Bugün'den Perihan Çakıroğlu'na röportaj veren Başkan Prof. Dr. Kaldırımcı, 15 yaşına gelen kurumun en fazla çimento ve hazır betondan şikayet geldiğini kaydetti.
Aslında hayat, bir rekabettir. Serbest pazar ekonomisinin çarkları dönerken de piyasa aktörleri olan şirketler arasında sonsuz bir yarış hüküm sürer. İşte bu yarışın doğru kurallar içinde işlemesi, rekabet koşullarının acımasız olmaması için piyasalarda neler olup bittiğini dikkatle izleyen özerk kurumlar, kendilerine kanunlarla çizilen çerçevede hakemlik görevini üstlenirler.
Yüzde 75'i tahsil edildi
Rekabet Kurumu da bu hakemlik misyonunu üstlenen kuruluşlardan biridir. 1990'lı yılların başında kurulması gündeme geldiğinde Rekabet Kurumu için önemli tartışmalar yapılmıştı. Sonunda 7 Aralık 1994'de kabul edilen 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'la kurulmasına karar verildi. Ve, kurum, ancak 3 yıllık bir gecikmeyle 1997'de faaliyete geçebildi.
Bu yılın başında 15. yaşını kutlayan Rekabet Kurumu, bugüne kadar verdiği kararlarla piyasaları düzenleyen kuruluşlar arasında en çok öne çıkanı oldu.
Kurul, bugüne kadar 4 bin 500'ün üzerinde başvuruyu karara bağladı. Bunların takriben yarısını da birleşme ve devralma konusundaki başvurular oluşturdu. Rekabet ihlallerine ilişkin olarak 900 milyon liranın üzerinde para cezası veren kurul, bunların yaklaşık yüzde 75'ini tahsil ederek Maliye Bakanlığı'na gelir sağladı. Yine bugüne kadar temyiz edilen kurul kararlarından yüzde 90'dan fazlası, Danıştay tarafından Kurul kararı lehine onaylandı. Bu bilgileri paylaştığımız Rekabet Kurumu Başkanı Prof. Dr. Nurettin Kaldırımcı ile Türkiye'de rekabetin dününü ve bugününü konuştuk.
Özgürüz, fazla kaygımız yok
* Çok onurlu amao kadar da zor bir koltukta oturuyorsunuz.Nelerle karşılaşıyorsunuz? Rahat ve özgürmüsünüz?
Özgürlüğümüz konusunda fazla bir kaygımız yok. Kurumumuz, Türkiye'de rekabetçi bir anlayışın, ekonomide rekabetçi bir işleyişin sağlanması ve kurumsallaşması, ülkemizde bu konudaki duyarlılığın artması yönünde elinden gelen çabayı sarf ederken, kararlarını olumsuz yönde etkileyen bir kısım bürokratik, politik ve ekonomik temelli kısıtlarla karşı karşıyadır diyemem. Böyle bir şey yok.
Şikayeti bitmeyen sektör
* En çok şikâyet edilen alanlar hangisi?
15 yıldır pek çok dosya ve konuyla kurum karşı karşıya geldi ve kararlar verdi. Çok sayıda sektörden şikayet geldiğini, bu şikayetler üzerine de önemli ölçüde soruşturma açtığımızı söyleyebilirim. Ama, yüzlerce ve hatta binlerce pazar olduğunu hesaba katarsak, her sektörde soruşturma açtık diyemem. Mesela, ulaştırmayla ilgili özellikle de otobüs şirketleriyle ilgili çok şikayet geliyor. Yüzlerce otobüs işletmesinin bulunduğunu, yine yüzlerce ve hatta binlerce güzergah olduğunu hesaba katarsak, ne kadar şikayetin gelebileceği tahmin edilebilir.
* Gıdadan da çok şikayet var mı?
Gıda sektöründe, yiyecek içecek alanında yine fiyatlar konusunda ve hakim durumun kötüye kullanıldığına dair kayda değer sayıda şikayet var. Ayrıca, medikal malzeme dediğimiz bir alan var. Küçük ve orta boy işletmeler, ihalelerde, birbirleriyle rekabet etmek yerine anlaşma yapabiliyorlar. Yani kamu zararına dönük veya artırıcı işbirlikleri içerisine girebiliyorlar. Yine sürücü kurslarıyla ilgili de çok şikayet geliyor.
Fiyat artışları şikayet konusu
* En çok başınızı kimler ağrıtıyor?
Daha büyük ölçekli teşebbüsler kategorisinde çimento sektörü ve hemen yanında hazır beton işletmeciliği müzmin uğraşı alanımızdır diyebilirim. İnsan kaynağımızın mesaisi itibariyle bu alana dönük çalışmalar, kurumsal açıdan büyük bir ağırlık teşkil ediyor.15 yıldır kayda değer sayıda soruşturma ve inceleme yaptık.
* Çimento sektörü, neden bu kadar incelemeye konu oluyor?
Mesela Marmara Bölgesi, Ege veAkdeniz bölgelerinden ya da ülkemizin herhangi bir köşesinden mevsimsel veya farklı zamanlarda şikayetler geliyor. Çimento ve hazır betonun maliyet ve fiyatlarında nakliye unsurunun çok belirleyici olması konuyu sürekli gündemde tutuyor diyebilirim. Genellikle, fiyat artışları şikayet konusu oluyor.
320 kişilik kurum
* Rekabet Kurumu'nda kaç kişi çalışıyor?
Kurumda 320 arkadaşımız var. Arkadaşlarımızdan 120 civarında olanı uzman ve uzman yardımcısı meslek personeli, 30 civarında yönetici arkadaşımız bulunuyor. Diğer arkadaşlarımız da kurumun başarılı olabilmesi için çalışan zorunlu personeldir diyebiliriz.
Cironun yüzde 10’una kadar can yakıcı ceza verebiliyoruz
* Sizin kurum, her şeyden önce özerk. Bu özerkliğin ifadesini nasıl anlatırsınız?
Kurumumuz gerçekten özerktir. Bağımsız üst kurullar dediğimiz kuruluşlar arasında istisna demeyeyim ama kuruluşundan bugüne geldiği çizgide hayli başarılıdır. Biz zor bir iş yapıyoruz.
* Bu yaptığınız zor işi hangi kriterlere göre değerlendiriyorsunuz?
Zor dediğim şu: Şikâyetler geliyor şahıs ve teşebbüslerden. Bunları tasnif edip araştırıyoruz. Önemli şirketlerin üst düzey yöneticilerinin bulunduğu ortamlarda yerinde incelemeler yapıyoruz, bilgi ve belgeler topluyoruz. Uzun bir soruşturma sürecinin sonucunda 'rekabet ihlali var' veya 'yok' diyoruz. "Rekabet ihlali var' demek önemli bir sonuç doğuruyor. Varsa bunun cezasını vereceksiniz ki, bu ceza da hayli can yakıcı olabiliyor.
* Neden cezalar can yakıcı oluyor?
Bizim kanunumuza göre bir şirketin, bir teşebbüsün karar verdiğimiz tarihten önceki mali yıldaki gayri safi gelirleri yani cirosu üzerinden "yüzde 10'a kadar" ceza vermek gibi bir yetkimiz var. Yetkiyi iyi kullanmadığınız durumda onun bir vebali ve sorumluluğu var. Hukuka aykırı hareket edemezsiniz. Adil ve hakkaniyete uygun karar vereceksiniz. Kayıtdışı çalışanlar rekabeti bozuyor Kayıt içindeki firmalar, kayıtdışı çalışanlarla sürekli haksız rekabet içinde olduklarını söylüyor.
GSM operatörleri birbirini şikâyet ediyor!
* GSM sektörü de sizin açınızdan uğraştırıcı değil mi?
Telekomünikasyon sektörü ve dediğiniz gibi özellikle GSM sektöründe de çok şikâyet alıyoruz. Üstelik, çok kategorik olarak da bu sektörde çalışan firmalar birbirlerini şikayet ediyor. Gözlediğim kadarıyla kurumumuzdaki bilgilerden hareketle şunu söyleyebilirim ki, sektörde ciddi rekabet var. Bu nedenle ayakta durmak da gerçekten zor. Mobil telefon ya da cep telefonu dediğimiz alanda, hakim durumda bir firmanın dışında iki firma daha var. Bunlar, piyasada ayakta kalabilmek adına, aboneleri kaybetmemek için zaman zaman diğer firmanın rekabeti ihlal ettiği ya da hakim durumunu kötüye kullandığı iddiasıyla bize müracaat ediyor. Çok sayıda şikayet geldiği için bu sektörde de çok sayıda soruşturma açtık. Hâkim durumdaki firmaya cezalar verdik. Bunlar büyük cezalardı.
Haksız rekabete bakmıyoruz
* "Vatandaşlar, rekabetin farkına varmış" diyebilir miyiz?
Evet, ama hala birçok eksiğimiz var. Mesela, biz "haksız rekabet"e bakmıyoruz. Bu konuda bir bilgi eksikliği var, ısrarla bunu kamuoyuna duyuruyoruz ama vatandaşlarımız ya birey ya da teşebbüs olarak yine bize çok sayıda başvuru yapıyorlar.
* Adınız Rekabet Kurumu, peki niye haksız rekabete bakmıyorsunuz?
Haksız rekabet, Ticaret Kanunu hükümleri dahilinde işlem görüyor. Ona da mahkemeler bakıyor. Vatandaşlar bu gibi durumlarda tüketici mahkemelerine veya ticaretmahkemelerine gidecek. Yetkili kurumGümrük veTicaretBakanlığı'na bağlı çalışan Piyasa Gözetimi ve Tüketicinin Korunması Genel Müdürlüğü'dür.
Kayıtdışı çalışanlar rekabeti bozuyor
* Kayıt içindeki firmalar, kayıtdışı çalışanlarla sürekli haksız rekabet içinde olduklarını söylüyor. Hala ekonominin yüzde 30-40'ını oluşturan kayıt dışıylamücadele, neden rekabet ihlaline girmiyor?
Bu sese kulak vermek lâzım. Çünkü bir hakikate işaret ediyor. Kayıtdışı bir yapı tabii ki adil rekabeti ve adil bir rekabet ortamının oluşmasını engelliyor. Siz vergisini vererek, hak edilen bir kazancı elde etmek için maliyetlerinizi düşürmeye çalışarak rekabet ettiğinizde böyle bir rekabetçi ortamdan hayır çıkar. Yoksa 'kara düzen' içinde kayıtsız çalışanlar rekabeti bozuyor.
THY'ye torpil yapmadık
* Kamuya aitbir kuruluşa hiç cezaverdiniz mi?
Kanun kapsamında kamu ve özelsektör ayırımı yapmadığımızı, yapamayacağımızı öncelikle ifade edeyim. Ayrıca, özelleştirmeler ile kamuya ait teşebbüslerin büyük ölçüde özelleştirildiği demalum. Kamu kuruluşlarına da tabii ki soruşturma açtık ve bazıcezalar verdik. Mesela özelleştirme öncesi Türk Telekom'a, Belko'ya ceza vermiştik. THY ile ilgilide şikayet geldi ve soruşturma açtık.
* Soruşturma neden açıldı?
Ağırlıklı olarak Sabiha Gökçen Havaalanı'nda iniş ve kalkış yapan bir teşebbüs, Atatürk Havaalanı'ndan yararlanamadığını, buna mukabil ilgili pazarda hakim durumda bulunan THY'nin Sabiha Gökçen'de kendisini piyasa dışına itmeye çalıştığı iddiasıile bize başvurdu. Yaptığımız soruşturmada bize "ihlal var" dedirtecek türden bir tablo ile karşılaşmadık,daha doğrusu bu yönde bir tespit yapamadık. Karar,kurulda çoğunlukla alındı, dolayısıyla karşı görüşte olan yani "ihlal" olduğu yönünde oy kullanan üyelerimiz de vardı.
* Devlet kuruluşu diye THY’ye torpil geçmediniz değil mi?
Hayır. Öyle yaparsak ettiğimiz yemine aykırı hareket etmiş oluruz. Ya da böyle bir yaklaşım işimizi iyi yapmadığımız anlamına gelir.