Sağlık


Milliyet'ten Didem Seymen'in haberine göre kışın denize girmek artık yalnızca Kuzey Avrupa’ya, Rusya’ya özgü değil. İstanbul’da Bebek-Emirgan hattı ve Sarayburnu’nda her gün kadınlı erkekli gruplar soğuk suda yüzüyor. Ancak uzmanlara göre, “sağlıklı yaşam” trendi olarak sunulan soğuk suda yüzme modası, herkes için uygun değil. Soğuk suyun ani şok etkisi, kalp ve sinir sistemi üzerinde risk yaratabiliyor.

‘SOĞUK ŞOK İLK DAKİKALARDA BAŞLIYOR’

Prof. Dr. Davran Çiçek (Medicana Ataköy Hastanesi):

“Soğuk suya ani girişte ortaya çıkan cold shock (soğuk şoku) tepkisi özellikle ilk 13 dakika içinde gelişiyor. Ani soğuk, sempatik sinir sistemini hızla aktive ediyor. Bunun sonucunda adrenalin ve noradrenalin salınımı artıyor, damarlar daralıyor, kalp hızı ve tansiyon yükseliyor. Kalp atım hızı saniyeler içinde yüzde 50’ye kadar artabiliyor. Bu durum kalbin yükünü ciddi biçimde artırıyor. Soğukta vücut, kanı hayati organlara yönlendirmek için damarları daraltır. Bu da kalbin daha yüksek basınca karşı çalışmasına ve oksijen ihtiyacının artmasına yol açar. Bu nedenle özellikle kalp hastalığı olanlarda ritim bozukluğu, koroner damar spazmları ve ani kardiyak durmaları görülebilir.”

‘TANSİYONU YÜKSELTEBİLİYOR’

Dr. Öğretim Üyesi Doğaç Okşen (Medical Park Bahçelievler Hastanesi):

“Düzenli soğuk suya girenler kendilerini daha iyi hissettiklerini söylüyor. Kısa süreli ve kontrollü soğuk suda olmak, endorfin ve norepinefrin salınımını artırarak ruh hâlinde iyileşme sağlayabiliyor. Ancak bu etkiler kişisel deneyimlere dayanıyor. Soğuk suyun bağışıklığı kalıcı olarak güçlendirdiğine dair güçlü bilimsel kanıtlar yok. Asıl risk, ani ve çok soğuk suya girişte oluyor. 10 - 12 derecenin altındaki sularda kalp hızı ve tansiyon hızla yükseliyor, ritim bozukluğu ve kalp krizi riski artıyor. Koroner arter hastalığı, hipertansiyon, kalp yetmezliği ve ritim bozukluğu olanlar için soğuk denize girmek ciddi risk taşıyor. Sağlıklı bireyler bile yavaş yavaş suya girip kısa süre kalmalı ve suya yalnız girmemeli.”

‘HASTALIĞI OLAN KİŞİLERİ BAYILTABİLİR’

Dr. Öğretim Üyesi Emir Ruşen (Medical Park Bahçelievler Hastanesi):

"Soğuk suya girmek, norepinefrin artışı sayesinde zihinsel uyanıklığı ve dikkati artırabiliyor; endorfin ve dopamin salınımı ile ruh hâlinde iyileşme sağlayabiliyor. Düzenli uygulandığında otonom sinir sistemi üzerinde olumlu etkiler görülebiliyor; stres anında kalp ve solunum kontrolü daha dengeli hale gelebiliyor. Migreni olan bazı kişilerde ataklar hafifleyebiliyor. Ancak bunlar herkes için geçerli değil. Parkinson, diyabetik nöropati, otonom sinir sistemi bozuklukları, POTS ve epilepsi riski olan bireylerde ani soğuk, kalp ritmini ve solunumu bozabilir, bayılma ve nöbet riskini artırabilir. Soğuk su,  nörolojik ağrıları ve el-ayaklarda damar spazmlarını tetikleyebilir.”

patronlardunyasi.com