Seçime giden Almanya'da Başbakan dahil tüm iddialı liderlerin Aydın Doğan'ın önünde sıraya girip diz çökmelerinde gariplik bulanların anlamadığı odur ki, onları diz çöktüren Aydın Doğan'ın şahsı değil, Almanya'daki Türk'ün gücüdür.
Alman Türkü, Almanya'da o kadar büyük ve belirleyici bir güce ulaşmıştır ki, aday olan her politikacı Alman Türkü'nü en çok etkileyen medya ve patronunu 'büyük güç faktörü' olarak dikkate almak durumunda hissetmektedir.
Zaten Schröder'in bu ziyarette ettiği şu cümle herşeyi ortaya koymaktadır;
'Doğan Grubu Almanya'daki gazete ve televizyonlarıyla Alman Türklerinin en önemli enformasyon kaynağını oluşturmaktadır'
Aydın Doğan da cevabı konuşmasında, yerinde bir tespitle, Almanya'daki Türk basınının Alman basını olduğunu vurgulamıştır.
Her iki tarafın da perspektifi doğrudur ve kutlanmaya değer.
Almanya'daki Türkler Almanlaştıkça, Almanya Türkleşecektir.
Alman Türklerinin sayısı ve etkinliği arttıkça, Alman hukukuna göre Alman basını olan Hürriyet'in etkinliği ve gücü de artacaktır.
Kimse, hatta kendisi bile farkında değildir ki, AB'ye giden yol Diyarbakır'dan değil, Frankfurt'taki Hürriyet'ten geçer.
Habertürk