Doç. Dr. Özmen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Balıkesir'in Sındırgı ilçesindeki deprem hareketliliğini değerlendirdi.
10 Ağustos ve 27 Ekim'de meydana gelen, her biri 6,1 büyüklüğündeki iki depremin ardından bölgede çok sayıda artçı sarsıntı yaşandığını belirten Özmen, "Bir bölgede art arda benzer büyüklükte depremler kısa zaman aralığında meydana gelince bunları 'deprem fırtınası' olarak adlandırıyoruz. Sındırgı'daki bu iki büyük depremi ise aynı zamanda 'ikiz deprem' olarak nitelendirmek gerekir." diye konuştu. Sadece bir ilçede yaşanan bu depremlerin dikkat çekici olduğunu ve bilim camiası tarafından yakından izlendiğini dile getiren Özmen, Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü ile AFAD'ın bölgede kapsamlı saha çalışmaları yürüttüğünü söyledi.
Bu kadar kısa sürede bu büyüklükte depremlerin yaşanmasının Türkiye'de oldukça nadir görülen bir durum olduğunun altını çizen Özmen, şunları kaydetti:
"Yapılan incelemelerde, bölgede hem tektonik hareketlere hem de magma sokulumlarına bağlı bir gerilim artışı tespit edildi. Bu nedenle hibrit özellikler gösteren bir deprem süreci yaşandığı değerlendiriliyor. Bölgede yalnızca üç ayda 15 bini aşkın deprem meydana geldi. Türkiye'nin genel deprem aktivitesine baktığımızda yılda ortalama 25 bin deprem kaydediliyor. Sındırgı bölgesinde ise yalnızca üç ayda bu ortalamanın yüzde 60'ına yakını gerçekleşti."
Özmen, 6,1 büyüklüğündeki depremlerde yüzeyde belirgin bir kırık izi görülmemekle birlikte, yerin altında ilk depremde yaklaşık 15 kilometre, ikinci depremde de benzer uzunlukta olmak üzere toplamda yaklaşık 30 kilometrelik bir kırılmanın meydana geldiğini, bu süreçte yer yer 5-10 santimetrelik çökmelerin de oluşmuş olabileceğine dikkati çekti.
"ARTÇI ŞOKLAR DEVAM EDEBİLİR"
Sındırgı'daki depremlerin "Simav Fay Zonu" üzerinde meydana geldiğini, bölgenin tarihsel olarak yüksek deprem riski taşıdığını aktaran Özmen, Simav Fayı'nın 7 büyüklüğüne ulaşabilecek bir deprem üretme potansiyeli olduğunu belirtti.
Özmen, Sındırgı'da yaşanan afetin ardından bölge için "Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi" ilanı yapıldığını hatırlatarak, "Bu karar, afet sonrası kira yardımı, geçici barınma, yıkım ve yardım çalışmalarının hızlı yürütülmesini sağlar. Valilik, AFAD ve ilgili bakanlıkların yetkilerini etkin şekilde kullanabilmeleri açısından bu karar çok önemlidir." dedi. Sındırgı halkının aylardır süren sarsıntılar karşısında büyük bir psikolojik baskı altında olduğunu dile getiren Özmen, vatandaşlara şu uyarılarda bulundu:
"Bu süreçte sakin kalmak çok önemli. Artçı şoklar devam edebilir. Hasarlı binalara kesinlikle girilmemeli, yakınlarında da bulunulmamalı. Ayrıca bölgedeki gelişmeleri yalnızca Balıkesir Valiliği, AFAD veya İçişleri Bakanlığı gibi resmi kanallardan takip etmek gerekir. Yapısı henüz incelenmemiş olan vatandaşlarımız da mutlaka hasar tespit başvurusunda bulunmalıdır."
patronlardunyasi.com