Patronlar


Tuğban Aksoy'un yazısı...

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından 15 maddesi veto edilen, ancak vetolu maddeleri Plan ve Bütçe Komisyonu'nda değiştirilmeden kabul edilen Sosyal  Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası Yasası'nın bu hafta Çarşamba günü Meclis'ten geçirilmesi bekleniyor.

Hükümetin IMF'ye taahhütleri arasında yer alan ve 122 maddeden oluşan yasanın 10 asıl, 5 geçici maddesi, Sezer tarafından 10 Mayıs'ta bir kez daha görüşülmek üzere Meclis'e geri gönderilmişti.
Söz konusu yasa tasarısının sosyal güvenlik kurumlarının tek çatı altında toplanması ile ilgili kısmı daha önceden yasalaşmıştı. Sosyal güvenlik ve genel sağlık sigortası yasasının plan ve bütçe komisyonunda iade edildiği şekliyle değiştirilmeden kabul edilmiş olmasının ardından Meclis genel kurulunda da yasalaşırsa önümüzdeki dönemde Cumhurbaşkanı’nca yargı yoluna başvurabilmesinin gündeme gelebileceğini düşünüyoruz. Konunun yargı yolunun açık olmasına karşın IMF ile ilişkiler boyutunda ciddi bir pürüz yaratmasını beklemiyoruz.

Piyasalarda dünkü yurtdışı tatilleri sebebiyle hacimsiz ve yönsüz seyrin ardından bugün yine volatil denilebilecek bir gün yaşıyoruz. Geçen ay beklentilerin üzerinde gelen enflasyon verileri zaten var olan faiz indirimi beklentilerini aşağı çekmeye başlamıştı.

Bunun üzerine son 3 haftadır yaşanan ve ciddi oranda olduğu söylenebilecek düzeltme hareketinin etkisiyle döviz ve faiz seviyelerinde yaşanan yukarı hareketlerle Merkez Bankası’nın önümüzdeki dönemde özellikle kısa vadede yapması muhtemel faiz indirimlerine ilişkin beklentiler neredeyse sıfırlandı. Özellikle döviz piyasında TL’nin kur sepetine karşı yaşadığı yaklaşık % 17’lik değer kaybının enflasyon üzerindeki olumsuz etkilerinin ne olabileceğinin cevabı net olmamakla birlikte, Merkez Bankası nezdinde geriye dönük veriler ışığında dövizdeki volatilitenin enflasyona “passthrough” etkisinin 1/3 oranında olduğu gözlemlenmektedir. Kurdaki artışın talep tarafında daralma yaratmasının da etkisiyle daha optimist bir yaklaşımda bu etkinin 1/5 oranında gerçekleşerek yıllık enflasyonda hedeflenen % 5 + - 2 tolere payının da üzerinde yaklaşık 3-4 puanlık bir oynama yaratması riski gündemde. Bu açıdan bugünkü resimde yıl sonu hedefleri için pesimist yaklaşımların ağır basması beklenebilir. Orta vadede ise yine döviz kurlarının seyri ve olası aşağı hareketler öngörülen ve update edilen verilerde yeniden düzenlemeler yapılmasını da gündeme getirebilir.
Mevcut durumda söz konusu beklentiler bozulduğu için faiz seviyelerinde kademeli yükseliş sürüyor. Gösterge kağıtta bileşik faiz seviyesi % 16,70 seviyesine kadar yükselmiş durumda. Bu seviye O/N fonlamanın yaklaşık 250 baz puan kadar üzerine denk geliyor. Bu noktada enflasyon kaygısı ve faiz indirimi beklentilerindeki bozulmayla faizdeki yükselişlerde bir diğer negatif etkinin işlem hacmindeki daralma olduğunun altını çizmek isteriz. Gösterge kağıtta işlem hacmi son dönemde 3 hafta önceki döneme göre 1/3 seviyesine kadar gerilediğini söylemek mümkün.

Dışarıda ABD bonolarındaki göreli yatay hareket gelişmekte olan ülke piyasaları için halen bir sübap olma özelliğini korumakla birlikte, iç piyasadaki düzeltmenin ardından mevcut seviyeleri koruyor olmamız, ABD tahvillerindeki potansiyel yukarı hareketlerin iç piyasa faiz seviyelerinde yeni yükselişleri gündeme getirmesiyle yeni bozulmaların olabileceği riskini hala taşıyor olduğumuz şekliyle yorumlanabilir. Volatilitenin sürmesini bekliyoruz.

Yurtiçi Döviz Piyasası:


    Bankalararası Dolar Kotasyonları:                    Banka