İşte o yazının tamamı:
Yıl 1989, Milliyet Gazetesi… Necati Doğru yönetimindeki Ekonomi Servisi’nde muhabir olarak çalışıyorum. Türkiye’nin ilk modern alışveriş merkezi Galleria, İstanbul Ataköy’de hizmete girmişti.
Bayraktar Yatırım Holding’in kurucusu Hüseyin Bayraktar, Emlak Bankası’na ait araziyi 49 yıllığına kiralamış, oradan aldığı krediyle Galleria projesini hayata geçirmiş, bu durum gazetelerdeki haberlerin başlıklarına şöyle yansımıştı:
Arsa da kredi de devlet bankasından…
Bunun üzerine eleştiriler art arda yönelmiş, tartışma alevlenmişti. Hüseyin Bayraktar ve büyük oğlu Mehmet Bayraktar, Galleria ile dikkat çeken ancak Ataköy Marina ile oteli de kapsayan proje için başlangıçta Eska, Net Holding ve Kiska ile yola çıkmıştı. Kiska, daha proje başlamadan çekilmeyi yeğlemişti.
Dönemin Başbakanı Turgut Özal, Galleria ile ilgili tartışmaların alevlenmesi üzerine Emlak Bankası ve Vakıfbank genel müdürlerine talimat vermişti:
- O proje iş yapar, ortak olun…
Bayraktar Ailesi, zaman içinde hisselerini devredip, Galleria’dan çıkmak durumunda kalmıştı. Satış sonrası Milliyet Gazetesi Ekonomi Servisi’nde haberi toparlamak üzere konuşmuştuk:
- Hüseyin Bayraktar, arsayı Emlak Bankası’ndan kiraladı, krediyi aynı bankadan alıp Galleria projesini tamamladı. Sonra da dönüp Emlak Bankası ve Vakıfbank’a sattı, parasını aldı.
Reel sektörde önemli şirket ve holdinglerde, bankalarda üst düzey görevlerde bulunmuş, Hürriyet Gazetesi ekonomi yazarı Ege Cansen’i konuyla ilgili olarak aramıştım.
Ege Cansen’e hazırladığım haberin içeriğinden bahsetmiştim:
Hüseyin Bayraktar, fikir babası olduğu Galleria projesinin arsasını, kredisini Emlak Bankası’ndan aldı. Türkiye’nin ilk alışveriş merkezi projesi ve beraberindeki turizm projesini hayata geçirdi. Sonra da hisselerini Emlak Bankası ve Vakıfbank’a sattı.
Ege Cansen, haberin içeriğini dinledikten sonra Hüseyin Bayraktar’ın “iş becerisi”ni şöyle nitelemişti:
E pardon vallahi Hüseyin Bey…
Hüseyin Bayraktar, farklı zamanlardaki sohbetlerimizde Galleria projesiyle ilgili şu öyküyü anlatmıştı:
Sakıp Sabancı ile Oakland Ohio’ya gitmiştik. Lassa’yı kurduğumuz günlerdi. Yıl, 1975’ti. Bir shopping mall’a girdik, o an “Bu alışveriş merkezi tam İstanbul’a uygun” dedim.

Memleketim Kayseri’de Kapalıçarşı var. İstanbul’da da Kapalıçarşı var. Amerika’da bu çarşılar arabayla gidilen yerler olmuş.
Benzerini İstanbul’da yapmaya karar verdim. Bizim Amerika gezisinin üzerinden 10 yıl geçtikten sonra Özal Hükümeti döneminde kolları sıvadım. ANAP hükümeti yatırımları teşvik ediyordu.
Galleria’yı oteliyle, marinasıyla yaptık. 1987 yılı başında inşaata başladık. 1988 yılı sonlarına doğru kapılarını açtık.
O projedeki Ataköy Marina, özel sektörün yaptığı ilk marinadır. Marinayı yaparken rahmetli babam, “Akıllı oğlum sen dellendin herhalde. Marina gibi işleri devlet yapar” demişti.
2007 yılı Ekim ayında Müge Akgün’le söyleşisinde Galleria’yı satmasıyla ilgili şu değerlendirmeyi yapmıştı:
Galleria’yı gönüllü satmadım. Cebime para doldurdular o dönemki yöneticiler, ağlayarak sattım.
“Para doldurdular” diyorum ama değerinin altındaydı. Onun için ağlamadım. Elimdeki güzel bir oyuncağı, çocuğum gibi gördüğüm projeyi kaybettiğim için ağladım.
Hüseyin Bayraktar, yine farklı dönemlerdeki sohbetlerimizde Sabancı Holding bünyesindeki Lassa’nın kuruluşundaki rolünü şöyle anlatmıştı:
İlk yüzde 100 Türk sermayesi ile kurulan lastik fabrikası Lassa’dır. Sabancılar ile projeyi birleştirdik. 30 yıl yönetim kurulunda görev yaptım. Çocuk büyüdü, profesyonel yöneticilerin elinde dünyada da ilk sıralara oturdu.

Bayraktar Yatırım Holding, Galleria’dan çıktıktan sonra Mermerler ile birlikte Bakırköy’deki Carousel projesinde yer aldı ama işbirliği uzun sürmedi. Ayrıca Kocaeli’nde de Outlet Center projesini hayata geçirdi.
Reel sektöre, Türk iş dünyasına damga vuran Hüseyin Bayraktar, 6 Kasım 2025 günü 89 yaşında vefat etti…
Hüseyin Bey’e Allah’tan rahmet diliyorum…
Ağam, oğlunun Egebank’ı alma işine ne diyorsun?
Şevket Demirel’in oğlu Yahya Murat Demirel, 1998 yılı başlarında Egebank’ı satın almak için Hüseyin Bayraktar’ın kapısını çaldı.
Yahya Murat Demirel ile pazarlığı Egebank’ın o dönemki Genel Müdürü, yüzde 10 hissedarı Sami Erdem ile avukat Aydoğan Semizer yürüttü.
İş anlaşma aşamasına yaklaşınca Sami Erdem, Şevket Demirel’i aradı:
- Şevket Bey, oğlunuz Murat Demirel, Egebank’ı almak istiyor. Oğlunuzun bu girişiminden bilginiz var mı? Kendisini destekliyor musunuz?
Şevket Demirel, tereddüt etmeden yanıtladı:
- O benim biricik oğlum, elbette arkasındayım…
Sami Erdem, telefondan aldığı onayla yetinmedi, Aydoğan Semizer’le birlikte helikoptere atlayıp Isparta’ya gitti. Şevket Demirel’in Egebank’la ilgili görüşünü bir kez de yüz yüze konuştular.
Erdem-Semizer ikilisi işin içinde Şevket Demirel’in de bulunduğuna emin olup, İstanbul’a döndü, durumu Hüseyin Bayraktar’a aktardı.
Bayraktar, kendisine aktarılan bilgiyle yetinmedi, Şevket Demirel’e bir de kendisi telefon etti:
- Ağam, oğlunun Egebank’ı alma işine ne diyorsun? Bu işin arkasında var mısın, yok musun?
Şevket Demirel, Sami Erdem’e verdiği yanıtı tekrarladı:
- Murat benim biricik oğlum, onun arkasındayım…
Kuruluşu 1928 yılına uzanan Egebank, Yahya Murat Demirel’in çoğunluk hissesine sahip olduğu dönemde, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) bünyesine geçti. Oradan da Türk bankacılık tarihindeki yerini aldı…
Hüseyin Bayraktar’ın vefatı bana Egebank’la ilgili 1998 yılındaki görüşmeleri anımsattı…

100’üncü doğum günümde Boyalı Köşk’e bekliyorum
2011 yılı Ağustos ayı başında Bayraktar Yatırım Holding kurucusu, Abdullah Gül Üniversitesi’ni Destekleme Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Hüseyin Bayraktar aradı:
- Bizim şirketin merkezinin bulunduğu Boyalı Köşk’te (Bebek) iftarımız olacak. Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül de bizi onurlandıracak.
Davete icabet ettim, Boyalı Köşk’e gittim. Oruçlar açıldıktan sonra Hüseyin Bayraktar mikrofonu aldı:
- 22 yıldır Boyalı Köşk’teyiz. İlk kez bir Cumhurbaşkanı ağırlıyoruz. Bu yıl 75’inci yaşımı kutluyorum. 100’üncü doğum günümde de siz dostlarımı yine buraya bekliyorum.
Bayraktar’ın vefatı sonrası 2011 yılı Ağustos ayı başlarındaki iftar buluşmasını anımsadım…
‘Barış’a niyetlendi, ‘Yarış’ ve ‘Yaman’la hep gurur duydu
56 YIL önce Hamburg (Almanya)… Gazeteci Doğan Pürsün, hamile olan eşine doğacak bebekleri için isim önerdi:
- Oğlumuz olursa adını Barış koyalım…
O günlerde Doğan Pürsün’ün çok yakın bir arkadaşının oğlu doğdu, adını Barış koydular. Biraç gün sonra Pürsün çiftinin oğlu doğdu, 10 dakika arayla ikizi de dünyaya “merhaba” dedi. Doğan Pürsün, ikizleri için isimleri belirledi:
- İlkinin adı Yarış, 10 dakika sonra doğanın adı da Yaman…
Yarış Pürsün, nükleer fizik okudu, üstüne işletme dalında lisans üstü eğitimini tamamladı. Boston Consulting adlı danışmanlık şirketinde iki yıl Mercedes Kamyon’la ilgili proje üzerinde çalıştı. Bu görevi sırasında, 1996 yılında 6 ay Türkiye’de kaldı.
Hazırladığı raporlar Aksaray’daki Mercedes Kamyon fabrikasının başarı çıtasını yükseltti. 1999 yılında Mercedes-Benz Kamyon Başkanı’ndan aldığı teklif üzerine şirkete geçti. 2010 yılında Mercedes-Benz’in en büyük kamyon fabrikası olan 10 milyar Euro cirolu Wörth’ün başına geçti.
Oğlu Yarış Pürsün’ün bu başarısı üzerine meslek büyüğüm Doğan Pürsün, beni aradı, oğlunun başarı öyküsünü anlattı. Nisan 2010’da bu öyküyü şu başlıkla yazdım:
10 milyar Euro’luk Mercedes Kamyon’un direksiyonunda Yarış Pürsün var…
Cuma günü öğlenden sonra Hürriyet’te uzun yıllar birlikte çalıştığımız meslek büyüğüm Ertuğ Karakullukçu, Sözcü’den Ali Gülen’in haberini gönderdi:
Usta gazeteci Doğan Pürsün vefat etti...
Doğan Pürsün’ün vefat haberini alınca 15 yıl önceye uzandım, Nisan 2010’da Yarış Pürsün’le ilgili yazdığım yazıyı okudum.
Meslek büyüğüm Doğan Pürsün’e Allah’tan rahmet diliyorum…
patronlardunyasi.com
İLGİLİ HABER
Bayraktar Grubu kurucusu Hüseyin Bayraktar 89 yaşında hayatını kaybetti