Ekonomi


Son iki yıldır üretimde yüzde 22.4, kapasite kullanımın­da yüzde 10.4 ve son olarak ihracatta da bu yılın ilk 11 ayında yüzde 6.9’luk kayıp veren hazır gi­yim sektörü, ‘geleceğini kurtar­mak’ için harekete geçti. Sektörün üst örgütü Türkiye Giyim Sana­yicileri Derneği’nin (TGSD) tem­silcileri, sadece ‘ağlayan’ değil ‘çö­züm üreten’ olmak için kapsamlı bir rapor hazırlayarak ‘krizden çı­kış reçetesi’ ile hem hükümet hem de muhalefet partilerinin kapıla­rını çaldı. Geçtiğimiz haftalarda muhalefet partisi temsilcileri ile görüşen TGSD’nin müşterek baş­kanları Toygar Narbay ve Ümit Özüren, daha sonra Sanayi ve Tek­noloji Bakanı Mehmet Fatih Ka­cır, ardından da Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile gö­rüşerek, Türkiye sanayisinin dö­nüşümüne rehberlik edecek yol haritasına destek istediler. Yol haritasının en dikkat çekici başlı­ğı ise Türk hazır giyim sanayisini standartları belirlenmiş, şeffaf ve teşvik edici bir sistemle dönüştü­rerek küresel rekabette hak etti­ği yere taşıyacak ‘nitelikli üreti­ci sertifika programı’ önerisi oldu. Böylece teşviklerin ‘heba’ olmak yerine doğru adrese gideceği vur­gulanan yol haritasında, en az bu­nun kadar dikkat çeken başka bir başlık da başta Suriye olmak üze­re civar ülkelerde endüstri serbest bölgeleri oluşturulmasına yönelik talep oldu. Böylece hem atıl maki­neler üretim çarkına kazandırıla­cak hem de Uzakdoğu ve Mısır gi­bi bölgelere alternatif bir üretim havzası oluşturularak, fiyat odaklı tüketiciye hitap eden ‘ekonomik markalar’ üretilecek. Taleplerden biri de KOSGEB benzeri bir olu­şuma gidilerek, sektör üretiminin yüzde 39.5’ini gerçekleştiren orta ve büyük ölçekli işletmeleri (OBİ) destekleyecek “büyük işletmeleri geliştirme müdürlüğünün (BOS­GEB)” kurulması.

“TEŞVİKLER KARNE İLE VERİLSİN”

Hazırladıkları yol haritası hak­kında detaylı bilgi veren TGSD Başkanı Toygar Narbay, dönüşüm raporuna işaret ederek teşvik sis­teminin kökten değiştirilmesini istedi. Mevcut teşvik sistemin­de “herkese eşit ve dağınık” veri­len desteklerin verimsiz olduğu­nu söyleyen Narbay, “İşletmelere üçer tane ilaç veriliyor. İki tane­si işe yaramadan atılıyor. Teşvik­ler aspirin gibi olmasın, karne ile doz ayarı yapılsın. 50 tane 1 metre kuyudan su çıkmaz ama 1 tane 50 metre kuyudan çıkar” ifa­delerini kullandı. Bu sorunu çözmek için nitelikli te­darikçi sertifikasyon sistemini (NTSS) önerdiklerini açık­layan Narbay, “Teşviklerin he­ba olmasını en­gelleyecek ve Türk sanayisi­nin rekabet gü­cünü artıracak olan uygulama, nitelikli teda­rikçi sistemi ola­cak. Bu sistem sana­yiyi ölçeklendirecek ve her şirket niteliği­ne göre teşvik alacak” dedi.

Sanayide kaldıraç etkisi yapacak ve TSE tara­fından belge­lenecek siste­min işleyişi ise şöyle olacak: İş­letmeler, finan­sal büyüklük, kurumsallaş­ma, katma de­ğer ve sertifikalar ol­mak üzere dört ana kritere göre kapsamlı bir denetime tabi tutu­lacak. İşletmeler, bankaların kre­di skorlama sistemine benzer şe­kilde platin, altın, gümüş gibi de­recelere ayrılacak. Çıkarılan tüm teşvikler, bu derecelere göre ka­demeli olarak verilecek. Örneğin, platin olan yüzde 100 destek alır­ken, bronz yüzde 40 destek alacak. Bu sistem, bronz seviyesindeki bir firmayı gümüş olmaya, gümüşü ise altın olmaya zorlayacak. Böyle­ce devlet desteği, firmaların kendi niteliklerini geliştirmesine bağlı hale gelecek. NTSS’nin en büyük yan faydası, teşvik almak isteyen tüm firmaların gönüllü olarak de­netime girmesiyle ortaya çıkacak. Denetim sonucu toplanan veri­lerle, devlet sanayi envanterini de çıkarabilecek. Toygar Narbay, ha­zır giyimde başlayan bu nitelikli dönüşümün zamanla diğer imalat sanayileri için de bir rol model ola­cağını söyledi.

“ATIL MAKİNELER SURİYE’DE ÜRETİME BAŞLASIN”

Dünya’dan Nurdoğan Ergün’ün haberine göre, TGSD’nin sektörün geleceği için 2028-2034 dönemini kap­sayan orta vadeli çözüm öneri­sinden biri de başta Suriye ol­mak üzere civar ülkelerde Türk endüstri serbest bölgelerinin ku­rularak Uzakdoğu ve Mısır’a al­ternatif üretim havzası oluş­turulması. Kapsamlı dönüşüm stratejisinde sektörün geleceği için markalaşma ve nitelikli üre­tim olarak iki ana yol haritası çi­zildiğini anlatan Narbay, Türk hazır giyim sektörünün pirami­din en büyük halkasını oluşturan “ekonomik markalara” 2000 yı­lından itibaren üretim yapma­dığını belirtti. Türkiye’nin ar­tık 100-150 dolarlık düşük işçi­lik maliyetine geri dönmeyeceği gerçeğine dikkat çeken Narbay, geçmişteki yüksek kapasite he­deflerine göre yapılan yatırımlar nedeniyle şu anda atıl duran ma­kinelerin büyük bir milli servet kaybı yarattığını vurguladı. Boşta duran makine parkurunun, baş­ta Suriye, Kuzey Irak ve Azerbay­can olmak üzere çevre ülkelerde kurulacak üretim tesislerine ta­şınması önerilerine dikkat çeken Narbay, “Türkiye’de artık kârlı üretilemeyen, örneğin Walmart gibi fiyat odaklı ekonomik mar­kalara üretim yaparak, bu pazarı Uzakdoğu yerine Türkiye’nin et­ki alanına çekmeliyiz. Bu hamle, bölgede istihdam yaratarak Su­riyeliler’in kendi ülkelerine ter­sine göçünü teşvik edecek” dedi.

“LÜKS MARKALAR 1. BÖLGEDE KALSIN”

Şu anda sektörün kendini pa­tikaya atabilecek bir motivasyo­na ihtiyacı olduğunu söyleyen Narbay, o nedenle de yapılacak hamlelerin bir anda olması ge­rektiğini belirtti. Narbay, şunları söyledi:

“Bugün ağırlıklı üretim yaptığımız orta segment marka­ların üretimini 5 ve 6’ncı bölgeye, premium markaları 3 ve 4’üncü bölgeye taşıyalım. Lüks marka­ları ise 1 ve 2’nci bölgede tutalım. Madem bölgesel asgari ücret yok o zaman istihdam teşvikleri böl­gesel olsun. Örneğin 1’inci böl­ge 3 bin 500 TL alacaksa, 2’nci bölge 4 bin TL, 3’üncü bölge 4 bin 500 TL olsun. Taşınma teşvikleri var ama şu anda kimse kul­lanmıyor çünkü taşınma­ya teşvik edecek mekanizma yok. Taşınma için oraların ger­çekten cazibe merkezi haline ge­tirilmesi gerekiyor. Artı navlun desteği de çalışan başına verilsin ki istihdam artsın.” Bu bölgelere taşınacak firmalara hammadde konusunda da teşvik talep eden Narbay, “Firmalar DİR ile uğraş­madan, ilave vergilere, referans fiyata takılmadan, ihracatları­nın yüzde 20-30’u kadar ham­maddeyi gümrüksüz alabilsin” dedi. KOBİ’lerin yanı sıra üre­timin yüzde 39.5’ini gerçekleş­tiren orta ve büyük ölçekli işlet­meleri (OBİ) destekleyecek yeni bir yapı oluşturulması gerekti­ğini belirten Narbay, “KOSGEB benzeri bir oluşum olan büyük iş­letmeleri geliştirme müdürlüğü yani BOSGEB kurulması gereki­yor” dedi. 3 yılda kaybedilen 349 bin 431 kişilik istihdamın yüzde 42.2’sinin 250 kişi ve üzeri çalı­şanı bulan işletmelerden kaybe­dildiğini açıklayan Narbay, şöy­le devam etti: “Bizdeki sıkıntılar­dan bir tanesi çok parçalı olmak. Ölçekler çok küçük. Yani o ara­daki 50-250 arasındaki büyüklü­ğe sahip işletmelerin sıkıntıları da gitgide büyüyor ve onların di­renme şansı da yok. Bu kesimdeki yıkım, küçükleri de yıkar. Çünkü işi büyük firma alıyor, küçüğe ve­riyor. Onun için 3 bin 500 TL çok önemli. Bunun 3 yıla uzatılması lazım. 3 yıl ayakta kalırsak sek­törün geleceğin­den çok umutluyum.”

Hazır giyimin 25.9 mil­yar dolarlık üretim gücü ve 14 milyar dolarlık dış ticaret fazla­sıyla yurt içinde yüzde 80’lik kat­ma değer yarattığını kaydeden Narbay, döviz dönüşüm destek­lerinde de düzenleme talep etti. Mevcut uygulamayı “haksız” ola­rak nitelendiren Narbay, “Yüzde 80-90 ithalata bağımlı olan sek­tör de bizim gibi ithalatı yüzde 20, yarattığı katma değer yüzde 80 olan sektörlere de yüzde 3 dö­viz dönüşüm desteği var. Bu oran­ların yaratılan katma değere gö­re yeniden düzenlenmesi gereki­yor” diye konuştu.

“2026 YILININ ADI, OYUNDA KALMAK”

Dünya ticaretindeki büyüme­nin aksine Türk hazır giyim sek­törünün daraldığını yineleyen Narbay, bu nedenle gelecek yı­lı ‘stabilizasyon’ süreci olarak planladıklarını aktardı. “Bizim için 2026’nın adı oyunda kalmak” diyen Narbay, şöyle devam etti:

“Oyunda kalırsak 2027’den son­ra başka fırsatlar doğan. Dünya ti­careti 2028’de zirvesine gelecek. Bu da payımız küçülse de pasta­dan daha büyük parça alacağımız yani ciromuz büyüyeceği anlamı­na geliyor. Onun için 2026’da sta­bilizasyonu sağlamamız lazım. Orta vadede dönüşüm destekle­riyle firmaları 2026’dan itibaren hazırlayalım. Aynı zamanda dö­nüşüme de başlayalım. Türkiye markası oluşturalım. Çünkü sen nitelikli tedarik de yapsan, marka da yapsan, altta bir kaldıraçlama yoksa, hiçbir şey yapamıyorsun. Bunun için de ya marka yaratma­lıyız ya da yurt dışından marka al­malıyız. Ama bu tek firmanın ya­pabileceği bir iş değil, o nedenle konsorsiyum oluşturulmalı.”

HAZIR GİYİM SANAYİ İÇİN FIRSAT VE TEHDİTLER

Zayıf yönleri

- Yüksek hammadde, hammadde üzerindeki vergi yükü, iş gücü, işletme ve finansman maliyetleri yüksekliği

- Fiyatlamada üst sınıra yakın bir seviyeye geldi, hareket alanı önemli ölçüde azaldı

- Kapanan işletmeler ve azalan siparişlerle ölçek avantajını kaybetmeye başladı

Güçlü yönleri

- 50 yıllık ihracat deneyimi, yetişmiş ve deneyimli iş gücü

- En büyük dikey entegrasyona sahip 2. büyük tedarik zinciri

- Ana pazara yakınlığı

- Firmaların tasarım ve inovasyon kapasitesi

- Firmaların esneklik ve hızı

ÖNÜNDEKİ FIRSATLAR

- Çin-ABD gerilimi ve tedarik zincirlerinin yeni yön arayışı

- AB Yeşil Mutabakatı ve yakından tedarik eğiliminin artması

-E-ticaretin hızla yükselmesi, düşük adetli üretim, esneklik ve çeviklik

- Adil ve etik ticaretin, sürdürülebilir moda anlayışının ve şeffaflığın rekabetçiliğin yeni unsuru olması

ÖNÜNDEKİ TEHDİTLER

- Çin’in ABD’den kaybettiği pazar kaybını AB ile telafi etmek için uyguladığı agresif fiyatlama

- AB’nin Hindistan, Filipinler gibi ülkeler ile yaptığı sürdürmekte olduğu STA’lar

- Kuzey Afrika’da oluşmaya başlayan üretim havzası

-Düşük karlılık/zarar nedeniyle firmaların son 3 yıldır firmaların eski teknolojide kalması

Stabilizasyon için hazır giyim sanayicisinin acil talepleri

FİNANSMAN:

- Politika faizi, parasal hareketlilikten bağımsız belirlenmeli ve faiz tahsilatı sonunda yapılmalı.

- Bozulan bilançolar nedeniyle, Eximbank’a verilecek teminat mektuplarına Reeskont kullanımıyla yüzde 75 oranında KGF desteği sağlanmalı.

-Eriyen işletme sermayesi ihtiyaçları, referans faizi yabancı paraya endeksli, değişken faizli ve uzun vadeli kredilerle tamamlanmalı.

- Eximbank ihracat destekleri, toplam ihracat değerinin yüzde 16’sına çıkarılmalı.

KUR DÖNÜŞÜMÜ:

- İhracatçılara, sektörel olarak net ihracatları kadar yüzde 10’a kadar döviz dönüşüm desteği verilmeli.

İŞ GÜCÜ:

- Emek yoğun sektörlerde çalışanlar için 2026- 2028 dönemi boyunca sektörel stabilizasyon ve dönüşümü sağlamak amacıyla 3 bin 500 TL destek verilmeli. Bu destek bölgelere göre artırılmalı.

- Tecrübeli işgücünün istihdamda kalıcılığını sağlamak için, emekli çalışanların SGK primi işverene ait olmak üzere kayıt dışılığı önleyici destekler verilmeli.

- İş gücüne yeni katılan kadınların SGK primleri 3 yıl boyunca alınmamalı.

- 2026 için Kısa Çalışma Ödeneği yeniden devreye alınmalı.

- Kadınların iş gücüne katılımını artırmak için ihtiyaca uygun kreşler yapılmalı.

DİĞER DÜZENLEMELER:

- Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum için sanayicilerin yapacağı GES yatırımlarında ruhsat alımına yönelik sorunlar çözülmeli.

- İşletmelerin ölçeklerini büyütmelerini sağlayacak yeni teşvik mekanizmaları oluşturulmalı ve BOSGEB kurulmalı.

- Online kanallardan çevre ülkelere yapılan mikro ihracatta KDV iade süreçleri kolaylaştırılmalı; gümrükleme, nakliye maliyetlerini düşürecek düzenlemeler yapılmalı.

-Hammadde ithalatına getirilen vergiler kaldırılmalı ve DİR prosedürleri kolaylaştırılmalı.

HAZIR GİYİM SEKTÖRÜNDE MEVCUT DURUM ANALİZİ

- 2023 yılında Türk hazır giyim sektörü, dünya hazır giyim sektörüne paralel bir daralma yaşadı

- 2024 yılında dünya hazır giyim ihracatı yüzde 1.9 artarken Türk hazır giyim ihracatı yüzde 6.4 daraldı

-2025 yılında dünya hazır giyim ihracatı yüzde 5.8 arttı, Türkiye hazır giyim ihracatı yüzde 6.9 azaldı (11 aylık)

- 2024 yılında rekabetçilik kaybının toplam kayba oranı yüzde 66

- 2025 yılının ilk 11 ayında rekabetçilik kaybının toplam kayba oranı yüzde 82

- 2010-2022 yılları arasında dünya hazır giyiminden yüzde 3.67 pay alan Türkiye, Haziran 2025 itibariyle yüzde 2.96’ya geriledi.

- 2024 yılında 3 milyar 957 milyon dolara ulaşan hazır giyim ithalatı, 2025’in ilk altı ayında yüzde 24.3 arttı. 2025 sonunda 4.5-5 milyar dolar ithalat bekleniyor.

- Aralık 2022-Eylül 2025 arasında 349 bin 431 kişilik istihdam kaybı yaşandı. 2025 sonunda kaybın 380 bin kişiye ulaşacağı tahmin ediliyor.

- Kaybedilen istihdamın yüzde 72’si 1. Bölge’den. 6. Bölge istihdamı ise yüzde 3.4 arttı.

- Türkiye hazır giyim sektörü, Mısır, Fas ve Tunus’a göre yüzde 45.8, Uzakdoğu’ya göre yüzde 61.5 daha pahalı hale geldi.

patronlardunyasi.com