Toygun ATİLLA
Arkadaşımız Necla Dalan’ın bugünkü, “Doğuş Grubu, “Rüya”sını Boğaz’a Taşıyor” başlıklı haberini okuyunca yazmadan edemedim.
SERMAYE TRANSFERİ HIZLANDI İDDİALARI
Son aylarda Türkiye’den Londra, Dubai, Cenevre, gibi merkezlere sermaye transferi hızlandığı haberleri sürekli dolaşımda.
Kur riskinden, siyasi belirsizliklerden ya da vergi politikalarından çekinen birçok yatırımcı gözünü dışarıya çevirdiği konuşuluyor.
Hatta hatta iş dünyasına yönelik polisiye operasyonlar bile bu ivmenin arttığı ve iş insanlarının yurt dışına gitme arzularının kabardığı yönünde…
TERSİNE GÖÇ
İşte tam da bu dönemde Ferit Şahenk’in, Doğuş Grubu’nun global markalarından birini yeniden Türkiye’ye getirmesi, bana ekonomik olduğu kadar psikolojik bir anlam da taşıdığı yönünde izlenim verdi. Bunu, bir anlamda Doğuş’un küresel marka itibarını Türkiye’de yeniden konumlandırma girişimi gibi değerlendirdim.
FERİT ŞAHENK BOĞAZ’DA YENİDEN SAHNEYE ÇIKIYOR
Boğaz hattı, Türkiye’de sermayenin görünür olduğu ender alanlardan biri.
Bir yatırımcı Boğaz’da yer aldığında, sadece restoran açmaz, vitrinde de yer alır.
Bu nedenle Rüya’nın Çırağan Sarayı içinde açılması, salt gastronomik değil, imaj ve güven mesajı taşıdığını düşünüyorum.
Doğuş’un “Boğaz’da yeniden sahneye çıkışı”, bir anlamda “Türkiye’den kopmadım” ifadesi gibi okuyabiliriz.
CESURCA BİR TERCİH
Ne yalan söyleyeyim, küresel ekonomik belirsizliklerin, faiz politikalarının ve bölgesel risklerin arttığı bir dönemde, Boğaz hattında böylesine lüks bir yatırım yapmak bence cesurca bir tercih gibi duruyor.
Ferit Şahenk’in Boğaz’a dönmesi, yalnızca bir restoranın açılması değil; yerli sermayenin yurt kaçtığının konuşulduğu bir dönemde bir patronun böylesine bir yatırımı ülkesinde yapması…
Bu “Rüya” belki de Doğuş’un en sembolik yatırımı olacak.
Bu rüya Boğaz’da yeni bir dönemin başlangıcı mı, yoksa kısa süreli bir vitrin ışığı mı olacak? Onu da hep birlikte izleyip göreceğiz.
patronlardunyasi.com