Gündem


Pehlivan'ın yazısı şöyle:

ABD’de siyaset eğitimi almaya hak kazandınız. Peki, masraflarınızı kim karşılayacak? Teksas’ta yaşayan babanız mı yoksa bir belediye mi? 

Seçiminizi yaptınız. Bu nedenle bir belediyenin şirketinde işe başvurdunuz. O şehrin insanları için ter dökmeyi değil de onların parasıyla ABD’de yaşamayı istediniz.

Ne şanslısınız: Hemen işe alındınız. Hemen belediye yöneticisi size sponsorluk mektubu yazdı. Yıllarca belediyeden akan toplam 155 bin doları ve 59 bin lirayı hesabınızda buldunuz.

Gün geldi, devran döndü, tatlı hayat bitti. O belediyenin yeni başkanı hakkınızda bir müfettiş görevlendirdi. O müfettiş her satırı resmi yazışmaya ve dekonta dayanan bir rapor yazdı. Yetmedi, o belediye hakkınızda suç duyurusunda bulundu. Yetmedi, aldığınız para faiziyle geri istendi. Gazetecinin teki de çıktı, işte tüm bu yeni gelişmeleri köşesine taşıdı.

Sonra bir hâkim çıktı. O gazetecinin “basın hürriyetinin sınırlarını aştığını”söyledi. Yeni çıkan müfettiş raporuna rağmen, “zaten güncelliği de yok bu meselenin” dedi. Ne garip, sadece siz değil, gazeteci de şaşırmadı bu karara. 

Zira o gazeteci, baktı kararın altında imzası olan hâkimin ismine...

2019’da hâkimliğe geçen avukatlardan biri olduğunu gördü. Sonra YÖK’ün sitesinde yüksek lisans tezini buldu. Orada özgeçmişi vardı.

Bir de ne görsün o gazeteci? AKP yönetimindeki İBB dönemine dair bir yazıyla ilgili karar veren hâkim, AKP yönetimindeki İBB’de yedi yıl boyunca avukatlık yapmıştı.