Ülkemize ilk olarak dördüncü jenerasyonun temsilcileriyle 1996 yılından itibaren ithal edilmeye başlanan Passat, dünya çapında beş nesilde 13 milyon adet, ülkemizdeyse 9 yılda 40 bin adet satılmış bir model. Bu yıl Cenevre Otomobil Fuarı'nda tanıtılan yeni Passat, ülkemizde 1.6 litre 102 HP, 1.6 litre 115 HP ve 2.0 litre 150 HP'lik benzinli, 2.0 litre 140 HP'lik turbo dizel olmak üzere dört motor seçeneğiyle satılıyor. 102 HP'lik versiyon dışında bütün motor seçeneklerinde Tiptronik otomatik şanzıman isteğe bağlı olarak alınabiliyor.
Karoser/iç mekan
Birçok özelliğiyle çok başarılı bir araç olduğu için geliştirmesi en zor otomobillerden biri olan Passat, yeni jenerasyona geçerken belki de en önemli kazancı yeni kostümüyle gelen üst sınıf karizması oldu. Gerçekten orta sınıf otomobil daha üst sınıfa ait gibi duruyor. Xenon farlar, LED'li stop lambaları, ızgara ve kapı çerçevelerini saran yoğun kromaj kullanımı, dışardan çok güçlü bir otomobil imajı yaratıyor. Ama bilinmeli ki bu otomobil teknik özellikleriyle dışardan göründüğünden daha güçlü.
Boyu selefinden 62 mm daha uzun olan Passat'ın 2710 mm'lik aks mesafesi, kabinde arka koltuk yolcularının ne kadar rahat edeceğinin de göstergesi.
Kabinde konfor adına eksik bulmak oldukça zor. Ama kaliteyle ilgili soru işaretlerini yanıtlamak kolay olmayabilir. Örneğin kokpitin alt yarısını oluşturan plastik malzeme daha alt sınıflarda bile eleştiri yağmuruna tuttuğumuz nitelikte. Bazı detaylardaki işçilik kusurları da şaşırtıcı olabilir. Ama VW kabin ergonomisi konusundaki şampiyonluğunu kimseye kaptırmaya niyetli değil. Her kumanda olması gereken yerde, hiçbir düğmeyi aramak gerekmiyor.
Koltukların yapısı, minder sertlikleri, yanal destekler ve ayarlarının kolaylığı üzerinde tartışma kabul etmiyor.
Bagajda kullanıma hazır 485 litrelik hacim, selefinden 10 litre daha geniş. Bagajın yükleme/boşaltma ağzı hayli geniş, eşik yüksekliği ideale yakın ve yan duvarlar da fonksiyonelliği destekleyen fileli ceplerle dolu.
Ergonomik açıdan hatasız olan kokpitin alt yarısında kullanılan malzemenin kalitesi şaşırtıcı derecede düşük.
Motor/performans
VW Group bünyesinde yıllarca 1.9 litrelik dizel motorun farklı güçteki versiyonlarını kullanan dört marka, VW, Audi, Seat ve Skoda, kendini kanıtlamış bu motorun üzerine 2.0 litre hacimli yeni bir motorla tanıştı. VW'nin Golf, Golf Plus, Touran, Passat, Seat'ın Altea ve Toledo, Audi'nin A3, A4 ve A6'da, Skoda'nınsa Octavia'da kullandığı yeni motor, modern yakıt besleme sistemi Pumpe-Düse/pompa meme ile motorini her bir silindire ayrı direkt enjeksiyonla alıyor. Sistemin common rail/ortak yakıt yollu enjeksiyondan ayrıldığı nokta da her silindir için enjeksiyonun bağımsız olması. Motorun Passat'taki performansına baktığımızda karşımıza ilk çıkan sessizlik faktörü oluyor. Üstten çift eksantrikli ve 16 supaplı motorun çevreye yaydığı ses düzeyi de, kabine sızan gürültü yüzdesi de oldukça düşük. Harekete geçtiğimizde henüz 1800 d/d'de gelen 320 Nm'lik maksimum torkun Passat'ı alıp sürükleyip götürdüğü görülüyor. Bu sürüklenme çok çabuk hızlanmalar getiriyor ama konforu etkileyecek bir ivmelenme değil, zira otomobilin konfor elemanları görevlerini hiçbir sürüş koşulundan etkilenmeden mükemmel yapıyor. Seri kullanımda benzinli ya da dizel olduğunu sorgulatmadan kesintisiz üst hızlara ulaşan otomobille 200 km/s hızda bile sessiz, konforlu ve güvende hissettiren bir ortamda yolculuk yapılabiliyor. Tabii bu sessizlikte 6. vitesin payı büyük.
Otomobilin sürüşe dair en önemli sorunu şehir trafiğinde beliriyor. Yavaşlayan trafikte durma hızlarında indikten sonra birinci vitesi seçmeye üşenip ikinci vitesle devam etmek istendiğinde motor stop ediyor. Ford'un dizelleri başta olmak üzere bazı dizel motorlarda karşılaştığımız bu durum, olmadık yerlerde yaşanan stop etmeler yüzünden sürücüyü zor durumda bırakabiliyor. Bu durumda anahtara ik