Hasan KEYDAL
Geçen gün Maça Kızı Beach'teydim. İşim gereği gözüm ister istemez insanların koluna takıldı. Ve ne yazık ki şunu net söyleyebilirim: Plajda hangi saat takılır, çoğu kişi bilmiyor. Bir masada altın bir chronoraph, güneş kremiyle parlayarak adeta "Beni yanlış yere getirdiniz" diye bağırıyordu. Biraz ileride, derili bir dress watch pes etmiş; kordonu tuzlu suyla güneş arasında sıkışıp kalmış. Denize girip çıkan bir gençse Submariner'ını havlunun üstüne bırakmış saat iyi, kullanım fena. Plaj, saate doğru davranmayı bilene şıklık katar; bilmeyene ise faturayı sessizce keser. Tuz, güneş, kum, krem... Hepsi küçük bir stres testi.
BASİT AMA KRİTİK KURALLAR
İşte o yüzden, plajda saat seçmenin bazı basit ama hayat kurtaran kuralları var.
İDEAL PLAJ SAATİNİN 6 ÖLÇÜSÜ
Su direnci (en az 100 m) olmadan konuşmayalım; denizde, havuzda, duşta içiniz rahat eder. Dayanıklı kasa (çelik, titanyum) tuza ve kuma karşı nefes aldırır. Doğru kayış (kauçuk/silikon ya da metal bilezik) hem temizliği hem konforu kolaylaştırır. Sağlam yapı darbelere, beklenmedik çarpmalara hazırlıklıdır. Estetik çekicilik plajda da şıklığı sürdürür-renk burada arkadaşınızdır. Ve konfor; hafif, terletmeyen bir yapı olmadan hiçbir saat gerçekten "plaj saati" olamaz.
YAZI SEVEN, İŞİNİ BİLEN SAATLER
Plajda doğru saat seçmenin en net örneklerinden biri her zaman Rolex Submariner olmuştur. İkonik duruşu, 300 metreye kadar su direnci ve sağlam çelik kasasıyla hem denizde hem de plaj barında aynı güveni verir.
Rolex'in Oysterflex bilezikli modelleri metal bıçaklı elastomer yapısı sayesinde dayanıklı, esnek ve iç kanatçıklarıyla bileğe nefes aldırır.
Turkuaz kadranlı bir Oyster Perpetual ise yazın enerjisini bileğe taşıyan canlı rengi, plajdan şehre geçişte de gözden düşmeyecek kadar şık.
Özellikle Tiffany Blue kadranı ve sarı, kırmızı, yeşil gibi canlı renk seçenekleri, yaz kombinlerine anında enerji katar.
Büyük saat sevenler için Rolex'in Sea-Dweller Deepsea veya Sea-Dweller modelleri öne çıkar. Profesyonel dalgıçlar için tasarlanan bu modeller, 1.220 metreye kadar su direnci ve sağlam yapısıyla adeta denizin zorlu şartları için doğmuş.
Audemars Piguet Royal Oak Offshore Diver da cesur tasarımı, su sporlarına uygunluğu ve ikonik sekizgen kasasıyla güçlü bir duruş sergiler.
Entegre kauçuk kayışlı Patek Philippe Aquanaut, sahibinin hem lüksü hem konforu aynı anda aradığını belli eder. Farklı kadran ve kayış seçenekleriyle yaz stiline sofistike bir dokunuş katar; hem spor hem zarif olmayı başarır.
Bvlgari Aluminium ise daha tasarım odaklı bir tercih. Alüminyum kasa ve kauçuk kayış birleşimiyle hafif, modern ve iddialı. Henüz herkesin radarına girmemiş olsa da plajda gördüğümde "işini bilen" bir seçim olduğunu anlarsınız.
Richard Mille RM 67 ise tüm bu saatlerin arasında en teknik ve en hafif olanlardan. İnce yapısıyla konforu, mühendislik harikası mekanizmasıyla da prestiji taşır; spor ruhu ve lüks dili aynı bilekte buluşturur.
JAMES BOND'UN TERCİHİ...
Omega'nın Seamaster Diver 300M modeli ise James Bond filmlerinden hatırladığımız, hem teknik hem estetik açıdan dengeli bir dalgıç saati.
Panerai Submersible ise bambaşka bir hikâye taşır: Dayanıklı yapısı, İtalyan donanması için geliştirilmiş askeri kökeni ve Rambo filminde kullanılmış olmasıyla hem koleksiyon değeri hem de sert bir karakter sunar.
Kadın bileklerinde ise; Oysterflex bileziğe sahip 37 mm'lik Rolex Yacht-Master dikkat çeker. Daha kompakt ölçülerine rağmen dayanıklılık ve konforundan ödün vermez; 100 metre su direnciyle denizde güven verirken, zarif tasarımıyla akşamüstü davetlerine de hazırdır.
Omega Seamaster Aqua Terra Shades ise canlı kadran renkleriyle güneş ışığında adeta canlanır; sağlam kasası ve dengeli boyutu sayesinde gün boyu bilekte kalabilir. Plajdan akşam yemeğine geçişte kıyafeti değiştirmeden bile uyum sağlayan saatlerden.
PLAJDA TAKILMAZ: YERİ DE HİKAYESİ DE BAŞKA OLANLAR
Altın saatler
(Rolex Sky-Dweller, Rolex Daytona altın varyantları, Patek Philippe Nautilus Moonphase vb.)
Altın insanı rezil de eder vezir de; yeri gelince parıltıdır, plajda ise aşırı iddia. Tuz, krem ve kum kararmayı ve ince çizikleri hızlandırır; güvenlik riski de cabası.
Deri kayışlı dress watch'lar
(Patek Philippe Calatrava ve diğer altın/deri kombinleri, Rolex Cellini Date, AP Royal Oak Chronograph'ın deri versiyonları)
Deri, tuzlu su ve güneş üçgeninde hızla sertleşir, çatlar, koku yapar. Terle birleşince konfor biter; kordonun ömrü kısalır.
Kurma kolu ve itmeli-çekmeli (chronoraph) hassas modeller
(AP Royal Oak ve Lady Royal Oak'un düşük su direnci veya vidalı olmayan butonlu versiyonları)
Sahilde kurma kolunu azıcık açık bırakmak ya da su içinde düğmeye basmak, contaları savunmasız bırakır. İnce toleranslı mekanizmalar kum ve kremle asla anlaşamaz.
SON SÖZ: PLAJDA ZAMANI DOĞRU TAŞIMAK
Plajda saat seçmek, sadece "su geçirmez mi?" diye sormak değildir. O saat, denize girerken, kumun üzerinde uzanırken, akşamüstü bir şeyler yudumlarken de sizin bir parçanızdır. Yanlış seçilmiş bir saat, en güzel günü gölgeleyebilir; tuzlu suya yenik düşen bir kordon, güneşte kararan bir altın, fark etmeden su alan bir mekanizma... Hepsi bir anın keyfini alıp götürebilir.
Doğru saat ise gün boyu sizinle yaşar. Sabah bileğinize taktığınızda rahat hissettirir, suya atlarken aklınıza bile gelmez, şezlongda uyuklarken sizi rahatsız etmez. Akşamüstü plajdan kalkıp şehre geçtiğinizde de hâlâ yerinde, hâlâ şık ve hâlâ sizin parçanızdır.
Ama bir saatin asıl değeri, size kattığı hisle ölçülür. Bileğinizdeyken kendinizi iyi hissettiğiniz, "Bu benim" dediğiniz saat, sizin için en doğru saattir. Bizim işimiz, o hissi doğru yerde ve doğru zamanda yaşatmak.
Biz bu işteki insanlar olarak, her saatin tuzlu suyla, güneşle, rüzgârla tanışacağını biliriz. Bizim için saat, zamanı göstermekten çok, zamanı doğru taşımaktır.
Kimileri zamanı sayar, biz onu anılarla ölümsüzleştiririz.
patronlardunyasi.com