Patronlar


Sabancı ailesine ait Emirgan'daki Atlı Köşk'ün bahçesinde bulunan heykelle çıkarak ilk kez "at binen" Sevil Sabancı, burada başlayan at sevgisini binicilik sporu yapmaya dek götürdü.

Sevil Sabancı, halen Sakıp Sabancı Müzesi olarak kullanılan Atlı Köşk'te atlarla tanıştığını belirterek, annesinin kendisini 11 yaşında binicilik kulübüne götürmesiyle de bu spora başladığını söyledi.

Biniciliğe başlamasının ardından "S Uluslararası Binicilik Kulübü" adı altında bir de kulüp kuran Sabancı, kulüplerin biniciliğe büyük katkılar sağladığına inandığını belirtti.

Sabancı, bu konuda kulüplere bü yük sorumluluklar düştüğünün altını çizerek, "Kulüplerin en büyük sorumluluğu, çalışan eğitmenler ve atlardır. Federasyonun onayladığı eğitmenlerle ve kaliteli atlarla çalışılırsa, bu sporun gelişmesine önemli katkı sağlanır. Kul üplerin çoğalması, binicilerin çoğalması demektir" dedi.

Sabancı, Türkiye'de amatör branşların hiçbirinin hak ettiği yerde olmadığına inandığını vurguladı. Spor dalları arasında futbola verilen öneme işaret ederek, Türkiye'de yalnızca "bir tane spor" olduğunu ifade eden Sabancı, bu sporun önüne geçmenin de ancak medya ve sponsor gücüyle olabileceğini kaydetti.

Amatör sporların, profesyonelliğe geçildiğinde pahalılaştığını ifade eden Sabancı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Amatör branşlar için en önemli katkı, basından ve sponsorlardan geliyor. Amatör sporların elinden tutulması gerekiyor. Gelişim açısından bu iki etken çok önem taşıyor. Sponsor ve medya sayesinde binicilik sporu gelişecek ve çocuklarımız bu sayede binicilik yapmaya devam edebilecektir. Türkiye'de amatör sporların hepsi bir şekilde çabalıyor, çırpınıyor, gelişiyor. Ama bu gelişim nereye kadar bu bir soru işareti."

Binicilik sporunun büyük bir ekip işi olduğunu belirten Sabancı, başarının iyi bir takım yaratmaktan geçtiğini söyledi.

Binicilikte hedeflenen başarıya giden yolun "ekip ruhundan" geçtiğini ifade eden Sabancı, "İyi bir at, iyi bir binici, eğer elinizde iyi bir antrenör yoksa sonuç getirmez. İyi bir at, iyi bir binici, iyi bir antrenör, eğer ekibinizde iyi bir seyis, iyi bir veteriner, iyi bin nalbant ve iyi bir ahır yoksa, sonuca ulaşamaz" diye konuştu.

Sevil Sabancı, binicilik sporunu amatörce yaptığını, ancak S Uluslararası Binicilik Kulübü'nde başarılı sporcular yetiştirmeye çalıştıklarını anlattı.

Kulüp olarak hedeflerinin başarılı bir milli takım yaratmak olduğunu bildiren Sabancı, şöyle devam etti:

HEDEFİM MİLLİ TAKIM

"Hedefim, Türkiye'den bir milli takım çıkarıp, yurt dışındaki büyük organizasyonlara katılmak ve burada ülkemizi temsil edebilmek. Kulüp olarak hedefimiz, iyi biniciler yetiştirebilmek.

Üye olmanıza gerek yok, kapımız bütün binicilere açık. Binicilikle tanışmışsanız, kulübümüze gelerek antrenmanlara katılabilir, antrenörlerden yararlanabilirsiniz."

Sabancı, kulüplerinde geçen yıl Pony (bodur at) Kulübü açtıklarını ifade ederek, çocukları o düzeyden alarak yukarılara taşımayı hedeflediklerini vurguladı.
Bir başka projelerinin de atla terapi olduğunu anlatan Sabancı, "Bu projeyi, ponylerle ve yurt dışından getirdiğimiz eğitmenlerle yapıyoruz. Eğitmenlerin asıl amacı, buradaki eğitmenleri eğitmek ve çocuklarımıza sertifika vermek. Binicilik de sektör haline gelmeye başlıyor ve buradan ekmek yiyen çok insan var. Hocaların eğitilmesi çok önemli, bizim önceliğimiz bu. Metin Sabancı Spastik Çocuklar Merkezi ile bir anlaşma yaptık. Onların getirdiği çocuklarla bir pilot çalışma uygulamaya başladık. Bu konuda daha şimdiden fayda görmeye de başladık" diye konuştu.

Binicilik Federasyonu ile kulüplerin ilişkisinin gayet iyi olduğunu ifade eden Sabancı, "Bu ilişkinin sürekli ve daha iyi olmasını temenni ederiz. Çünkü hepimizin ortak tutkusu at. Hepimizin kalbi, bu ortak tutku için atıyor. Hem federasyonun, hem de kulüplerin daha sıkı şekilde el ele vererek engelleri aşmasını umuyorum" dedi.