Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer haftalık olağan görüşme için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı Çankaya Köşkü'nde kabul etti. Görüşme yaklaşık 40 dakika sürdü.
Başbakan Erdoğan, haftalık olağan görüşme için Cumhurbaşkanlığı Köşk'üne saat 15.30'da giriş yaptı. Sezer ve Erdoğan arasındaki iki haftadır yapılamayan olağan görüşme yaklaşık 40 dakika sürdü. Görüşmenin ardından Başbakan Erdoğan, Başbakanlık Resmi Konutu'na geçti.
Sezer'den "yabancıların Türkiye'de çalışmasına" kısmi veto
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 5665 sayılı "Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun"u TBMM'ye kısmen iade etti.
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre, Sezer, yasanın 7. ve 8. maddelerinin bir kez daha görüşülmesini istedi.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 5665 sayılı "Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun"u iade gerekçesinde, düzenlemenin, yabancı uyruklu kişilerin Türkiye sınırları içinde çalıştırılmasında, Türk uyruklu olanlara göre ayrıcalıklı kurallar getirdiğini belirtti.
Gerekçeden
Cumhurbaşkanı Sezer, Yasa'nın 7. maddesiyle değişik, 27.02.2003 günlü, 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Yasa'nın 12. maddesinde, mesleki hizmetler kapsamında görev yapacak yabancılara, akademik ve mesleki yeterlilik ile ilgili işlemleri bitirilinceye kadar, ilgili kurallar saklı kalmak koşuluyla ve bir yılı geçmemek üzere ön izin verilebileceğinin belirtildiğini anımsattı.
Sezer, 4817 sayılı Yasa'nın, 4. maddesinde, Türkiye'nin taraf olduğu ikili ya da çok yanlı sözleşmelerde tersi öngörülmedikçe, yabancıların, Türkiye'de bağımlı ya da bağımsız çalışmaya başlamadan önce izin almaları koşulunun getirildiğini, 13. maddesinin birinci fıkrasında da yabancılara, bu Yasa'yla getirilen koşullara bağlı olarak çalışabilecekleri meslek, sanat ya da işlerle ilgili çalışma izinlerinin, ilgili kurum ve kuruluşların, mesleki yeterlilik dahil görüşleri alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca verileceğinin belirtildiğini kaydetti.
Sezer, yapılan düzenlemede, 4817 sayılı Yasa'nın 13. maddesine bir ayrıklık getirilerek, mesleklerini Türkiye'de yürütecek yabancı uyrukluların, yeterli akademik eğitime ve mesleki yeterliliğe sahip olduklarının belirlenmesine kadar, 1 yıl süre ile sınırlı da olsa, ön izinle Türkiye'de çalışmalarına olanak tanındığını belirtti.
Kimi meslek sahibi yabancı uyrukluların, mesleklerini Türkiye'de yürütmelerinin yasalarla engellendiğini kaydeden Sezer, doktorlar ve avukatların bu kümeyi oluşturduklarını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Sezer, Türkiye'de mesleklerini uygulamalarında yasal engel bulunmayanlardan en geniş kümeyi mühendis, mimar ve şehir plancılarının oluşturduğunu, bu nedenle, 5665 sayılı Yasa'nın mühendis, mimar ve şehir plancıları kümesi örnek alınarak incelenmesinde yarar gördüğünü kaydetti.
Sezer, 3458 sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Yasa'nın 1. maddesinde, "Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde mühendis ya da mimar unvan ve yetkisiyle çalışmak isteyenlerde aranacak belgeler arasında, programlarının, yüksek mühendis ya da yüksek mimar okulu programlarına denk olduğu kabul edilen yabancı bir yüksek mühendis ya da yüksek mimar okulundan, Türk Teknik Okulu mühendislik programlarına denk olduğu kabul edilen yabancı bir mühendis ya da mimar okulundan diploma almış olanlara, yöntemine uygun biçimde verilecek ruhsatnamelerin" de sayıldığını anlattı.
3458 sayılı Yasa'nın 7. maddesinde de 1. maddede belirtilen diploma ve ruhsatlardan birine sahip olmayanların Türkiye'de mühendis ya da mimar unvanı ile çalışamayacakları ve imza atamayacaklarının öngörüldüğüne dikkati çeken Sezer, mühendis, mimar ve şehir plancısı gibi unvanların, akademik eğitim-öğretimle kazanılan unvanlar olduğunu vurguladı. Sezer, "Bu nedenle, akademik yeterliliğin, devletin bu alanda görevlendirdiği ve yetkilendirdiği bir akademik kurulca saptanması gerekmektedir" dedi.
Sezer, nitekim günümüzde, yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından alınan ön lisans, lisans ve lisans üstü diplomaların denkliğinin belirlenmesi görev ve yetkisinin, Yükseköğretim Kuruluna verildiğini belirtti.
6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yasası'nın konuya ilişkin düzenlemelerini anımsatan Sezer, şöyle devam etti:
"3458 ve 6235 sayılı yasalarda, yurt dışında lisans eğitimi almış olanların Türkiye'de mesleki etkinlikte bulunabilmeleri 'denklik belgesi' alma ve ilgili oda ile ilişkilendirme koşuluna bağlanmıştır. Bu yasalar uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olanlar ya da olmayanlar ayırımı yapılmadan, yabancı ülkelerde lisans eğitimi alanların Türkiye'de mühendis, mimar ya da şehir plancısı olarak çalışabilmesi için önce diploma denkliğini ve unvanını kanıtlaması gerekmektedir.
3458 ve 6235 sayılı yasaların, sözü edilen kuralları ile incelenen Yasa'nın 7. maddesinde yapılan düzenleme birlikte değerlendirildiğinde, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olup mühendislik ya da mimarlık eğitimini yurt dışında yapanların, lisans diplomalarının denkliğinin Yükseköğretim Kurulunca tanınmaması durumunda ya da denkliğin kabul edilmesi ile birlikte uzmanlıklarıyla ilgili odaya kayıt olmadıkları ve üyelik niteliğini korumadıkları sürece Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde mesleklerini yürütemeyecekleri, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yurttaşlık bağı ile bağlı olmayanların ise, Yükseköğretim Kurulunca lisans diplomalarının denkliğinin tanınması aranmadan ya da diploma denkliği tanınmakla birlikte uzmanlıklarıyla ilgili odaya kayıtlı olup olmadıkları ve üyelik niteliğini koruyup korumadıkları araştırılmadan, başka bir deyişle akademik ve mesleki yeterlilikleri ile ilgili işlemler tamamlanmadan, en çok 1 yıl süreyle de olsa, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde mesleklerini yapabilecekleri sonucuna ulaşılmaktadır.
Mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı, kısıtlı kaynakların doğru kullanılmasını gerektiren evrensel nitelikte ve yükseköğretimle kazanılan mesleklerdir. Doğası gereği kamu hizmeti niteliği taşıyan ve kamu güvenliği ile yakından ilgili olan bu meslekler, ülkemizde olduğu gibi tüm dünyada da kimi standartlara, ölçütlere ve denetime bağlanmıştır.
Denetim, özellikle akademik ve mesleki yeterliliğin saptanması yönünden önem taşımaktadır. Bu denetim, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de meslek odaları aracılığıyla gerçekleştirilmektedir.
Nitekim, Anayasamızın 135. maddesinde de meslek kuruluşlarının kamu kurumu niteliğinde yapılandırılmaları öngörülmüş ve bu kuruluşlara kamusal görevler ve yetkiler verilmiştir.
İncelenen Yasa ile yapılan düzenlemede, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olmayan meslek mensuplarına, diploma denkliği ve unvanı tanınmadan, başka bir deyişle mühendis, mimar ya da şehir plancısı oldukları kanıtlanmadan, geçici süreli de olsa Türkiye'de mesleklerini yapma, imza atma ve proje sorumluluğu taşıma olanağı sağlanmaktadır."
"Yabancılara ayrıcalıklı kurallar getiriliyor"
Anayasa'nın, 49 ve 16. maddeleri hükümlerini anımsatan Sezer, şunları kaydetti:
"Yurttaşlarının çalışma yaşamını geliştirmek, çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek ve işsizliği önlemeye uygun ekonomik ortam yaratmakla yükümlü olan devletin, yabancı kişilerin çalıştırılmasını, uluslararası hukuka uygun olarak ve nesnel koşullarla sınırlamak yetkisine sahip olması ve bu bağlamda yabancıların çalıştırılmasının izne bağlı kılınması, kaynağını Anayasa'da bulan zorunlu önlemlerdir.
İncelenen Yasa'yla yapılan düzenlemede ise bunun tersine, yabancı uyruklu kişilerin Türkiye sınırları içinde çalıştırılmasında, Türk uyruklu olanlara göre ayrıcalıklı kurallar getirilmektedir. Bu durumu, yukarıda yer verilen anayasal kurallarla ve kamu yararı ve kamu düzeniyle bağdaştırmak güçtür.
Ayrıca, yine incelenen Yasa ile getirilen düzenleme uyarınca, yurt dışında meslek eğitimi almış Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına, akademik ve mesleki yeterliliği tanınmadan mesleklerini yurt içinde yapabilme izni verilmezken, aynı durumda olan yabancı uyruklu kişilerin bu haktan yararlandırılmaları bir ayrımcılığa da neden olmaktadır."
Anayasa'nın 2 ve 10. maddeleri hükümlerini de anımsatan Sezer, şöyle devam etti:
"Yurt dışında bulunan yükseköğretim kurumlarının meslek kazandıran bölümlerini bitiren Türk yurttaşlarının Türkiye'de mesleklerini yapabilmeleri kimi koşullara bağlanmışken, aynı eğitimi almış yabancı uyruklulara, bu koşulları taşıyıp taşımadığına bakılmaksızın Türkiye'de mesleklerini yapma hakkı tanınmasını Anayasa'nın eşitlik ilkesiyle bağdaştırmak olanaklı değildir.
Öte yandan, Anayasa'nın 176. maddesi uyarınca Anayasa metnine dahil bulunan başlangıç bölümünün beşinci paragrafında, hiçbir etkinliğin Türk ulusal çıkarlarına aykırı olamayacağı belirtilmiştir. İncelenen Yasa'nın 7. maddesindeki düzenlemeyi ulusal çıkarlarla bağdaştırmaya da olanak yoktur."
Karşılıklılık koşulu
Yasa'nın 7. maddesindeki düzenlemenin Avrupa Birliği uygulamalarıyla da örtüşmediğini kaydeden Sezer, dünya ve Avrupa Birliği sistemleri incelendiğinde, özellikle mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı mesleklerinin uygulaması için akademik ve mesleki yeterlilik, meslek odasına üyelik, dil ve sınav koşulları gibi çeşitli mesleki ölçütler getirildiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Sezer, gerekçesinde şu görüşlere yer verdi:
"Ülkemizde, söz konusu mesleklerin uygulamasına yönelik denetim koşulları oldukça yetersiz iken, yasalarla öngörülen akademik ve mesleki yeterlik arama koşulunun kaldırılmasının ulusal ve mesleki çıkarlara uygun olmadığı açıktır.
Getirilen düzenlemede karşılıklılık koşuluna yer verilmemesi ise üzerinde önemle durulması gereken bir eksikliktir.
Öte yandan, yapılan düzenleme ile 1 yıldan daha kısa süreli projelerde çalıştırılacak yabancı uyruklu meslek mensuplarının durumu, denklik ya da yeterlik incelenmesi sonuçlanmadan görevleri sona ereceğinden, denetim dışında kalacaktır. Bu yönüyle düzenleme, kötüye kullanıma açıktır ve Türk yurttaşı meslek mensupları aleyhine haksız rekabet ortamı yaratacak niteliktedir.
Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı pek çok meslek mensubu çalışma olanağı bulamazken, yabancıların Türkiye'de çalışmasını özendirecek kural getirilmesi, ülke ekonomisi, istihdam politikası ve işsizlik sorunu yönünden üzerinde özenle durulması gereken bir başka önemli konudur.
Bu nedenlerle, yapılan düzenleme kamu yararına da uygun düşmemektedir. Düzenlemeyi bu yönden, yurttaşların gönenç, huzur ve mutluluğunu sağlamakla görevlendirilen devlet anlayışıyla bağdaştırmak da güçtür."
Yasa'nın 8. maddesiyle 4817 sayılı Yasa'nın 13. maddesine eklenen fıkra hükmünü de anımsatan Sezer, meslekleri dışında çalıştırılacak yabancı uyrukluların, akademik ve mesleki yeterlilik uygulamasından ayrık tutulduğunu kaydetti.
Sezer, "Yabancı uyrukluların meslekleri dışında çalıştırılmasının özendirilmesi ve bunun işsizlik sorununa olumsuz etkisi göz önünde bulundurulduğunda, yapılan düzenlemenin anayasal kurallara ve kamu yararına uygun düşmediği sonucuna varılmaktadır" dedi.