İdriz Çokal'ın haberi
SARAY Halı'nın sahibi Necati Kurmel, Türkiye'nin duayen sanayicilerinden biri. Ancak Kurmel, son dönemlerde ilk göz ağrısı Saray Halı'dan çok hayvancılık ve madencilik sektörlerine yaptığı yatırımlarla adını duyuruyor.
Evet, Necati Kurmel, 5 bin baş hayvanla girdiği besicilik sektöründe hızla büyüyor. Grup bünyesindeki Saray Çiftliği'nin halen Kayseri Develi, Kars, Ardahan ve Adana'daki çiftliklerinde 20 bin büyükbaş hayvan bulunuyor. Bu şirket halen Carrefoursa, Maret, Pınar gibi büyük şirket ve markalara canlı hayvan satışı yapıyor.
Necati Kurmel, müşterilerden gelen talep doğrultusunda 18 bin metrekarelik yeni bir kesimhane ve ileri et işleme tesisi kurdu. Bu tesislerde karkas et, kuşbaşı, pirzola, sucuk ve salam da üretilecek. Kurmel, çiftliğinde ürettiği Saray markalı süt, peynir, yoğurt ve etleri Saray Çiftliği marketlerinde satacak. Halen Kayseri, Gaziantep, Adana ve Konya'da 16 marketiyle tüketiciye ulaşan Saray Çiftliği, bu yıl sonunda İstanbul'a geliyor...
Son dönemlerde daha çok besicilik yatırımlarıyla adınızı duyuruyorsunuz? Saray Halı'dan pek ses seda çıkmıyor gibi. Şirkette yeni projeler, yeni yatırımlar var mı?
Elbette yeni yatırımlar yapıyoruz. Yatırım yapmazsan çağ dışı kalırsın. Her yıl yatırım yapıyoruz. Teknoloji çok sık değişiyor. Ayak uydurmak için yatırım yapıyoruz. 1972'de ilk fabrikayı kurduğumuzda 1 tezgahta 4 kişi çalışıyor ve 60 metre halı üretiyordu. 5 yıl sonra 1 tezgahta 2 kişiyle 150 metre halı üretebilir duruma geldik. 3 yıl sonra 300 metre halıyı 1 adam 1 tezgahla dokunmaya başladı. İş büyüdükçe adam azalıp iş arttı. Bugan 600 metre halı dokuyan 2 tezgahın arkasına 1 adam duruyor. Teknolojiye her zaman yatırım yaptık. Ama halıda yenileme dışında yeni bir yatırım yok.
Saray Halı'da şimdi kaç kişi çalışıyor? 2007 cironuz ve bu yılki hedefiniz nedir?
Bu şirketimizde halen bin 500 kişi çalışıyor. 2007'de 80 milyon dolar ciro yaptık. Bu yıl 100 milyon doları geçeriz diye düşünüyorum.
Son zamanlarda halıdan çok hayvancılık sektörüyle öne çıkmaya başladınız. Bu sektörde hangi seviyelere geldiniz?
Besicilik ve süte 80 milyon dolar harcadık. 5 bin hayvanla başlamıştık. Bugün 20 bin hayvan var. 3 bin 500'ü süt, 16 bin 500'ü de besi için. 2 bin 500 hayvan satıp alıyoruz. 150-200 kg'yken alıp 550-600 kiloyken satıyoruz. Ege, Orta Anadolu ve Kars'tan alımlar yapıyoruz. Süt ineklerimiz, verimlilik çalışmalarımız sayesinde günlük 32 kg süt verebiliyor.
Hayvancılıkta yeni yatırımlarınız var mı? Bu alanda büyümeniz devam edecek mi?
20 bin dönüm arazimiz, 20 bin adet de hayvanımız var. Bu sayıyı 5 bin daha artırabilecek durumdayız. Ama şimdilik burada duracağız. Şu sıralar Kayseri'de kesimhane ve ileri et işleme tesisi yatırımımız var. 18 bin metrekarelik alanın yarısı kesimhane, yarısı işleme tesisi olacak. Maret, Pınar ve Carrefour'a canlı hayvan gönderiyorduk. Onlardan gelen taleple bu yatırıma girdik. İşlenmiş et vereceğiz müşterilere. Kuşbaşı ve karkas et göndereceğiz. Tesisler ağustos ayında devreye girecek. 15 milyon dolarlık modern bir tesis kuruyoruz.
“Hayvancılığa 80 milyon dolar harcadık” dediniz. Bu alandaki ciro hedefleriniz nedir?
2007'de 40 milyon dolar ciro yaptık. Bu yıl hedefimiz 60 milyon dolar. Önümüzdeki yıllarda Saray Halı'yı geçebilir bu sektördeki cirolarımız.
Çiftlikte üretilen ürünleri nasıl satıyorsunuz?
Sütü Dimes'e veriyoruz. Meysu'nun eski sahipleri Kayserili Kızıklı Grubu da süt sektörüne girdi. Onların sütünü de biz sağlayacağız. Pınar, Maret, Carrefoursa'ya et veriyoruz. Onun dışında bizim Kayseri, Konya, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Adana'da “Saray Çiftliği” adıyla satış yapan 18 marketimiz var. Saray markasıyla çıkardığımız süt, ayran ve peynir çeşitlerini bu mağazalarda da satıyoruz.
Saray Çiftliği marketlerini İstanbul'da da görebilecek miyiz?
Evet. Bu yıl İstanbul'da olacağız. İlk etapta 5 market açacağız. Sonrasında franchise vererek bu sayıyı artıracağız. Marketlerin büyüklüğü 100 metrekare olacak. Bu işi yapacak uygun insanlar arıyoruz. Henüz yerlerini belirlemedik ama, bu yılın ağustos ayında ilk mağazayı açarız diye düşünüyorum. Kesimhane ve et işleme tesisi devreye girdiğinde İstanbul ve Ankara'ya ağırlık vereceğiz.
Et sektöründe genel bir sıkıntı var. Bazı firmaların battığı, bazılarının da zorlandığı konuşuluyor. Siz sektörü nasıl görüyorsunuz?
Evet, sektörde son zamanlarda sıkıntılar var. Örneğin, Ünlüer Et'in sıkıntıya girdiği benim de kulağıma geldi. Diğerleri hakkında da söylentiler var. Araziniz olmadan bu sektöre girerseniz işin sonu hüsran. Taşıma suyla değirmen dönmez. Bizim 20 bin dönüm arazimiz var. Yemin yüzde 90'ını kendi arazilerimde ben üretiyorum. Yem maliyetim çok düşük. Hayvanlar günde 50 kamyon silaj yiyor. Benim 80 bin ton silaj stoğum var. Gübreleri de hayvanlardan elde ediyorum. Bu adamlar besi yapıyor. Yem yüzde 40 yükseldi. Ama et fiyatları yükselmedi. Zarar ediyorlar. Eti satamadılar. Bu defa 7-9 aylık vadeli et aldılar. Ama bu eti de istedikleri fiyatlara satamadılar. Zarara düştüler. Sıkıntının sebebi budur. Onlar alıp satıcı. Bizim et satmada ve beside bir sıkıntımız yok.
Türkiye'deki et tüketimini nasıl buluyorsunuz. Fiyatlar yüksek olduğu için istenilen tüketim miktarına ulaşılamıyor sanki…
Dünyada et yiyenler ot yiyenleri sürekli yönetmiş. Amerika fert başına yıllık 40 kg et yiyor ve dünyayı yönetiyor. Avrupa 30 kg yiyor, o da dünyanın bir kısmını yönetiyor. Bizse 6 kilo yiyoruz kendi kendimizi zor idare ediyoruz. İçtiğimiz süt de 6-7 kg. Bu insanların mutlaka protein yemesi lazım.
Madencilik sektöründe de yatırımlarınız var. Bu sektörde neler yapıyorsunuz?
Adana'da, Toroslar Aladağlar'da krom madeni işletiyoruz. Pınar Madencilik şirketimizle buraya 15 milyon dolarlık yatırım yaptık. Geçen yıl 25 milyon dolar ciro elde ettik. Bu yıl 40-50 milyon dolar arası bekliyoruz. Karlılığı yüksek bir sektör. Bu alanda da yatırımlarımız sürecek.
Şirketlerde aileden kimseye görev yok
Necati Kurmel'in 3 kızı, 1 de oğlu var. Kurmel, şirketinde çocuklarının hiçbirine görev vermemiş. Bu konuda 1972 yılında şirketi kurarken ortağı ile birlikte bir prensip kararı almışlar. Kurmel, hem bu kararın nedenini hem de yönetim açısından gelecek planlarını şöyle anlatıyor:
“Ortağımızla aldığımız karar doğrultusunda aileden kimseye şirkette görev vermedik. Profesyonel yöneticiler yönetiyor şirketlerimizi. Benim kafamdaki asıl yapı ise çalışanlarımın da ortak olduğu bir sistem. Hem profesyonellerin hem de çalışanların ortak olduğu bir yapıya getirmek istiyorum. Şirketlerin böylece daha uzun ömürlü olacağını, çalışanların da sahipleneceğini düşünüyorum.”
Necati Kurmel'in oğlu Ahmet Kurmel, madencilik ve izolasyon malzemesi üretimiyle uğraşıyor. Kızları Berna Kurmel, Setenay Kurmel ve Meliha Erkul ise Necati Kurmel'in şirketleriyle ilgisi olmayan arazileri ve 50'si villa 150'si de lüks daireden oluşan “Royal” isimli konut projesiyle ilgileniyor.
“Kemal Derinkök'ü yolda görsem tanımam”
Necati Kurmel'in başı bir dönem İstanbul Kurtköy'deki arazisi nedeniyle derde girmişti. Adı Abdi İpekçi davasına karışan, istihbaratçı Mehmet Eymür'ün kitabında ilginç iddialarla yer alan Malatyalı işadamı Kemal Derinkök'le ilginç bir diyalog yaşamıştı. Kurmel'e bu olayın ayrıntılarını da sorduk. Şöyle yanıtlıyor:
“Kemal Derinkök'ü yolda görsem tanımam. Benim Kurtköy'de Formula 1 pisti yakınında 8 bin dönümlük arazim vardı. Onun da bin dönümlük arazisi varmış. Bir gün ofisime geldi ve bu araziyi almamı istedi. Metrekaresine 4 dolar resmi, 3 dolar da gayriresmi 'haraç' istedi. Kabul etmedim ve 'Bir daha da karşıma çıkma' dedim.
O görüşmeden sonra Cumhurbaşkanı başta olmak üzere başbakan, genelkurmay, yüksek yargı organları ve maliyeye mektuplar yazarak 'Bu adam susurlukçu' filan gibi suçlamalar yapmış. Maliyeye de 'Vergi kaçırıyor' demiş. Maliyeden denetime geldiler. Defterlerimizi verdik. 1.5 yıl inceleme yapıldı. Daha sonra teşekkür ederek ayrıldılar. Sonra tekrar şikayet etti. 3 ay daha inceleme yapıldı. Yine bir durum çıkmadı. Bu kişiyle diyaloğum budur. Yolda görsem tanımam. Uğraştığıyla kaldı.”
Para