Burak ARTUNER
Osmanlı tarihinde en görkemli düğün törenlerinden biri hiç kuşkusuz 4. Mehmed'in oğullarının sünnet düğünüdür. Öyle bir sünnet şöleni düzenlenmişti ki yüzyıllar boyunca dillerden düşmemişti. Av tutkusu nedeniyle "Avcı Mehmed" olarak tanınan Padişah 4. Mehmed 1675'in bahar aylarında, Mustafa ile sonradan 3. Ahmed adıyla tahta geçecek olan iki yaşındaki küçük şehzadesi Ahmet'i sünnet ettirmeye karar verdi.
HAZIRLIĞI 6 AY SÜRDÜ
Edirne'de düzenlenecek şenliğin hazırlıklarına 1674 yılının sonunda başlandı ve geceli gündüzlü çalışma sonunda altı ay içinde tamamlandı.
İstanbul'dan en usta ateşbazlar, Türkiye'nin çeşitli yerlerinden ve İran'dan güreşçiler, ip cambazları, hayal ve kukla ustaları getirtilmişti.

VENEDİK'TEN OPERA TOPLULUĞU FİKRİ
Hatta Venedik'ten bir opera topluluğu getirtilmesi düşünülmüş, ama geç harekete geçildiği için bundan vazgeçilmişti. Şenlik başlamadan 37 bin, 5 bin kaz, 6 bin ördek getirildi ve kullanılmak üzere 4 bin ağaç sini, bin 400 büyük sahan, 30 büyük kazan, 3 bini çini, bin 500'ü cam olmak üzere 10 binin üzerinde tabak sağlandı.
ÜNLÜ OYUNCULAR AKIN ETTİ
Mısır Muhafızı Hüseyin Paşa'dan 150 oyuncu, 200 deve sürücüsü, binin üstünde de meşaleci istendi. Bundan başka çeşitli görevlerde kullanılmak üzere 300 tersane forsası seçildi. Dönemin önemli oyuncu grupları da şenliğe getirildi. 150 kişilik Mısır oyuncularının yanı sıra 200 kişilik Cevahir grubu ve Ahmet Ağa ve 300 kişilik ekibi ve yine Edirne'deki 100 kişilik Yahudi gösteri ekibi şenliğin her gününde gösteri düzenlemeleri için getirtildi.

YEDİ OTAĞ KURULDU
Şenlik alanı için Edirne'deki Yeni Saray'ın önündeki Sırık Meydanı olarak tanınan geniş alan seçilmişti. Bu alana yedi otağ kuruldu. Bunların bir bölümü padişah ve şehzade Mustafa için, bir bölümü de vezirler, şeyhülislâm ve öteki devlet ileri gelenleri içindi.

12'NCİ GÜN ŞEHZADE SÜNNETİ
Gösteriler ikindi namazından sonra başlıyor, hava karardıktan sonra donanma şenliği ile birlikte gece yarısına kadar sürüp gidiyordu. Şenliklerin başlamasından 12 gün sonra bir perşembe günü, Sultan Selim Camii'sinde mevlüt okutuldu ve aynı gün şehzadeler sünnet edildi. O gece Padişah şenlik alanına çıkmadı ve oğullarının yanına oturdu, oyuncular, şarkıcılar ve çalgıcılar çeşitli vezir, vekil ve makam sahiplerinin önünde gösteriler düzenlendi. Sadece o gün yüzlerce çocuk da sünnet edildi.

BÜYÜK MASRAFI, HEDİYE YAĞMURU TELAFİ ETTİ
Şehzade'yi sünnet eden cerrah Nuh Paşa'ydı ve bir yabancı tanığa göre yaklaşık 10 bin para alan Nuh Paşa, servetine servet katmıştı. Padişah birden masraf üstüne masraf yaparken, gelen hediyeler, bunu telafi edecek nitelikteydi. Şenliği başından sonuna izleyen bir yabancı tanık, "Bu kadar insandan gelen hediyeler bir araya gelince kim bilir ne büyük bir servet ortaya çıkar. Bunları görünce şaşkınlıktan dilim tutuldu" diye yazmıştı.

200 KOCA ADAM DA SIRAYLA SÜNNET EDİLDİ
Fransız elçi Marquis Nointel, yakın dostu Pomponne'a yazdığı 6 Haziran 1675 tarihli mektubunda, sünnet şenliğinde 6 bin genç oğlanla, 2 bin iç oğlanın şehzadeyle beraber sünnet edildiğinden bahsetmişti.
Halk çocukları her gün iki yüzer ve üç yüzer kişi olarak mehter takımı eşliğinde önce padişah çadırının önüne getiriliyorlar, burada dua ettikten sonra Sadrazam'ın önüne gidip, burada dua ediyorlar, ardından da sünnet ediliyorlardı. Bu kadar çok insanı sünnet ettirmek o çağda zor bir işti. İstanbul, Bursa ve Edirne'den bu iş için cerrah getirilmişti. On üç gün içinde sadece 8 bin çocuk değil, Müslümanlığı kabul etmiş genç, orta yaşlı 200 kişi de sünnet edilmişti. Sünnet olanlara bir kat elbise veriliyordu. Sünnetin ardından çocuklar için özel gösteriler yapılıyordu. Şenliğin 15. ve son günü Edirne halkına büyük bir ziyafet verildi.

40 KARATLIK PIRLANTA
Şehzade Mustafa'nın Eski Saray'dan alınıp bir at üstünde şenlik yerine getirildiği gün büyük bir alay düzenlendi. Şehzade Mustafa sokaklardan geçerken, Haseki Ağası ve Ahır Halifesi yelpazeler ile Şehzade'yi serinletiyorlardı. İngiliz seyyah John Covel, kavisli kaşları, kısa, yassı bir burnu olan, yuvarlak şişman bir yüze sahip esmer şehzadenin sarığının üzerinde, sol tarafta tek bir sorguç ve bu sorgucun altında da 40 karatlık bir pırlanta taşıdığını yazmıştı. Covel'e göre, şehzadenin yeleğinin iki ucunda pırlantalar bulunan şehzadenin düğmeleri de incidendi.
HER GECE HAVAİ FİŞEK GÖSTERİSİ
İp cambazları, insan dayanıklılığını aşan hünerler gösteren zorbazlar, at yarışları, okçuluk gösterileri, hayvan oynatıcıların oyunları, güreşler şenliğe renk vermişti. Şenlikte havai fişek gösterileri de izleyenleri büyülemişti. Şenlik boyunca her gece en aşağı iki yüz değişik nitelikte fişek atıldı.
patronlardunyasi.com