminde Başbakan'ın en yakınındaki isim olan Cüneyd Zapsu, AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üyeliğinden istifa etti. AKP'li kurmaylar Zapsu'nun 5-6 aydır MKYK toplantılarına katılamadığını, uzun süredir görevinden ayrılmak istediğini belirttiler ve “En sonunda Başbakan ile konuşmuş, oturup anlaşmışlar” dediler. AKP'den yapılan yazılı açıklamada da bu istifanın Başbakan'ın izniyle yapıldığına vurgu yapıldı.
AKP'nin bir önceki iktidarı döneminde, Başbakan tarafından dış politikada öne çıkartılan Cüneyd Zapsu, adeta kabinenin gölge bakanı olarak çalışmıştı. Zapsu, o dönem Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'den ayrı olarak, Almanya, İngiltere, İsrail ve Amerika büyükelçileriyle önemli toplantılar yapmıştı.
2006'de Washington'daki “American Enterprise Institute” adlı kuruluşun toplantısına katılan Zapsu'nun, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a atfen söylediği öne sürülen “Bu adam dürüst bir adam. Bence onu devirmeye çalışmak, delikten aşağı koymak yerine onu kullanın” sözleri tartışma yaratmıştı. Zapsu, BM tarafından El Kaide'ye finans desteği sağlamakla suçlanan Yasin El Kadı ile olan ilişkisi nedeniyle de tartışma konusu olmuştu.
FINDIKTAN EL KADI'YA
Bir dönem Zapsu'ya ait BİM Marketler Zinciri'nde El Kadı'nın da ortak olduğu iddiası ortaya atılmıştı. 2004 tarihli MASAK raporunda da Zapsu'nun El Kadı'ya ait Muvvafaq Vakfı'nın “hayır işleri” için açılan hesabına para yatırdığı ifade edilmişti. Geçmişte fındık işi ile uğraşan Zapsu, FİSKOBİRLİK tarafından da “istenmeyen adam” ilan edilmişti. Zapsu, FİSKOBİRLİK'e kredi verilmesini engellediği, fındık fiyatlarının düşmesinde etkili olduğu gerekçesiyle hedefteki isim olmuştu.
TARTIŞILAN NAMAZ
Zapsu, eşi Beyza Zapsu'nun İstanbul Çamlıca'daki Subaşı Camii'nde başı açık kadın grubu ile erkeklerle birlikte cuma namazı kılması nedeniyle de dini bir tartışmanın içine düşmüştü. Zapsu, siyaseten zora girerek, “Eşimin evde başörtüsü ile 5 vakit namaz kıldığına şahidim. Başı açık namaz kılmanın yanlış olduğunu biliyorum. Kendisi ileride inşallah başını da örtecek” diye açıklama yapmıştı.
Zapsu neden istifa etti
Zapsu, AKP'nin yeni iktidar döneminde ise kızağa çekilerek, geri plana alındı. Başbakan'ın dış temaslarında Egemen Bağış'a başrol verilirken, Zapsu MKYK toplantılarına katılmadı. Zapsu, şimdiye kadar sadece iki kez AKP Grup toplantısına katılarak Başbakan Erdoğan ile görüştü.
SORUN MEKTUP MU?
Başbakan'a olan desteğini dış basın üzerinden veren Zapsu, geçen ay Almanya'yı ziyaret eden Erdoğan'ın Alman medyasında gördüğü tepki üzerine harekete geçmişti. Zapsu tüm Alman medya kuruluşlarına bir mektup göndererek, “Sayın Başbakan'ın methini beklerken, medyanızda çıkan haberleri okuyunca gözlerime inanamadım” demişti. Erdoğan'ın Almanya'daki Türk vatandaşlarına sahip çıkmasının çok normal olduğunu söyleyen Zapsu, bazı taktik hataları da eleştirerek, Başbakan'a dolaylı olarak mesaj göndermişti. Zapsu, “Başbakan'ın Köln ziyareti sırasında afişlerin beşte dördünün Türkçe olarak bastırılması talihsiz bir karar. Bunların iki veya daha fazla dilden bastırılması iyi olurdu” demişti. Kulislerde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Zapsu'nun bu mektubundan rahatsız olduğu öne sürüldü.
Tartışma yaratacak don-başörtüsü kıyası
AKP'nin en üst karar organı olan Merkez Karar ve Yönetim Kurulu'ndan istifa eden Cüneyd Zapsu, istifasının ajandasına göre planlanmış bir durum olduğunu söyledi. Almanya CeBIT Fuarı dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Zapsu'dan çarpıcı açıklamalar
Partiden değil sadece MKYK'daki görevlerimden ayrıldım. Erdoğan'a tam anlamıyla güvenirim. 20 yıllık bir dostluğumuz var.
Erdoğan'ı bügüne kadar Türkiyeyi yöneten elit kesimden olmadığı, Kasımpaşalı olduğu, dil bilmediği Ecevit ve Kemal Derviş gibi havalı olmadığı için benimsemediler. Burada önemli olan din değil Erdoğan'ın sınıfı. İslamcı damgası vurmak en kolay şeydi. Yaptılar.
Tayyip Erdoğan çok hızlı öğrenen biri. Çocuklarının ABD'de okuması çok faydalı oldu. Batı'nın kötü değil iyi değerlerini gördü.
Türkiye'nin en büyük sorunu doğru düzgün bir muhalefet partisinin olmaması. AK Parti'nin yerine Meclis'teki diğer partilerinin başta olduğu bir Türkiye'yi hayal bile edemiyorum. CHP'ye bakın. Devletçi faşist bir parti. MHP zaten belli. Bu halk ne yaparsa yapsın milli geliri 10 bin doların üzerine çıkarsa da AKP'den sıkılacak ama alternatifi yok.
Çocuklarıma yaşanabilecek bir ülke bırakmak istediğim için siyasete girdim.
Türban sorunu özünde insan hakları konusudur. Benim eşimin ve kızlarımın başları açık. Sizlerin deyimiyle “modern”ler. Türkiyenin şeriatçı bir ülke olmasından korksam ben korkardım.
Türkiye asla İran olmaz çünkü bizde öyle bir sınıf yok.
Türban takanların sadece yüzde 50'si inancı yüzünden takıyor deseniz bile bu yüzde 50'ye “türbanını çıkar demek, sokaktaki bir kadına donunu çıkar demekten farksızdır.”
Bu ülkede din istismarı yapan partiler var. Hatta bizimkiler bile yapmıştır. Ama dini öcü olarak göstermeye çalışarak siyasi prim yapmaya çalışan partiler de var.
Evrim Ergin/Akşam