Patronlar


Galatasaray Lisesi"nin 525, Galatasaray Eğitim Vakfı"nın 25"inci kuruluş yıl dönümü dolayısıyla dün Galatasaray Lisesi"nde yapılan tören, Türkiye"nin en büyük aşkına sahne oldu. 50"nci mezuniyet yılını dolduranlara madalya ve berat verilen törende, 12 Edebiyat B sınıfından mezun olan Galatasaray Eğitim Vakfı Başkanı ve Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi İnan Kıraç da sahnedeydi. Eşine olan sevgisini her fırsatta dile getiren Suna Kıraç, hastalığına rağmen İnan Bey"i bu mutlu gününde yalnız bırakmadı.

Louvre Müzesi"ni gece yarısı açtırdı
Suna Kıraç, 8 yıldır ALS hastalığıyla mücadele ediyor. En büyük destekçisi ise eşi İnan Kıraç ve kızı İpek. Öyle ki İnan Bey eşinin mutlu olması için elinden geleni ardına koymuyor. İşte Kıraç çiftinin verdiği mücadelenin anlatıldığı "Suna"nın gözleri" belgeselinden sadece iki örnek: İnan Kıraç, Suna Hanım"ı gecenin bir yarısı Paris"teki Louvre Müzesi"ne götürüyor. Müze yönetimine yüklü bir bağış yaparak Suna Hanım için kapıları açtırıyor.

Suna Hanım"ın en büyük tutkusu güney sahillerinin mavi sularında yüzmek. Hastalığının ardından her yaz İnan Kıraç, Suna Hanım"ı denize girmesi için Antalya"ya götürüyor...

"Dansı reddettim kös kös oturdu"Suna Kıraç, "Ömrümden uzun ideallerim var" kitabının "İnan"çlı yaşam" bölümünde 39 yıllık hayat arkadaşıyla tanıştığı günü şöyle anlatıyor: “İnan (Kıraç) Ankara"da yaşıyordu. İlk karşılaşmamızda Ankara Palas"ta yemeğe çıkmıştık. İnan beni dansa kaldırmak istedi. "Ben dans etmem" yanıtını verince kös kös yerine oturdu. Aradan zaman geçti İnan Londra"ya yerleşti. Koç Grubu Otoyol"u satın alınca Genel Müdür olarak geri döndü.”

Gözleriyle konuşuyor
Suna Kıraç, Rıdvan Akar"ın kaleme aldığı “Ömrümden Uzun İdeallerim Var” adlı kitabında çocukluğunu, evliliğini, kızı İpek"i evlat edinmesini, iş yaşamını, hastalığını ve hayallerini anlattı. Kitabın “Bir direniş öyküsü” adlı bölümünde ise yakalandığı hastalıkla mücadelesini okuyucularla şöyle paylaşıyor: 1998 yılının Şubat ayında teşhis kondu ve Houston Methodist Hospital Neurology Bölümü"nün başındaki isim Prof. Dr. Y. Harati “Hastalığınız ne yazık ki ALS” dedi. Kıraçlar yaşamlarının en büyük şokunu yaşadı.

ALS motor nöron adıyla anılan bir hastalık. Merkezi sinir sisteminde "medulla spiralis" ve "beyin sapı" adı verilen bölgede motor hücrelerin kaybı nedeniyle ortaya çıkıyor. Yaşamsal öneme sahip bu hücrelerin kaybı kaslarda zaaf ve erimeye yol açıyor. İleri devrelerinde solunum yetersizliği ortaya çıkıyor. Solunum cihazı olmadan hasta nefes alıp veremez hale geliyor. En çarpıcı noktalardan biri ise şu: Hastanın zihinsel fonksiyonları ve belleği hiç bozulmuyor.

BENİ MAKİNEYE BAĞLATMA
Hastalık serseri bir mayın gibi vücudunda dolaşıyordu. Nereyi, ne zaman ve nasıl tahrip edeceği bilinmezdi. Suna Kıraç hiç kimseye külfet ve muhtaç olmak istemiyordu. Tarihi konuşmayı İnan Kıraç şöyle anlatıyor: Hastalığı koyup anladıktan sonra Suna dedi ki, “İnan bunun sonu makine ama ben makineli bir hayat istemiyorum. Ölümü öp beni makineye bağlatma.” Ancak Suna Hanım"ı makineye bağlanmaya 4 aylıkken evlat edindikleri kızları İpek ikna etti. Suna Hanım uzun süredir gözleriyle konuşuyor. Karşısına koyu renklerle yazılmış 29 harften oluşan alfabe konuluyor. Hemşireler tek tek harfleri gösteriyor. Suna Kıraç kirpiklerini kırpıştırdığında ilgili harf yazılıyor. Kelimeler tek tek bulunarak cümle oluşturuluyor.

Vatan