Spor


Toygun ATİLLA

UZAN İMPARATORLUĞUNDAN TMSF’YE 

2000’lerin başında Uzan Grubu’nun elinde bulunan İmar Bankası’na el konulduğunda sadece bankacılık sistemi değil, spor dünyası da sarsıldı.

Uzanların kontrolündeki İstanbulspor, 2003 yılında doğrudan TMSF yönetimine geçti.

Bir süre TMSF’nin yönettiği ilk Süper Lig kulübü olarak tarihe geçti.
Yönetim, futbolcuların maaşlarından tesislerin işletilmesine kadar TMSF’nin kontrolündeydi.

İstanbulspor o dönemde adeta “devlet eliyle yönetilen bir futbol kulübü” deneyimi yaşadı.

CİNER GRUBU’NDAN TMSF’YE 

Bugün geldiğimiz noktada benzer bir tablo yeniden gündemde.
Turgay Ciner hakkında çıkarılan yakalama kararı sonrası gözler Kasımpaşa Spor Kulübü’ne çevrildi.
Kulüp, Ciner Grubu bünyesindeydi. Ancak son gelişmelerle birlikte TMSF yönetimi devraldı.
Bu, TMSF’nin ikinci kez doğrudan bir Süper Lig kulübüne el koyması anlamına geliyor.

Kasımpaşa, özellikle son yıllarda Süper Lig’de kalıcı olmayı başarmış, altyapıya ve tesisleşmeye önem veren bir kulüp olarak biliniyordu. TMSF’nin müdahalesi, kulübün sportif geleceği kadar ekonomik dengelerini de belirleyecek.

KULÜPLERİN KESİŞME NOKTASI VE TMSF 

TMSF’nin esas görevi bankacılık ve mali sistemin güvenliğini sağlamak. Ancak Türkiye’de patronların futbola yoğun ilgisi, bankacılıkla kulüp sahipliğinin iç içe geçmesi bu tabloyu doğurdu.
 
Uzan Grubu, İstanbulspor örneği, futbolla finansın nasıl bir arada yürü(tüle)mediğini göstermişti.

Ciner Grubu, Kasımpaşa örneği ise iş dünyasındaki soruşturmaların spor kulüplerini nasıl etkilediğinin güncel kanıtı oldu.

Her iki örnekte de kulüpler, patronlarının iş dünyasındaki krizleri nedeniyle “kayyum” yönetimine devredildi.

PATRON SERVETLERİ İLE BÜYÜYÜP KRİZLERDE BATIYORLAR 

İstanbulspor’dan Kasımpaşa’ya uzanan TMSF hikâyesi, iş dünyası ile futbolun birbirine nasıl sıkı sıkıya bağlı olduğunu gösteriyor.

Patronların servetleri büyürken kulüpler yükseliyor, ama krizler geldiğinde futbol da iş dünyasının en kırılgan alanı haline geliyor.

TMSF’nin futbol sahasına ikinci kez girmesi, sadece mali sistemin değil, Türk futbolunun da “denetim altında” olduğunu hatırlatıyor.

patronlardunyasi.com