Burçin UYSAL
Norveç’te büyüyen model Vendela Kirsebom, annesinin 1966'da gençlik yıllarında İstanbul’da yaşadığı kısa ama unutulmaz aşkın bir meyvesi olarak 1967'de dünyaya geldi. Babasının ismini ve kim olduğunu hep bildiğini söyleyen Kirsebom, “Hayatım boyunca onun adını biliyordum. Onun babam olduğunu biliyordum ama nerde olduğunu bilmiyorduk. Yıllarca izini sürdüm” dedi.
Kirsebom, çocukluğundan beri annesi Ingi Kirsebom’un anlattıklarıyla babasına dair bir hayal kurduğunu ifade ederek şunları söyledi:
“Hayatım boyunca Türk olduğumu ya da yarı Türk olduğumu biliyordum. Annem küçükken bana hep ondan bahsederdi. Duvarımda onun ve annemin bir fotoğrafı vardı. O yüzden bu benim için bir sürpriz olmadı. Onun babam olduğunu biliyordum. Sadece nerede olduğunu bilmiyorduk. Annem hamile kaldığında ona bir mektup yazmıştı ama o zamanlar internet yoktu, mektup ulaşmadı. Annem de onun haberi olsun istemediğini düşündü belki. Ama ben büyüyüp onu bulmak istedim. Ve sonunda buldum.”
“ONUN GÖZLERİNE BAKTIM VE AĞLADIM”
Yıllar süren arayışın ardından 2012’de Marmaris’in Kumlubük Koyu’na gelen Kirsebom, babası Ahmet Özkal’la ilk kez yüz yüze geldiği anı şu sözlerle anlattı:
“Çok duygusaldım. Onu bulmak harikaydı. Tepkisi mükemmeldi. ‘Kızımı hemen görmek istiyorum’ dedi. Bu benim için inanılmazdı. Birbirimize o kadar çok benziyorduk ki, yüzü, gözleri aynıydı. Birbirimize baktık ve ağladık.”
2013’TE YILLARCA ARADIĞI BABASINI KAYBETTİ
Bu duygu dolu buluşma, baba-kız arasında kurulan yeni bir bağın ilk adımı oldu. Ne var ki, yıllar süren bekleyişin ardından kurulan bu ilişki uzun soluklu olamadı… Ahmet Özkal, kızını bulduktan kısa bir süre sonra, 2013 yılında hayatını kaybetti.
45 yıl sonra babasını bulan ve 2013’te kaybeden Kirsebom, babasına dair izlenimlerini anlatırken duygusal anlar yaşadı.
“O BENİM HAYALİNİ KURDUĞUM BABAYDI”
Ahmet Özkal’la geçirdikleri kısa süreye rağmen güçlü bir bağ kurduklarını belirten Kirsebom, babasına dair izlenimlerini şöyle anlattı:
“Nazikti, cömertti, komikti. Hayalini kurduğum her şeydi. Kısa zamanda çok şey konuştuk. Derin sohbetlerimiz oldu. Hayatım boyunca babamı hayal ettim, sonunda buldum. Her ne kadar şimdi vefat etmiş olsa da hâlâ yanımdaymış gibi hissediyorum.”
“KÖKENİMİ BULMAK BENİ TAMAMLADI”
Kirsebom, bu geç buluşmanın hayatında bıraktığı etkileri şu sözlerle ifade etti:
“Gerçekten beni bütün bir insan yaptı. Kendimi daha iyi anladım. Kendime farklı şekilde güvenmeye başladım. Sadece babam değil, kardeşlerimle, üvey annemle, halamla tanıştım. Hâlâ görüşüyoruz. Kışın Oslo’dayken bile iletişim halindeyiz.”
Harika bir anne olan Şirin, babamla birlikte beni ve kızlarımı adeta ailenin bir parçasıymışız gibi içtenlikle karşıladı. Aynı şekilde halam Mine ile eşi ve çocukları da yani kuzenlerim, bizi son derece sıcak ve samimi bir şekilde karşıladı.
Babamla geçirdiğim iki yıl benim için büyük önem taşıyor. Aramızdan ayrılmış olsa da aile bağlarımız kopmadı. Her yıl babamın güzel yat kulübünde bir araya gelerek bu bağı yaşatmaya devam ediyoruz.
“BEN BURAYA AİTİM”
Ünlü model, Türkiye’ye dair aidiyet hissini de dile getirdi.
Aynı zamanda 8 Mayıs 1996'dan beri UNICEF İyi Niyet Elçisi olan Kirsebom, “Sadece İskandinav gibi hissetmiyordum. Farklı bir şeyin parçasıymışım gibi hissediyordum. Kumlubük’e gelip babamla tanıştığımda her şey yerine oturdu. Yemekler, insanlar, aile… Çok sıcak ve cana yakın. ‘Ben buraya aitim’ dedim.” diye devam etti.
“GEÇ DEĞİL, ARAMAKTAN VAZGEÇMEYİN”
Röportajın sonunda Kirsebom, benzer bir arayış içinde olanlara seslenerek şu mesajı verdi:
“Birçok çocuk tek ebeveyniyle büyüyor. Ama köklerini bilmemek büyük bir kayıp. DNA sadece biyolojik değil, ruhsal bir şey de taşır. Kendini tamamlamak için köklerini tanımak önemli. Geç kaldığınızı düşünmeyin, aramaktan vazgeçmeyin.”
“SADECE SENİ SEVİYORUM DERDİM”
Kirsebom, babası hâlâ hayatta olsaydı ona ne söylemek istediği yönümdeki soruma ise “Sadece ‘Seni seviyorum’ derdim…” diye yanıt verdi.
patronlardunyasi.com