Kamu personeli ve emeklilerin aldığı banka promosyonları mavi ve beyaz yaka çalışanların gündemine oturdu. Özel şirketlerin bazıları maaşların yattığı bankalarla anlaştı, çalışanlarına promosyonları dağıttı. Bazıları ise herhangi bir adım atmayınca o işyerinde çalışanlar "Promosyon hakkımız yok mu?" diyerek hukukçuların kapısını aşındırmaya başladı.
KAMUDA ZORUNLU
Türkiye genelinde 4857 sayılı İş Kanunu'na tabi olarak çalıştırdığı işçi sayısı 5 ve üzerinde olan işverenlerin, işçilerin ücret ve her türlü ödemelerini bankalar aracılığıyla yapma zorunluluğu var. İşverenin, bünyesinde istihdam ettiği işçilerin ücret hesaplarını bir bankaya taşıması halinde işveren ve banka arasında ücret ödeme protokolleri düzenleniyor. Bankalar da promosyon adı altında ek mali imkânlar sağlıyor. 2010/17 no'lu Başbakanlık Genelgesi'ne göre, banka tarafından verilecek promosyon miktarının tamamının kamu personeline dağıtılması zorunlu.
ÖZELDE YASA YOK
Sabah'tan Betül Alakent'in haberine göre 4857 sayılı İş Kanunu ya da ilgili mevzuatta, özel sektörde işverenin çalışanına banka promosyonu ödeme yükümlülüğü olduğuna dair açık bir hüküm yok. Promosyon tutarı banka tarafından işverene ödendiyse ve protokole göre çalışanlara dağıtılması kararlaştırılmamışsa, bu promosyon işverenin kazancı sayılıyor. Dolayısıyla da promosyon ödemesi yapılması işverenin takdirine bırakılıyor. Bazı işverenler, toplu iş sözleşmelerinde promosyon ödemesini hüküm altına alıp, çalışanlarına bu ödemeyi yapıyor. Hukukçular ve uzmanlar ise son dönemde çok sık gündeme gelen banka promosyonlarının özel sektörde de dağıtımı konusunda yasal bir adım atılabileceğini belirtiyor.
ÇERÇEVE NET ÇİZİLMELİ
İş Hukuku Avukatı Murat Emergen, kamu personelinin 2010/17 no'lu Başbakanlık Genelgesi uyarınca promosyon miktarının tamamını almasının zorunlu olduğunu söyledi. Özel sektör çalışanlarının "Madem kamu yasal olarak veriyor, özel sektör neden sessiz?" sorusunu sorduğunu belirten Emergen, "Bu konuda devlet tarafından daha net bir çerçevenin çizilmesi gerekiyor. Özel sektör çalışanları arasında, promosyon uygulamalarının belirli bir standartta yürütülmesi için devletin bir adım atması bekleniyor" dedi. Bazı şirketlerim, banka anlaşmasından gelen bu parayı çalışanına kuruşu kuruşuna aktarırken, bazılarının ise "genel bütçe" gerekçesiyle kasada tuttuğuna dikkat çeken Emergen, "Bazı kurumlarda bu para yalnızca yönetim kadrosuna dağıtılıyor, çalışanlar ise durumdan ancak dedikodular aracılığıyla haberdar oluyor" ifadelerini kullandı.
ÇOĞU ŞİRKET DUYMAZDAN GELİYOR
Türkiye'nin en büyük şirketleri, en çok kâr açıklayan holdinglerinin çoğu, bu konuda tek bir açıklama yapmış değil. Ne bir kamuoyu bilgilendirmesi, ne bir prensip kararı, ne de çalışan memnuniyeti adımı atılıyor. Uzmanlar, "Birçok şirket motivasyon, sadakat, verimlilik için milyonlarca lira harcıyor. Ama aynı şirketler, bankalarla yapılan promosyon anlaşmalarında, çalışanların yıllık maaşının yanında oldukça küçük kalan bir tutarı bile paylaşmaktan kaçınabiliyor" diyor.
ŞİRKET AİDİYETİNİ ARTIRIYOR
Özel sektörün çalışanına değer vermeyi hâlâ maliyet kalemi üzerinden okuduğunu vurgulayan İnsan Kaynakları uzmanı, "Banka promosyonları belki bütçelerde büyük bir yer tutmuyor ama sembolik etkisi çok yüksek. Adalet duygusunu güçlendiriyor, şirket aidiyetini artırıyor ve en önemlisi çalışanla kurum arasındaki güven sözleşmesini yeniliyor" şeklinde konuştu.
PROMOSYON SİSTEMİ NASIL İŞLİYOR?
İşveren şirket, banka ile maaş ödemelerine ilişkin protokol yapıyor.
Banka, bu protokol karşılığında işveren şirkete promosyon tutarı ödüyor.
Promosyon doğrudan şirketin hesabına geçiyor.
İşverenin bankanın verdiği promosyon tutarını çalışanlara yansıtıp yansıtmamasına kendisi karar veriyor.
patronlardunyasi.com