Borsa


Dünya gazetesinden Ömer Gencal konuyla ilgili "Fonların ışıltısı, gölgesi ve görülmesi gereken gerçekler" başlıklı yazı kaleme aldı. 

İşte Gencal'ın haberinin tamamı:

Neye sahip olduğunu ve neden sahip olduğunu bil” - Peter Lynch

Türkiye’de fonlar son yılların en popüler yatırım araçların­dan biri hâline geldi. Bunun nede­ni yalnızca getiriler değil; aynı za­manda fonların sade vatandaş için “profesyonelce yönetilen güvenli liman” olarak bilinmesi. Yatırım­cı parasını fon yöneticisine ema­net ediyor, kendisi de gündelik ha­yatına devam ediyor. Ne kadar gü­zel… Ama finansal dünyanın parlak tarafı kadar gölgeleri de var. O göl­geleri görmeden fon yatırımı yap­mak, akşamüstü serinliğinde güne­şin batmayacağını düşünmek gibi.

FON SEÇİMİ NEDEN ÖNEMLİ?

Bugün sosyal medyada ve yatı­rım platformlarında sıkça rastladı­ğımız “Bu fon bir ayda şöyle kazan­dırdı, böyle uçtu” türü paylaşımlar, çoğu yatırımcı için neredeyse bir cazibe merkezine dönüşmüş du­rumda. Yakın çevremden “Ne di­yorsun bazı fonlar çok iyi getiriyor girelim mi?” sorularını aldığım te­lefon konuşmalarının sayısı o ka­dar arttı ki. Fon seçimi, yalnızca son getiriyi görmekle yapılabile­cek bir işten daha ötesi. Daha ön­ce yazdığım bir yazımda anlattığım ve hemen hemen her platformda söylediğim gibi bir fonun kazandırdığından daha önemli olan yegane şey, o getiriyi hangi riskleri ala­rak sağladığı. Fon port­föyünde hangi varlıklar var? Fon birkaç hisseye yatırım yaparak aşırı mı yoğunlaşmış? Bu hissele­rin likiditesi ne düzeyde? Piyasa tersine döndüğün­de fon çıkışları nasıl karşılanacak? İşte tüm bu sorular, fonun görün­meyen ama asıl belirleyici yüzünü oluşturan kritik noktalar.

RİSKLERİN DOĞRU YÖNETİMİ

İşte bu nedenle finansal okurya­zarlığın önemi tam da bu noktada ortaya çıkıyor. OECD’nin sürekli altını çizdiği gerçek şu: Türkiye’de finansal okuryazarlık hâlâ düşük. Yani birikimini fona yönlendi­ren vatandaşımız çoğu zaman fo­nun risk profilini, likidite yapısını, portföy dağılımını veya düşüş ih­timallerini tam olarak değerlendi­remiyor. Bağımsız yatırım danış­manlığı kurumunun da işlemekten çok uzak olduğu bu dönemde, bu sorun daha karmaşık bir hal alıyor. Dahası finansal kurumlarda çalı­şan müşteri temsilcilerinin yatı­rım evreni ve enstrümanları ko­nusundaki bilgileri de çok limitli. Sonuçta yatırım kararı getirinin cazibesine, grafiklerin parıltısına, çevresel yönlendirmelere ve sosyal medya bilgilendirmeleri ve pazar­lamalarına dayanıyor. Bu da risk­lerin doğru yönetimi için kötü bir tabloya zemin hazırlıyor.

ESNEK, KARMAŞIK VE VOLATİL

Bu genel çerçeveye bir de ser­best fonlar eklenince konu da­ha da hassas hâle geliyor. Serbest fonlar doğaları gereği daha es­nek, daha karmaşık ve daha volatil stratejilerle daha yüksek riskler alabilirler. Bu nedenledir ki yal­nızca “nitelikli yatırımcılar”a sa­tılırlar. Fakat başka bir problem de nitelikli yatırımcı tanımında var. 2013 yılında belirlenmiş olan 1 milyon TL varlık kriteri ile bir­likte üç aylık süre içinde toplam 500 bin TL’lik en az 10 işlem yap­ma kriteri, aradan geçen yıllara ve enflasyona rağmen güncellen­memiş durumda. 1 milyon TL o dönemde yaklaşık 570 bin dola­ra denk gelirken bugün 23 bin do­lar seviyesinde. Yani bir zamanlar yüksek servet barajı olarak koyu­lan eşik, bugün orta sınıf birikim­lerine kadar gerilemiş.

FİNANSAL BİLGİ Mİ YOKSA SERVET Mİ?

Nitelikli yatırımcı tanımı finan­sal bilgiye değil, sadece rakamsal servete dayanıyor.

Bir kişinin finansal okuryazar­lığı zayıf olsa bile parası varsa, ser­best fona erişebiliyor. Oysa bu fon­ların taşıdığı karmaşık riskler, yük­sek oynaklık ve likidite sorunları dikkate alındığında, bilgi seviyesi servet kadar, belki de servet düze­yinden daha önemli—hatta çoğu zaman daha da kritik.

Bu noktada SPK’nın rolü olduk­ça hayati.

Fonlar nasıl yönetiliyor, portföy dağılımı fonun türüne uygun mu, fon yöneticisi piyasa etkisi yara­tacak şekilde aşırı pozisyon alıyor mu, belirli hisselerde manipülatif bir fiyatlama oluşuyor mu, fonun likidite profili yatırımcı çıkışla­rını karşılamaya yeterli mi? gibi noktalar.

SPK’nın düzenli, sıkı ve etkin de­netimiyle izlenmek zorunda.

Eğer denetim güçlü değil­se, fonlardaki aşırı değerleme­ler birikmeye başlayabiliyor, be­lirli varlıklarda “zorla yaratıl­mış fiyat seviyeleri” oluşabiliyor ve fon büyüklükleri gerçek piya­sa derinliğinin çok üzerine çıka­biliyor. Bu durum yalnızca yatı­rımcıyı değil, zaman içinde tüm finansal sistemi etkileyebilecek bir kırılganlık yaratma potansi­yeline sahip olabiliyor. Nitekim geçmişte banker krizleri, yetkisiz portföy yönetimleri ve kayıt dışı finans girişimleri hep bu denetim zafiyetinin sonucunda büyüyerek sistemik risk hâline gelmiş ve ya­şanmış gerçekler.

SPK’nın denetim mekanizmala­rı bu nedenle hayati önemde.

* Yatırımcıyı koruyarak uygun risk profiline göre uygun fon seçi­mi yapıldığından azami derecede emin olunması,

* Piyasadaki manipülatif hare­ketleri tespit ederek yerinde ve risk büyümeden müdahale edilmesi,

* Ve en önemlisi, finansal sis­temin bütünlüğünü koruyacak ön­lemleri daha ilk seviyede alarak risklerin büyümesi bu mekaniz­maların en kritik olanları.

Fonların aslında çok değerli bir yanı da var: Doğru yönetildiğinde, geniş kitleler için riskin dağıtılma­sını sağlayan kollektif yatırım araç­ları. Profesyonel portföy yönetimi, bireysel yatırımcıyı korurken, piya­saların derinleşmesine katkı suna­rak sermayenin tabana yayılmasın­da lider rolü üstlenen çok önemli bir fonksiyon. Fakat bunun gerçek­leşebilmesi için hem yatırımcının bilinçli olması hem de düzenleyi­ci çerçevenin güçlü olması gerekir.

Fonlara olan ilginin artması ve bu ilginin sürdürülebilir olması için de şu adımların kritik olduğu­nu söylemek doğru olacaktır.

* Finansal okuryazarlığın güç­lendirilmesi,

* Nitelikli yatırımcı tanımının günümüz koşullarına göre güncel­lenmesi,

* Serbest fonların startejileri­nin ve risklerinin yatırımcıya en baştan doğru anlatılması,

* SPK denetimlerinin daha hız­lı, daha görünür hâle gelmesi.

Çünkü finansal dünyada her par­lak grafik bir hikâye anlatır; ama hikâyenin nasıl bittiğini belirleyen, o grafiğin ardındaki riskleri kimin görüp göremediğidir.

patronlardunyasi.com