Burçin UYSAL
ABtalks adlı Youtube programına katılan Hande Erçel programda hem geçmişte yaşadığı zorlukları hem de bugün geldiği içsel dönüşüm yolculuğunu anlattı.
Annesinin vefatından sosyal medya baskısına, affedemediklerinden, aşk anlayışına kadar birçok konuda açıklamalarda bulunan Erçel, “Yorgunum ama hâlâ yeni çiçekler açmaya hazırım” dedi.
#video_9698422#
İşte Hande Erçel’in Youtube röportajında öne çıkanlar:
Programın başında içtenlikle konuşmakta zorlandığını söyleyen Erçel, kendi kimliğine dair sorular karşısında şunları söyledi:
“Ben kimim bilmiyorum… Bir zamanlar kim olduğumu çok iyi biliyordum. Ama sonra beni ben yapan birçok şeyi kaybettim. Şimdi yeniden kendimi bulmaya çalışıyorum.”
Hande Erçel, yıllardır halkın gözünün önünde olmanın kendisini nasıl şekillendirdiğini de samimi bir dille anlattı.
“ANNEMİN SESİ HÂLÂ KULAKLARIMDA”
Röportajın en etkileyici bölümü, Hande Erçel’in annesi Aylin Erçel’i anlattığı anlar oldu. Genç yaşta annesini kaybeden oyuncu, kaybın derin etkisini şu sözlerle ifade etti:
“Bir site içinde büyüdük. Akşamları annem camdan seslenirdi: ‘Hande, Gamze! Eve gelin!’... O ses hâlâ kulaklarımda. Annemin varlığını hissetmek çocukluğumun en güzel anıydı.”
Annesinin kaybını anlatırken gözyaşlarını tutmakta zorlanan Erçel, şunları ekledi:
“Başa çıkabildim mi bilmiyorum. Bu, yüzmeyi öğrendiğiniz bir deniz. Ve ben hâlâ o denizdeyim… Onunla yeniden kavuşacağım güne kadar yüzüyorum.”
“HİÇ KİMSEYE DEĞERSİZ HİSSETTİRMEMEYE ÇALIŞIRIM”
Hayatında “değer vermek” kavramının çok özel bir yere sahip olduğunu vurgulayan Erçel, geçmişte kimseye kendini değersiz hissettirmemek için özel bir çaba gösterdiğini belirtti:
“Ben çocukken böyle bir duygu yaşamadım. Ama sonra hayat bana değersiz hissettirdi. O yüzden artık çevremdeki kimseye bu duyguyu yaşatmak istemem.”
“BAŞARI, BAŞKALARININ DEĞİL, SENİN GÖZÜNDEN ANLAM KAZANIR”
Güzelliğiyle sık sık gündem olan oyuncu, başarının fiziksel görünüme indirgenmesinden rahatsız olduğunu söyledi:
“Güzelsin ama bu başarıyı getirmez. Başarı, senin hayallerine ne kadar yaklaştığınla ilgilidir. İnsanların sadece dış görünüşe bakması yıpratıcı.”
Erçel, sanatla bağ kurduğunu da anlatarak ileride bir sergi açma hayalinden söz etti:
“Yıllardır çizim yapıyorum. Ama insanlar ‘Bu bir Hande Erçel eseri’ diyene kadar bekleyeceğim.”
“HAYAT HER GÜN FARKLI... BUGÜN İYİYSEM, YARIN DA ÖYLE OLACAĞIM DİYEMEM”
Kaybın insan üzerindeki etkisini borsaya benzeten Erçel, acıyla başa çıkmanın zamanla mümkün olmadığını ama onunla yaşamayı öğrendiğini ifade etti:
“Bugün iyiyim diye yarın da iyi olacağım diye bir şey yok. O yüzden her günü kendi duygusu içinde yaşamak gerekiyor.”
Röportaj boyunca konuşmaktan çok hissetmeyi tercih ettiğini hissettiren Erçel, artık hayallerini gerçekleştirmeden paylaşmamaya karar verdiğini söyledi:
“Konuştuğumda, bir şeyin olmayacağına inanmaya başladım. Enerjisini tükettiğimi hissediyorum. O yüzden artık sessiz kalmayı seçiyorum.”
Mavi’nin henüz iki buçuk yaşındayken kanserle mücadele ettiğini hatırlatan Erçel, “Annemin vefatından sonra bir umut olmuştu bizim için. Ama sonra bir şok daha yaşadık. Çok şükür şimdi iyi” dedi. Mavi’nin sağlık durumunun iyi olduğunu ve onun çok neşeli, hayat dolu bir çocuk olduğunu dile getiren oyuncu, “Hayatının geri kalanında dikkat etmemiz gereken şeyler var ama şu an çok iyiyiz” ifadelerini kullandı.
“KORKULAR HAYATIN DOĞAL BİR PARÇASI AMA DENGEDE OLMALI”
Programda çocuk sahibi olma konusundaki düşüncelerini de paylaşan Hande Erçel, bu fikrin kendisini korkuttuğunu itiraf etti: “Korkutucu ama istemediğimi de söyleyemem. Annemle, kardeşimle, Mavi’yle güçlü bağlarım var. Kendi kanımdan biriyle de o bağı kurmak istiyorum.”
Sunucu Anas Bukhash'ın "biraz korkunun iyi bir şey olabileceği" yönündeki yorumuna katılan Erçel, genetik testler ve sağlık kontrolleri gibi konularda da bilinçli hareket ettiklerini söyledi. “Mavi için test yaptık, genetik kaynaklı değildi. Çok talihsiz bir durumdu ama yaşadık ve öğrendik” dedi.
“DÜŞTÜKTEN SONRA KALKABİLMEK, HAYATIN KENDİSİ”
Hande Erçel, hayatın sürekli bir problem çözme süreci olduğunu vurguladı: “Hayat seni tekrar tekrar yere serecek ama düşüp kalkabildiğin sürece devam edebilirsin. Belki de düşmek gerekiyor. Belki de o an yerde biraz kalmalısın.”
Erçel, yaşadıkları zor süreçlere rağmen adapte olduklarını ve yollarına devam ettiklerini belirtti. “Mavi’nin yaşadıkları bile bir uyum süreciydi. İnsan uyum sağlamalı ve bir sonraki zorluğa hazırlanmalı” dedi.
“AŞK BENİM İÇİN KALBİ BÜYÜTEN BİR ŞEY”
Aşkın hayatındaki yerini “en yüce duygu” olarak tanımlayan Erçel, duygularını şu sözlerle ifade etti:
“Ben derin aşık biriyim. Mavi’ye de, köpeklerime de, partnerime de aşığım. Aşk kalbimi dolduran bir şey. Diğer tüm duygulardan daha büyük.”
Erçel, aşkın kendisini en çok tatmin eden, en çok besleyen duygu olduğunu belirtti.
“ŞÖHRET SENİ KENDİNLE YÜZLEŞTİRİYOR”
Şöhretin hayatına etkileri üzerine de konuşan Hande Erçel, kendini yeniden tanıma sürecinden bahsetti:
“Şöhret sana kendine tekrar bakma şansı veriyor. Artık herkes seni her yerde görebiliyor. İçine dönüp ‘Nerede kaldım, kendimi nerede bıraktım?’ diye sormalısın. Kendinle yeniden bağ kurmalısın.”
Aynı zamanda her zaman nazik ve saygılı olmaya çalıştığını da belirten oyuncu, “30 kişiyle fotoğraf çekilmek istediğinde, içten içe ne kadar yorgun olsam da onlara saygı göstermek zorundayım” dedi.
“BAZI ŞEYLER KRİSTALDİR VE DÜŞERSE KIRILIR”
Hande Erçel’in programdaki en dikkat çekici metaforlarından biri de, hayatı “hokkabazlık” oyununa benzettiği an oldu:
“Hepimiz hayatımızda birçok top çeviriyoruz. Aile, iş, sağlık, köpekler… Bazı toplar düşse de sorun olmaz. Ama bazıları kristaldir. Aile gibi, partnerin gibi, yalnız zaman gibi. Onları düşürürsen kırılırsın. Bunları asla ihmal edemezsin.”
“KENDİNİ SEVERSEN, İNSANLAR DA SENİ SEVER”
Programın sonunda, Hande Erçel’in içsel farkındalıkla ilgili yaptığı şu açıklama dikkat çekti:
“Kendimi sevdiğimde, insanların da beni sevmeye başladığını fark ettim. Eğer kendime şefkat gösterirsem, sen de bana öyle davranırsın. Her insan bir diğerinin yansımasıdır.”
Erçel, dış dünyanın aslında içsel halimizin bir yansıması olduğunu düşündüğünü ifade etti ve kendine duyduğu sevginin, başkalarıyla olan ilişkilerini nasıl etkilediğini anlattı.
“EĞER DEĞİŞTİĞİNİ FARK EDERSEN ARTIK AYNI KİŞİYİ SEÇMEZSİN”
Kendini geçmişteki “eski versiyonlarıyla” karşılaştıran Erçel, kişisel gelişiminin dönüm noktalarını şöyle anlattı:
“Birini beş yıl önce seçtiysen, aslında o dönemdeki halin seçmiştir. Bugünkü senin değil. Aynı hataları yapmaya devam ediyorsan, değişmemişsindir. Ama artık aynı elmayı seçmediğimi fark ettim.”
“BEN ARTIK TESADÜFLERE İNANMIYORUM”
Program boyunca “tesadüflere” inanmadığını yineleyen Erçel, enerjilerin hayatındaki yönlendirici etkisini vurguladı. “Bugün burada olmamız bile bir seçim. Enerjimin daha huzurlu olduğunu hissediyorum. Bu, annemin ardından kendimle geçirdiğim zamanın etkisi.”
“HAYAT BANA BORÇLU GİBİ HİSSEDİYORUM AMA 30’LARIMI SEVİYORUM”
Yaş sorusuna karşılık verdiği samimi yanıtla da dikkat çeken Erçel, “Kendimi 24 gibi hissetmek istesem de 30’lu yaşlarımı seviyorum. Hayat bana borçlu gibi geliyor ama minnettarım” dedi.
“AŞK, YOL BOYUNCA KARAR VERDİĞİN BİR ŞEYDİR”
İlk görüşte aşka inanıp inanmadığı sorusuna ise temkinli bir yanıt verdi:
“Çekim başka bir şeydir. Aşk için saygı, güven gerekir. Süpermarkette birini görüp ‘Sana güveniyorum’ diyemezsin. Ama ilk görüşte aşık olabilirsin. Bu bir yolculuk.”
“SANIRIM BEN DENİZ OLMAYI SEÇERDİM”
En sevdiği rengin “mavi” olduğunu söyleyen Erçel, bu tercihin derin anlamını şu sözlerle anlattı:
“Mavi bana huzur veriyor. Annemi hatırlatıyor. Özgürlüğü çağrıştırıyor. Balık olmayı tercih ederdim sanırım. Deniz, sınırsız ve hâlâ keşfedilmemiş bir dünya gibi.”
“KÖPEKLER GİBİ SAF VE BİLGE RUHLARA İNANIYORUM”
Hayvanlarla kurduğu duygusal bağa da değinen oyuncu, köpeklerin ruhunu şöyle tanımladı:
“Sanki bu dünyaya her şeyi bilerek gelmişler. Seni sadece bakışla anlayabilirler. Biz insanlar bazen çok yavaş anlıyoruz.”
“HAYATIMDA İLK KEZ TEK BAŞIMA YAPTIĞIM GEZİ BENİ GÜÇLENDİRDİ”
Hayatındaki en güçlü anlardan birinin, tek başına yaptığı ilk seyahat olduğunu paylaşan Erçel, “O seyahat, kendi kazandığım parayla, yalnızca kendimle çıktığım bir yolculuktu. Benim için büyük bir adımdı” dedi.
“BENİ TANIMAYAN İNSANLAR ÇOK ACIMASIZDI”
Sosyal medyada uğradığı siber zorbalığa da değinen Hande Erçel, özellikle gençlik döneminde yaşadığı travmaları şu sözlerle anlattı:
“‘Bazlama’ gibi yorumlar yapılıyordu. Oyunculuğum, bedenim, çevrem her şey yargılandı. Henüz 20 yaşındaydım. Çok gençtim. Bunları asla affedemem.”
“KÖPEKBALIĞI DURURSA ÖLÜR. BEN DE HEP DEVAM ETTİM”
“Devam et” tavsiyesini hayatının mottona dönüştürdüğünü söyleyen Erçel, “Bana her zaman ‘devam et’ dediler. Ben de hep devam ettim. Çünkü durursan düşmeye başlarsın” dedi.
“ANNEMİ HASTANEDE SEZEN AKSU DİNLERKEN HATIRLIYORUM”
Annesiyle geçirdiği son anıları anlatırken duygulanan Erçel, hastanedeki son buluşmalarını şöyle anlattı:
“Sezen Aksu’nun bir şarkısını açtım. O sırada başını çevirip bana baktı. Sessizce birlikte dinledik. Bu anıyı hep saklıyorum.”
“BUGÜN KALBİM NE DERDİ BİLİYOR MUSUN?”
Röportajın sonunda Hande Erçel’e “Kalbin dışarıda olsa, sana ne derdi?” sorusu soruldu. Yanıtı, tüm bu anlatının özeti gibiydi:
“Yorgunum ama hâlâ yeni odalar açmaya, yeni çiçeklerle açmaya hazırım.”
patronlardunyasi.com