Nil Göksu URGANCIOĞLU
İki gündür Ankara’dan gelen açıklamalar siyaset ve diplomasi kulislerinde adeta büyük bir fırtınaya neden oldu. Uzun bir aradan sonra Avrupa Birliği, yeniden Türkiye’nin gündeminde.
AB tartışması bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kritik NATO zirvesi için Litvanya’ya yola çıkmadan önce yaptığı açıklamalarla, iyiden iyiye alevlendi.
Diplomasi kulislerini takip edenler bilir, Litvanya zirvesi, İsveç’in NATO’ya üyeliğinin görüşüleceği kritik bir zirve. ABD liderliğindeki pek çok ülke, zirve öncesinde Türkiye’ye İsveç’in üyeliğine karşı koyduğu vetoyu kaldırması için kulis yürütüyor.
Erdoğan da, Batı’dan gelen ‘Finlandiya’dan sonra İsveç’in de NATO üyesi olması elzem’ açıklamalarına karşı bugün bomba bir kart öne sürdü. Ve zirvede çok konuşulacak şu açıklamaları yaptı: "50 yılı aşkın zamandır AB kapısında bekletilen Türkiye var. Türkiye'yi bekleten bu ülkelere buradan sesleniyorum. Türkiye'nin AB'de önünü açın. Finlandiya'nın önünü nasıl açtıysak İsveç'in de önünü açalım.”
BİDEN’LA GÖRÜŞME SONRASI YAPILAN AÇIKLAMA İLK SİNYALDİ
İsveç’in üyeliğinin birinci gündem olduğu Vilnius zirvesi öncesinde, dün, diplomasi kulisleri hareketlenmiş, Biden ve Erdoğan arasında bir telefon görüşmesi gerçekleşmişti. Aslında bugünkü bomba açıklamaların sinyali de, Erdoğan-Biden görüşmesi sonrası Ankara’nın yaptığı açıklamada verilmişti. İletişim Başkanlığı tarafından yapılan açıklama harfi harfine şöyleydi:
"Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Türkiye'nin F-16 talebinin İsveç'in üyeliğiyle ilişkilendirilmesinin doğru olmadığını da belirterek ABD Başkanı Biden'a Türkiye'nin F-16 talebine yönelik gösterdiği destek için teşekkür etti. Türkiye'nin AB'ye üyelik konusunda ilkeli ve dürüst olduğunu belirten Cumhurbaşkanımız Erdoğan, AB'ye tam üyelik sürecini canlandırmak istediklerini, Vilnius Zirvesi'nde Avrupa Birliği'nin önde gelen ülkelerinin ve AB liderliğinin Türkiye'nin üyeliğine açık ve güçlü destek mesajı vermelerini istediklerini belirtti."
Erdoğan bugünkü açıklamasında, Biden’la yaptığı görüşmede değindiği bu konuyu ilk kez satır satır açtı ve Türkiye’nin temel talebinin İsveç’in üyeliğine yeşil ışık yakmasına karşı Türkiye’nin AB’ye üyeliğine "evet" denilmesi olduğunu yüksek sesle dile getirdi. Zirvede yapacağı ikili görüşmelerde devlet ve hükümet başkanlarına da bu talebi aktaracağını belirtti.
BEYAZ SARAY AÇIKLAMASINDA AB İFADESİ YOK
Türk tarafının Erdoğan-Biden görüşmesi sonrası yaptığı yazılı açıklamada AB vurgusu göze çarpmışken, dikkatli gözler benzer bir açıklamayı Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada da aradı. Ancak bulamadı. Yani Türk tarafı AB meselesinin görüşüldüğünü vurgularken, Beyaz Saray’ın kaleme aldığı metinde AB kelimesi geçmiyordu bile. Açıklamada sadece şu ifadelere yer verildi:
"Başkan Joe Biden bugün Litvanya'nın Vilnius kentinde düzenlenen NATO Zirvesi öncesinde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü. NATO liderlerinin zirvede ele alacakları bir dizi konuyu tartıştılar, Ukrayna'yı desteklemeye devam etme konusundaki ortak taahhütlerini ifade ettiler ve ikili bağlarımızı güçlendirme çabalarını gözden geçirdiler. Başkan Biden, İsveç'i bir an önce NATO'ya kabul etme arzusunu da iletti."
Bu durum, diplomasi kulislerinde ABD yönetiminin İsveç meselesinin AB’ye bağlanmasına soğuk baktığı yorumları yapılmasına neden oldu.
AÇIKLAMA DÜNYADA NASIL YANKILANDI?
Erdoğan’ın açıklamalarını dünya basını son dakika ibaresiyle paylaştı, gelişmeleri anbean takip etti. Financial Times gazetesi son dakika haberinde şu cümlelere yer verdi:
"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'nın İsveç'in NATO hedefini onaylamasını Brüksel'in Türkiye'nin AB'ye girmesinin önünü açmasına bağladı. Erdoğan, pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında, 'Türkiye'yi 50 yılı aşkın süredir AB kapısında bekletenlere sesleniyorum, Türkiye'nin önünü açın, biz de İsveç'in önünü açacağız.' Erdoğan'ın yorumları, ABD Başkanı Joe Biden ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ile görüşeceği Vilnius'taki çok önemli bir NATO toplantısı için Türkiye'den ayrılmaya hazırlanırken geldi."
SÜRPRİZ TAVIR DEĞİŞİKLİĞİ
Reuters haber ajansı, Erdoğan’ın açıklamasını "sürpriz tavır değişikliği" diye niteledi. Haberinde şu ifadeleri kullandı: "Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Pazartesi günü beklenmedik bir hareketle, Türkiye Parlamentosu, İsveç'in NATO askeri ittifakına katılma hedefini onaylamadan önce Avrupa Birliği'nin Ankara'nın bloka katılımının önünü açması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin AB üyelik hedefi, üyelik müzakerelerinin Erdoğan'ın ilk başbakanlık döneminde başladığı 2005 yılından sonra yıllarca donduruldu. Ankara ile blok üyeleri arasındaki bağlar birkaç yıl önce, özellikle 2016'da Türkiye'deki başarısız darbe girişiminin ardından bozuldu, ancak o zamandan bu yana büyük ölçüde düzeldi. Blok, özellikle göç konusunda NATO müttefiki Ankara'nın yardımına muhtaç. Erdoğan, Pazartesi günü sürpriz bir tavır değişikliğiyle Ankara'nın İsveç'in NATO üyelik hedefini onaylamasını Türkiye'nin nihayet AB'ye katılmasına bağladı."
BİR KRONOLOJİ: ERDOĞAN AB’YE NE DEMİŞTİ?
53 yıldır süren ve yılan hikayesine dönen Türkiye-AB ilişkileri, aslında AK Parti iktidarının ilk yıllarında altın çağını yaşamıştı. 2004’te Türkiye’nin müzarekere sürecinin resmen başlaması kararı alınması sonrasında Erdoğan şu açıklamaları yapmıştı:
"Aydınlık yarınların çağdaş Türkiye'si için çıktığımız yolda hamdolsun, dün müzakere süreciyle ilgili tarihi 3 Ekim olarak almış bulunuyoruz. Hayırlı olsun. Sene 1963 ve sene 2004 17 Aralık. Bundan sonra şüphesiz önümüzde uzun, zorlu yollar var unutmayın. Çünkü bundan sonraki çalışmalarımız her attığımız adım Türkiye'de yeni bir başarının oluşmasını temin edecektir. Bundan sonra ülkemizde demokrasi daha faklı bir şekilde güç bulacaktır. Ekonomi çok daha farklı bir şekilde performans ortaya koyacak. Türkiye çağdaş ülkeler arasındaki yerini almaya başlamıştır alacaktır."
Fakat zaman içerisinde Ankara-Brüksel hattında sert rüzgarların esmesi ve sürecin adeta durma noktasına gelmesiyle, Erdoğan’ın AB açıklamaları da hayli sertleşti.
2018’de “O çok sevdiğiniz teröristler, çıkarlarına dokunduğunuz gün sadece nefretlerini değil silahlarını da size çevireceklerdir" sözleriyle Brüksel’e yüklendi.
2019’da mülteci krizinin yoğun yaşandığı bir dönemde Erdoğan şu ifadeleri kullanmıştı: "Hala kafalarında bir Türk baharı özlemi var, halbuki onların baharlarının girdiği her yer kara kışa dönmüştür" dedi. Erdoğan ayrıca "Türkiye'deki sosyal fay hatlarını kaşımak isteyenler önce kendi oturdukları zeminin çürüklüğüne bir baksınlar. Daha çok yanacaksınız."
Erdoğan geçen yıl Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi'nde de AB’yi gündemine almış sert sözlerle yüklenmişti. Erdoğan, "AB kapısında 52 yıldır bizi süründürdüler, hala aynı şeyi yapıyorlar ama biz de onlara gerekeni gerektiği zamanda cevabını vereceğiz" demişti.
patronlardunyasi.com