Toygun ATİLLA
ŞEHRİ PAZARLAMADA YENİ DÖNEM
Pandemi günlerini hatırlayın…Instagram bile doğa, yeşillik işindeydi. Storyler, taş evler, lavanta bahçeleri, organik domateslerle kaplıydı.
Şimdi yeni moda: Geri dönüyoruz. Ama şehre değil; şehri pazarlamaya!
“Lükste şehre dönüş başladı.” Cümle ilginç ve iddialı değil mi?
Aslında cümle tam da CEO’ların LinkedIn postlarına uygun…
BEN VE ÇEVREMDEKİ İNSANLARIN TAM AKSİ
Hay Allah ben ve çevremdeki onca insan şehri terk etmeye hazırlanırken bu nasıl bir şey diye soruyorum ve merakla başlıyorum okumaya.
Haberin tamamı bir firmanın satış direktörüne dayanıyor. O da kendi projesini anlatıyor.
Yani aslında haber değil, bir çeşit mimari influencer postu.
KİM O İNSANLAR?
Metrekare fiyatı 14 bin dolar olan dairelerden bahsediyoruz. Yani “şehre dönüş”ün öznesi siz, ben değiliz. Dönüşü yapanlar, şehri helikopterle geçenler.Bu şehir dönüşü öyle bir dönüş ki, arabayla değil, asansörle inilip concierge hizmetiyle karşılanan türden bir dönüş.
Haberde bir cümle var: “Artık insanlar şehirde yaşamı özledi.”
Yahu kim o insanlar:) Demin de dedim ya, ben ve çevremdeki onca insan şehri terk etme arzusunda…
Hani diyorum bu şehre dönen insanları haberde bulurum ama o da yok !
Cevap yok, veri yok, istatistik yok… Sadece satış direktörünün hissiyatı var.
TÜİK VERİLERİ NE DİYOR?
Tüm bunların yanıtını haberde bulamayınca başlıyorum kendim araştırmaya.
TÜİK’in 2025 verilerine göre: Türkiye genelinde konut satışları artmış. Haziran’da 107 bin, Temmuz’da 142 bin, Ağustos’ta 143 bin konut satılmış.
Evet, rakamlar yükseliyor…
Ama bu artışın çoğu şehir merkezlerinde değil, çevre ilçelerde, ikinci el ve orta segmentte.
Benim çıkardığım sonuç, “şehre dönüş” değil, yatırıma kaçış olduğu yönünde
Lüks konutlara gelirsek… Evet, premium segmentte fiyatlar son bir yılda yüzde 30 civarında artmış. Ama satış adetleri hâlâ dar bir kesime sıkışmış durumda.
Bu yüzden “lüks konut patlaması” dediğimiz şey, aslında “yüksek fiyatlı istisna projelerin” hareketi gibi gözüküyor.
En nihayetinde “Şehre dönüş başladı” romantik gibi gözükse de istatistiksel olarak boş.
REKLAM BROŞÜRÜ
Bir paragraf sonra şöyle bir cümle ile karşılaşıyorum: geliyor: “Banka kanalıyla yapılan satışlarda %0 KDV avantajı sağlanıyor.”
Bu noktada haber birden ekonomi sayfasından çıkıp, reklam broşürüne giriyor. Bir zamanlar haberlerde “konut balonu var mı?” tartışılırdı. Şimdi “%0 KDV var mı?” konuşuluyor.
KENT ROMANTİZMİ DE NE?
Bugün PR metinlerinde yeni bir kelime modası var: “kent romantizmi.” Ama bu romantizmin dekoru Starbucks değil, Valet Parking.
Bu romantizmde martı sesi değil, drone sesi var.Kısacası, “şehre dönüş” hikayesi güzel ama anlatıcılar o şehrin yaya kaldırımına uzun süredir basıp basmadıkları konusunda açıkçası kararsızım.
FAİZ BU KADAR YÜKSEKKEN KİM ALIYOR BU EVLERİ?
Ekonomi bu kadar daralmışken, faiz bu kadar yükselmişken, nasıl oluyor da “lüks konut talebi artıyor”? Keşke bu kadarcık bir soru ile bunun yanıtını arasaydılar diyorum içimden…
Sanki bir kente dönüş değil de, bir reklam turuna çıkmış gibi hissediyorum kendimi.
KONUT SATMAK İSTEYENLERİ ANLIYORUM
Sonrasında düşünüyorum, demek ki şehir de inşaat piyasayı ve konut satışları öylesine düşmüş ki, böylesine yöntemlerle konut satılmaya çalışılıyor.
Üzülüyorum, onları da anlıyorum…
patronlardünyası.com