Dava, Mart 2022’de Petrol-İş Sendikası, Sherpa adlı STK ve ActionAid France tarafından açıldı. Üç eski çalışan da ifade vermek üzere Paris’e giderek şirketin sorumluluğunun resmen tanınmasını talep etti. Şikayetçiler, 2018-2019 yıllarında Petrol-İş’e üye olduktan sonra sendikal sebeplerle işten çıkarıldıklarını öne sürüyor. Ayrıca kadınlara yönelik ayrımcılık, aşırı üretim baskısı, yetersiz ücret ve kimyasallara uygun koruyucu tedbirler olmadan maruz kalma gibi iddialar da dosyada yer alıyor.
STK’ların topladığı ifadelerde, çalışanların yoğun üretim temposuna zorlandığı ve yaptıkları işe göre düşük ücret aldığı belirtiliyor. Dava dilekçesinde, şirketin Fransız yasaları gereği yayımlaması zorunlu olan denetim ve izleme planını zamanında açıklamadığı da vurgulanıyor.
TARAFLAR NE DİYOR?
Şikayetçi Sherpa, ActionAid France, Petrol-İş ve 81 eski çalışanı temsil eden avukat François Lafforgue, Yves Rocher’nin Türkiye’deki iştiraki olan şirkette yaşanan sendikal baskı, cinsiyet ayrımcılığı ve iş sağlığı–güvenliği ihlallerinden habersiz olmasının mümkün olmadığını savunuyor. Lafforgue, 2017’de yürürlüğe giren “özen yükümlülüğü” yasasına rağmen şirketin gerekli risk önleme planlarını yayınlamayı geciktirdiğini, bunun da planların o tarihte mevcut olmadığının kanıtı olduğunu öne sürerek, çalışanların “sürekli baskı”, “tekrarlanan iş kazaları” ve “kadınlara yönelik sistematik ayrımcılık” yaşadığını belirtiyor.
Yves Rocher Grubu’nun avukatı Olivier Attias ise 2017–2020 döneminde şirketlerin özen yükümlülüğü uygulamalarına dair bir “gri alan” bulunduğunu, bu nedenle grubun planlarını 2020’de yayımlamasının hukuka aykırılık anlamına gelmediğini savunuyor. Attias, planların daha önce hazırlanmış olduğunu ancak tüm değer zincirine dair kapsamlı bir görünümün o dönemde mümkün olmadığını ifade ediyor. Şirketin Türkiye’deki sorunları öğrendiğinde gerekli adımları attığını belirten Attias, yapılan düzenlemelerin zaten yasanın öngördüğü önlemlerle uyumlu olduğunu dile getiriyor.
YARGILAMA SÜRECİ ROCHER GRUBU'NUN YENİDEN YAPILANMA SÜRECİNE DENK GELDİ
Bu kritik yargılama, Rocher Grubu’nun yeniden yapılanma sürecine denk geldi. Holding, ekim sonunda Petit Bateau markasını ABD’li Regent L.P. fonuna devretti. Rekabet otoritesinden koşulsuz onay alan satış, grubun 2025 başında başlattığı yeniden konumlanma stratejisinin parçası.
Rocher, bu hamleyle güzellik ve kişisel bakım alanındaki ana işine yoğunlaşmayı hedefliyor. Petit Bateau’nun 2024 cirosu 250 milyon euro düzeyindeydi ve 2.400 kişiye istihdam sağlıyordu.
YVES ROCHER ULUSLARARASI GENİŞLEME STRATEJİSİNİ SÜRDÜRÜYOR
Yves Rocher markası ise uluslararası genişleme stratejisini sürdürürken yargı süreciyle tezat oluşturuyor. Şirket bu yıl Kolombiya pazarına geri dönüş yaptı; Medellín ve Bogotá’da üç mağaza açtı ve beş yılda 35 mağazaya ulaşma planı açıkladı. Proje kapsamında Mercado Libre ile e-ticaret iş birliği yapılacak ve 2026’da kendi online mağazası devreye alınacak. Dijital satışların iki yıl içinde toplam cironun yüzde 10’una ulaşması hedefleniyor. Şirket, Kolombiya’da beş yılda 56 milyar peso (15 milyon doların üzerinde) gelir öngörüyor.
Rocher Grubu bugün 2 milyar euronun üzerinde ciroya, 6 binden fazla mağazaya ve 17 bin çalışanlık küresel bir yapıya sahip. Ancak Paris’teki dava, grubun Türkiye operasyonlarına ilişkin iddiaların şirketin uluslararası itibarı üzerindeki potansiyel etkisini gündeme taşıyor.
patronlardunyasi.com