Patronlar


Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, bu yıl, kamudaki varlıkların özel sektör eliyle işletilmesi bakımında ulaştırma sektörünün oldukça başarılı olduğunu bildirdi. Yıldırım, Galataport ihalesiyle ilgili Yüksek Planlama Kurulu (YPK) Sekreteryası’na müspet görüş bildirdiklerini, YPK kararının her an çıkabileceğini söyledi.
      Yıldırım, bu yıl Atatürk Havalimanı, Türk Telekom, Galataport, limanlar ve Telsim’in satışıyla ulaştırma sektöründe yaklaşık 15-20 milyar dolara yakın özelleştirme uygulaması yapıldığının anımsatılarak, "Ulaştırma sektörü özelleştirmenin lokomotifi mi?" sorusunu yanıtlarken, "Bu yıl itibariyle sektörel bazda baktığımızda kamudaki varlıkların özel sektör eliyle işletilmesi bakımından ulaştırma sektörü oldukça başarılı gözüküyor" dedi.
      Bu yılki sürecin Atatürk Havalimanı’nın işletme sözleşmesinin yenilenmesiyle başladığını ve Türk Telekom, Mersin Limanı, Tüpraş, Erdemir ve Telsim’in satışının bunu izlediğini belirten Yıldırım, bütün bunların ülkedeki istikrar, makro ekonomik dengelerin düzelmesinden kaynaklandığını ifade etti. Küresel yatırımcıların sadece nakit portföy yatırımı değil, aynı zamanda uzun vadeli yatırımlar için de Türkiye’de yatırıma geldiğini vurgulayan Yıldırım, bunun son örneğini Vodafone’ın Telsim ihalesini kazanarak Türkiye’ye gelmesini gösterdi.
     
     YILDIRIM, VODAFONE YÖNETİCİLERİ İLE GÖRÜŞTÜ
      Vodafone yöneticileriyle önceki gün görüşme yaptığını, kendisine bir rapor sunulduğunu belirten Yıldırım, Vodafone yöneticilerinin, Telsim’i "değerinin çok üzerinde para vererek aldıkları" yönünde İngiltere’de ve çeşitli ülkelerde yayınlar çıktığını aktardıklarını kaydetti. Yıldırım, Vodafone yöneticilerinin, "Biz onların doğruyu söylemediğini Türkiye’de ispat edeceğiz. Türkiye dinamik ülke, güvenimiz tam. Biz bilerek bu parayı verdik" dediklerini aktaran Yıldırım, Vodafone gibi güçlü bir oyuncunun Türkiye’ye gelmesi ve kalıcı bir yatırıma girmesinin ülke açısından güzel bir şey olduğunu vurguladı.
      Yıldırım, "Daha önce yatırım yapanların, yaptıkları işin ne kadar doğru olduğunu bir anlamda teyit eder bir yatırım. Çünkü Türkiye’ye zaman zaman o taraftan, bu taraftan sermaye girişi bile konu ediliyordu. Şimdi artık kuzeyden de, batıdan da, doğudan da geliyor.
      Turkcell’e kuzeyden, Türk Telekom’a doğudan, Telsim’e de batıdan geldi. Afrika’dan da beklemiyoruz kısa vadede, çünkü biz oraya gideceğiz" diye konuştu.
     
     "ÖZELLEŞTİRME LAFINI SEVMİYORUM"
      Yıldırım, "özelleştirme" lafını sevmediğini, özelleştirmenin "sanki ülke kaynaklarını birilerine verme gibi algılandığını" ifade etti.
      Türk Telekom’da hisse devri yapıldığını, kamu ortaklığının devam ettiğini, Türk Hava Yolları, Atatürk Havalimanı ve Mersin Limanı’nda da kiralama yapıldığını anlatan Yıldırım, şöyle devam etti :
      "Yaptığımız kamunun, özel sektörün dinamizmini kullanarak elindeki işletmeleri daha verimli hale getirmesi ve onlardan daha fazla katma değer üreterek daha fazla vergi, kar payı veya işletme kullanım hakkı gibi kaynaklar sağlamasıdır. Biz özelleştirme yapınca tamamen işin içinden çıkmıyoruz. Ya mal sahibi olarak, kiramızı takip ediyoruz ya da hissedar olarak işleri takip ediyoruz. Bütün operasyonlarda böyle bir boyut var. İnsanlar bunu gözden kaçırıyor.
      Bunlar ticari kuruluşlar, aynı zamanda hizmet sektörü. Vatandaşa hizmet ediyorlar ve kararlarını çok hızlı almaları lazım. Siyasi etkilerden kamu mevzuatından etkilenmemeleri lazım, hizmet kalitesini daha iyi tutturmaları lazım, rekabet şartlarına karşı daha bağışıklıkları olması lazım. Bütün bunları özel sektör dinamizmi ile sağlıyoruz. Kamuda anlı şanlı kuruluşlarımızın zaman içinde sadece ismi kaldı maale