Türkiye'nin çeşitli illerinde 3 gün içinde 7 ayrı kişiyi öldürüp 2 kişiyi de ağır yaralayan seri katiler, uyuşturucu müptelası çıktı. Cinayet zanlıları Mehmet Karahasan ve Yiğit Bekçe'nin esrar ve hap bağımlısı olduğu tespit edildi.
Edinilen bilgiye göre, vücutları jilet yarası ve dövmelerle dolu olan seri katiller, gece otobana çıkıp seyir halinde bulunan bir jandarma aracını sivil araç sanıp otostop için el kaldırdı. Aracın jandarmaya ait olduğunu görünce kaçmaya çalıştılar.
BEKÇE'NİN İFADELERİ
Ancak zanlılar, jandarmalar tarafından kıskıvrak yakalanıp elleri kelepçelendi. Önce Kızılcahamam Jandarma Karakolu'na, ardında da 2 kişiyi öldürdükleri ilçede olan Gölbaşı Jandarma Karakolu'na teslim edilen zanlılar, ifadelerinde suçlarını itiraf etti. Her iki seri katilin de eski sabıkalı. Yiğit Bekçe'nin, 18 ayrı hırsızlık suçundan sabıkalı olduğu, diğer zanlı Mehmet Karahasan'ın da, 14 yaşında işlediği bir cinyet yüzünden 2 buçuk yıl cezaevinde yatıp Rahşan Affı ile tahliye olduğu ortaya çıktı. Yiğit Bekçe, ifadelerinde şunları söyledi:
“Annem sağdır. Babamı Bursa'nın bir köyünde oturan birisi vurdu. Onu öldürmeye karar verdim. Bir arkadaşım sayesinde Mehmet Karahasan ile Bursa'nın Yalova ilçesinde 20 gün önce tanıştım. Gemlik'te oturan Merih Süren isimli şahısla tartıştım. Beni haksız yere bacağımdan yaraladı. Beni vuranı tüfekle vurdum. Daha sonra bunun öldüğü haberini aldım. Aykut Okumuş adlı bir kişiden aldığım kısa namlulu tüfekle yaptım bu olayı. Aykut'un yanına o dönemde Mehmet'in Yalova'dan kiralamış olduğu 77 plakalı beyaz Reno Clio marka otomobille gitmiştik.”
ARAÇ DEĞİŞTİRDİLER
Daha sonra Hendek'e gittiklerini anlatan Bekçe, orada Aykut Okumuş'a kullandıkları beyaz Clio'yu vererek, karşılığında 54 HP 185 plakalı beyaz Şahin'i aldıklarını söyledi. Bekçe, şunları söyledi:
“Daha sonra benzinlikteki hadise yaşandı. Bu olayla uzaktan yakından ilişkim yoktur. Sadece olay yerinde idim. Mehmet'le yeniden buluştuk. Hendek'e gidip, beyaz Clio marka otomobilin sahibi ile görüştük. Araç kaskolu olduğu için, adam 'Ya arabamı geri getirin ya da zararını ödeyin' dedi. Mehmet, Merih'i vuracağımdan hiç haberi yoktu. Mehmet'e durumu açıkladım. Gemlik'ten Mehmet'in kullandığı araçla yola çıktık. Arabada Aykut da vardı. Aykut'la aralarında ne husumet vardı bilmiyorum. Aykut adamı vurdu. Arabayı Mehmet kullanıyordu.”
“Yolda bir bakkala girdik. Bakkalda küçük bir kız vardı. Bakkalı öldürdükten sonra yola devam ettik. Yolda Mehmet arabayı bariyerlere vurmaya başladı. Sonra arabayı ne ile tutuşturduğunu bilmiyorum. Adana'ya otostop yaparak döndük” dedi.
Bekçe, yolda bir aracın durup kendilerini aldığını belirterek, şöyle devam etti: “Bizi aldı ve Adana'ya kadar götürdü. Mavi renkli Clio marka otomobilin sahibini sonra av tüfeği ile korkutarak gaspettik. Arabanın içinde yine 4 -5 yaşlarında küçük bir kız çocuğu vardı. Yolda çocuğu ailesine teslim ettikten sonra Ankara'ya doğru yola çıktık. Yolda sigara almak için bir benzinlikte durduk. Ben sigara almaya gittim. Arabayı yolun kenarında durdurduk. Ben marketten gelirken bir el silah sesi duydum. Marketçiyi Mehmet'in vurup vurmadığını bilmiyorum. 'Adama yol verdim gitti. Bin arabaya gidiyoruz' dedi.”
23 Ekim'de Gölbaşı'na giderken Mehmet'in bir takım malzeme almak için benzinlikteki şahıslarların yanına gittiğini anlatan Bekçe, olayın bundan sonrasını şöyle anlattı:
“Ben arabada yatıyordum. Mehmet pompacı ile tartışmaya başladı. Sonra elindeki av tüfeği ile birden yazıhane içinde bulunan insanlara ateş etmeye başladı. Yazıhaneye gittiğimde herkes kanlar içinde yatıyor ve bir tanesi can çekişiyordu. Arabaya binip kaçarken yanımdan bir el daha ateş etti.
Bu olaydan hemen sonra kaçıp otobana girdik. Benzinlikte yol kontrolü yapan jandarmalar bize ruhsat sordu. Mehmet'e jandarmalar arabaya yaslanmasını söyledi. Mehmet bu sırada belindeki kuru sıkı tabancayı arabanın içine attı. Jandarmalar bunu gördü. Mehmet, jandarmalara, 'Çok soğuk' diyerek arabanın içine için alıp girmek istediğini söyledi. Jandarmalar izin verdi. Arabayı çalıştırıp kaçmaya başladık.”
Bekçe, otobandan başka yola saptıklarını ve sonra da arabanın şarampole yuvarladığını söyledi. Mehmet'in kendisini vuracağından korkup kaçmaya başladığını belirten Bekçe, şöyle dedi: “Ormana kaçtım ve saklandım. Benim koştuğumu gören Mehmet de el feneri ile arkamdan koşmaya başladı.
KARAHASAN'IN İTİRAFLARI
Bir süre sonra otobana inip yeniden otostop yaparak İstanbul'a dönmeye karar verdik. Ancak bu sırada jandarmalar bizi yakalayıp karakola götürdü.” Mehmet Karahasan da işlediği cinayetleri Bekçe ile hemen hemen aynı doğrultuda anlatırken büyük bir pişmanlık duyduğunu dile getirdi. Karakolda, sık sık uyuşturucu krizi geçiren Karahasan'a jandarmalar sigara vererek sakinleştirmeye çalıştı.
Korkunç cinayetlerin katil zanlısı olarak aranan Aykut Okumuş da Hendek'te jandarma tarafından gözaltına alındı.
Gözlerini kırpmadan öldürdüler
Zanlılar, 20 Ekimde, Bursa-Yalova kara yolunun Ovaakça beldesi yakınlarındaki kestane şekeri satış mağazasında tezgahtarlık yapan Hüseyin Çalışkan'ı öldürdü. 21 Ekim'de, İzmit'te, bir pişmaniye dükkanına giren zanlılar, Fatih Kılıç'ı öldürdü. Aynı gün, Sakarya'nın Hendek ilçesindeki bir akaryakıt istasyonunda iş yeri çalışanı Mehmet Çakır'ı öldüren zanlılar daha sonra da Mersin'in Erdemli ilçesine bağlı Tömük beldesinde büfe işleten Özkan Köse'yi Pozantı-Çamalan mevkisinde Bekir Ciritçi'yi, Gölbaşı'nda Enver Aycık ile Necati Yücel'i öldürdüler.
Çocuklarıma ne diyeceğim?
Seri cinayet zanlılarının öldürdüğü 7 kişiden biri olan Sakaryalı benzin istasyonu çalışanı Mehmet Çakır, gözyaşları arasında toprağa verildi.
Seri katillerin öldürdüğü Mehmet Çakır için Hendek ilçesi Kurtköy'de cenaze töreni düzenlendi. Öğle namazının ardından kılınan cenaze namazı sonrası Çakır'ın cenazesi köy mezarlığında toprağa verildi. Biri 15 aylık, diğeri 6 yaşında iki çocuğu bulunan Çakır'ın eşi Dilek Çakır, eşinin mezarı başından bir an olsun bile ayrılmadı. Katillere verilecek hiçbir cezanın acısını dindirmeye yetmeyeceğini anlatan Çakır, “Eşim, çocuklarını çok severdi. Ama o çocuklarına doyamadan hunharca öldürüldü. Ben, onlara babalarının öldüğünü nasıl söyleyeceğim” dedi.
Öldürülen Özcan Köse'nin gece çalıştığı için marketi her sabah annesinin açtığı, çocuğunun kırkı çıktığı için annesi Durdu Köse'nin eşi Sultan Köse ile birlikte bebeği banyo yaptırmak için evde kaldığı ve marketi o gün için öldürülen Özcan Köse'nin açtığı öğrenildi. Sultan Köse, “İdam edin. Ciğerim köz gibi yanıyor” diye feryat etti.
Bayram ziyaretine gelmişti
Gölbaşı'nda öldürülen İskenderunlu Enver Aycık'ın benzinlikteki markette çalışan hemşehrisi Nedim Omuzlubozlu'yu bayram ziyaretine geldiği, birlikte İskenderun'a gidecekleri öğrenildi. Omuzlubozlu'nun olay öncesinde marketi arkadaşı Aycık'a devrederek tıraş olmak için istasyondan ayrıldığı, bu sırada benzin istasyonuna 33 NZ 802 plakalı otomobille gelen zanlıların markette bulunan Enver Aycık ile istasyonda pompacı olarak çalışan Necati Yücel'i kafalarına pompalı tüfekle yakın mesafeden 6'şar el ateş ederek öldürdükleri belirtildi. Benzinlikte çalışan Recep Aypek'in, bir odada uyuduğu için olaydan kurtulduğu öğrenildi.