Patronlar


Bamteline mi bastık?

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) kurulmadan önce, Merkez Bankası bünyesinde bir müdürlüktü. Fonun gelir kaynağı, "tasarruf mevduatı"nı sigortalamak amacıyla bankalardan kesilen primlerden oluşurdu. Merkez Bankası da her zaman bu fonun hesaplarını en titiz biçimde tutar ve en yüksek getirili Devlet İç Borçlanma Senetleri alarak değerlendirirdi.
Bu konularda, Hazine'nin hiçbir baskısı olmaz ve bankaların parası, bir çeşit "yediemin"de tutulurdu. Yani, TMSF'nin parası bir spekülasyon veya müdahale unsuru olarak kullanılmazdı. Şimdi de aynı şeyin yapılması gerekir. Aksi takdirde, örneğin TMSF'nin edindiği dövizi elinde tuttuğu bu günlerde aniden dövizin değeri düşerse, bunun hesabını nasıl verebilir? İşte, bu basit nedenle dahi, TMSF paralarını Merkez Bankası'nda ve Türk lirası olarak tutmak zorundadır.

Tüccar olarak yapmalı
Diyebilirsiniz ki, TMSF, artık sadece "tasarruf mevduatı"nı sigortalamıyor, el konulan bankaların her türlü varlığını, şirketlerini, alacaklarını, borçlarını da yönetiyor ve satıyor. Kısacası, birkaç yıl önce gelmiş geçmiş en büyük devletleştirme operasyonuyla devlete katılmış olan kuruluşlar satılarak, Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük özelleştirmeleri yapılıyor. Yine bir şey değişmez. TMSF bütün bu işleri, yasası onu hangi yetkilerle donatırsa donatsın, "müdebbir bir tüccar" olarak gerçekleştirmek zorunda. İşte bu nedenle, şeffaf olmak ve kamuya hesap vermek durumunda. Biz bu nedenle, TMSF'nin eline geçen parayı nasıl kullandığını sorguluyoruz. Biz sorularımızı sorarız. Kendisi cevap vermezse veya kaçamak cevaplar verirse nasıl olsa bir gün cevaplar gün ışığına çıkar. Güneş, balçıkla sıvanmaz.
Şimdi soruyoruz:
a) TMSF, Bankacılık Yasası 122. madde uyarınca, yapacağı düzenlemeleri en az 7 gün süreyle fonun internet sayfası başta olmak üzere, uygun vasıtalarla kamuoyunun bilgisine sunmak zorundadır. Fonun internet sayfasında veya resmi ilanla döviz satışı konusunda bir duyurusu yoktur. Başkan, duyuru yapıldığını söylüyor. TMSF döviz satacağını, kimlere ve nasıl duyurmuştur?
b) Bankacılık Yasası 129. maddeye göre, TMSF, kendisine tahsis edilen kaynakları Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Yasası'nda (KMYK) belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde ve görev ve yetkilerinin gerektirdiği ölçüde serbestçe kullanmak durumundadır. TMSF, bu yasanın III numaralı cetvelinde yer almaktadır ve diğer düzenleyici ve denetleyici kurumlar gibi KMYK'nın 3,7,8,12,17-19,25,43,47-54,68 ve 76. maddelerine tabi bir kamu kurumudur ve paralarını Hazine'ye devretmedikçe Merkez Bankası'nda tutmak zorundadır.

Soru sorulabilir
TMSF'nin parası kamu malıdır; "yediemin" sıfatıyla TMSF'dedir ve kazanç, spekülasyon aracı yapılamaz. TMSF' nin fonlarının Türk ticari bankalarında tutulması da son derece sakıncalıdır ve bu konuda yüzlerce soru sorulabilir. Milyarlarca dolar değerinde dövizin tutulduğu bankalara bir çeşit komisyon verilmiş olunmaktadır.
Fonlar bankalar arasında ne miktarda ve neden tutulmaktadır? Hesaplar faizli midir? Farklı faizler uygulanmakta mıdır? Belli bankalara milyarlarca dolar tutmak nedeniyle, diğer bankalara haksız rekabet yaratılmamış mıdır?
c) Bankacılık Yasası 131. maddeye göre, TMSF, Hazine Müsteşarlığı'ndan izin almak kaydıyla borçlanabilir. Buna göre, alacağını tahsil ettiğinde de herhalde borcunu ödemek durumundadır.
Fonun internet sayfası yasal bir haber verme aracıdır. Bu sayfada en son 22.3.2006 tarihinde ödenenlerle birlikte, Hazine'ye 4.758 milyar YTL (yaklaşık, 3.5 milyar dolar) borç geri ödemesi yaptığı anlaşılmaktadır. Fonun elinde bunun çok üstünde para bulunduğunu biliyoruz. Fonun borcu varken ödeme yapmaması yanlıştır. Fon bu ödemeyi neden geciktirmektedir? Döviz fiyatı konusunda birilerine verilmiş bir sözü olduğunu zannetmiyoruz.